HAYALLER GERÇEK OLSA

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,HAYALLER  GERÇEK OLSA
Haberin Tarihi: 12.7.2018 09:43:00 - Okunma Sayısı:7558 defa okundu.

HAYALLER GERÇEK OLSA

HAYALLER GERÇEK OLSA

Ali TAŞ

Sık söylenen sözlerden biri ‘hayallerin peşinden koş’ şeklindedir. Bu söz özellikle gençler için söylenir. Moda deyimlerdendir. Hayali kim kuruyor, bu önemli. Birileri; sizin geleceğinizi düşünüp, seçeneklerin farkında olmanızı mı sağlıyor yoksa gerçekten ne yapmak istediğinizin bilincinde misiniz? Burası önemli. Popüler gündem; hayaller ile gerçeklerin karışmasını sağlıyor. Gazete, dergi, televizyon ve çevrenizde başarılı olduğu söylenen moda ikonları, konu mankenleri, iyi niyet elçileri, başarılı iş adamları, girişimciler sürekli haber yapılır. Ne kadar para kazandıkları, ne kadar saygın oldukları, çevresinde insanların pervane oldukları, dünyada ne kadar ülke gezdikleri, özgür oldukları söylenir. Kameralar önünde ne kadar güzel göründüklerini, fiziği yerinde ve parlak olduklarını seyredersiniz. Ne kadar da doğal ve özgür olduklarınızı algılarsınız, gerçekten. Bu kadar reklam ve gündem karşısında gerçekleriniz hayal olur. Hayallerinizin peşinden koşmak gerektiğini fark edersiniz ya da fark ettirilirsiniz. Ne güzel! Peki aileniz, çevreniz, ülkeniz ve siz ne durumdasınız. Şu sözleri çok duyarsınız. Neden yurt dışında okumuyorsun? Erasmus var. Sonra yüksek lisans yaparsın. Mikrosoft, Google gibi şirketler yetenekli gençler arıyor. Neden sen değil? Yoksa yetenekli değil misin? İnsanlar o ülke senin bu ülke benim gezip duruyor. Zaten demişlerdi görmeden ölünmeyecek yerler var. İşte size hayal, gerisi size kalmış, mutluluk bu!
Gerçekten mutlu muyuz? Bütün bunları ben mi düşündüm? İç sesime ne oldu. Yapmayı öngörebilecek miyim? Bunları yüksek sesle dile getirmezsem beğenmezler mi? Aklınızı mı yitirdiniz? Bu günler de gelecek için mücadele eden gençler, en iyi üniversitelerde okuyacaklar, en iyi puanlarla okullara girecekler, hep birinci olacaklar. Herkes birinci olunca sonuncu kimse olamayacak! Böyle bir şey yok arkadaşlar. Bu yanılsamalardan kurtulalım. Herkes birey, insanlar farklı, insanlar özel, ailelerin benzersiz çocukları, gerçekten. Kabuğunu kırınca parlarsınız. Kimi büyük olur kimi küçük, ama inci tanesi gibi değerli olursunuz. Kiminiz genel müdür kiminiz işçi, kiminiz iş sahibi, kiminiz mühendis, kiminiz doktor, sporcu, müzisyen, ressam, doğasever ve kendinizin hizmetkarı olursunuz. Kendiniz mutlu, aileniz mutlu, ülkeniz kalkınmış olur. Doğa, kurallar dizisidir. Yüzde on kuralı diye bir şey var. İnsanların yetenekleri, zekaları, genleri, fizikleri farklı. Herkes bilim insanı doğmaz, herkes mühendis doğmaz, Herkes 1.80 olmaz. İşte gerçekler; Kimisi sol beyin çalışır; matematiği kuvvetlidir, mühendislik okur. Kimisi sağ beyin çalışır; ressam olur. Burada dikkat edeceğimiz şey; ön beyni çalıştırmaktır. Gerçeklerden kopmadan iç görü sahibi olmak, farkındalık yaratmak, olayları bilince getirmek, benliğinizin farkına vararak kendiniz olmak, çevreden kopmadan gerçekçi planlar yapmak. Plandan sonra kafanızda değerlendirme (simülasyon) yaparak gelecekte ne olabiliri düşünmek. Mutlu olmak istiyorsanız gerçekçi olun. Mutluluk uzaklarda değil yanınızdadır.
Bilginiz, biriktirdikleriniz. Öğrendikleriniz temelinizdir. Keyif alarak araştırırsanız, mutluluk biriktirirsiniz. Aşırı yüklenme stres getirir, keyifsizlik verir, umudunuzu köreltir, mutsuzluk kaynağı olur. Uzak ve yüklü hedef sizi yolunuzdan şaşırtır. İnsan beyni, uzun süren stresi kaldırmaz, isyan eder. Stres altında hafıza çalışmaz. Algıyı değiştirir. Beyin dinlenme modunda iken; beynin sekreteri olarak bilinen (singulat korteks) ve algının merkezi olan (paryatel korteks), beynin patronuna (ön kortes) sorunun çözülmesi için uyarır. Eğer bir planınız varsa, geleceği göz önüne getirir (simülasyon yapar) çözüm görünüyorsa, rahatlarsınız. Yoksa döngüye girersiniz, sizi rahatsız eder. Tatlı bir heyecan, hafızayı erişebilir kılar. Bilginiz kadar fikir yürütürsünüz. Pop kültürle algınızı, Google’a güvenerek bellek sisteminizi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara aldanarak ya da kasıtlı yaklaşanlara bağlanarak amacınızı ve geleceğinizi çaldırmayın. İnmesini bilmiyorsanız, uçmayın. İnsanın ayakları yere basar!
Kendi kültür ve benliğinizden kopmadan amaçlarınızı gerçekleştirebilirsiniz. Basamakları birer birer çıkmak güvenliğinizi sağlar. Yukarıda ne var? İyi görün, ön görün. Karıncalar birlik olurlarsa kendi ağırlıklarının on katını taşıyabilirler. Ailenizle, çevrenizle, ülkenizle birlik olun. Gelecek sizin…
Saygılarımla…

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap