Su yoksa, ekmek de yok!

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Su yoksa, ekmek de yok!
Haberin Tarihi: 22.9.2014 09:52:00 - Okunma Sayısı:1336 defa okundu.

Resmi açıklamaların can simidi olan "küresel ısınma" söylemi Türkiye'nin su politikalarındaki hataların üstünü örtmeye yeter mi?

Su yoksa, ekmek de yok!        

Yusuf Yavuz

 

            Resmi açıklamaların can simidi olan ‘küresel ısınma’ söylemi Türkiye’nin su politikalarındaki hataların üstünü örtmeye yeter mi?

            Dünyanın en fazla sulak alana sahip ülkelerinden biri olan Türkiye’nin, hatalı politikalar nedeniyle 1960’lı yıllardan bu yana 1 milyon 600 bin hektarlık sulak alan habitatını geri dönüşümsüz biçimde kaybettiği belirtildi. Van Gölü’nün yaklaşık üç katı büyüklüğündeki sulak alan kaybının doğal yapıya müdahale sonucu ortaya çıktığını belirten SDÜ Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, yaptığı açıklamada, suyun kötü yönetilmesinin kıtlık ve felaketle sonuçlanacağı uyarısında bulundu.

            Bir kilo buğdaya

            750 litre su     

            Uzmanlar uyarıyor: ‘Su, artık sudan ucuz değil!’

            Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, ‘sudan ucuz’ kavramının geçmişte kaldığını belirterek yakın gelecekte su savaşlarının yaşanacağı uyarısında bulundu. Bir kilo buğday üretmek için 750 litre suya ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Kesici, suyun dikkatli kullanılmaması durumunda felaket getireceğini dile getirdi.

            Türkiye’nin suyunu nasıl çıkardılar?

            Bir zamanlar suya tapan Türkler suyunu satar hale geldi…

            Türkiye aylardır siyasi gündemiyle boğuşuyor. Ancak Anadolu’nun dört bir yanındaki derelerin sahibi olan köylülerin çığlığı Ankara’dan bir türlü duyulmuyor. Artvin’den Muğla’ya kadar neredeyse ülkenin bütün su kaynakları birer birer özel sektöre devrediliyor.

            Dünyanın suyu nasıl şirketlerin oldu?

            Dünyanın suları ve ekilebilir topraklar aynı merkez tarafından nasıl ele geçiriliyor…

            “Önce kravatlı, çantalı insanlar geldiler ciplerle. Gizli gizli çalıştılar. Jandarmayı çağırıyoruz gelmiyor. Çok zoruma gitti, aldım baltayı, nacağı elime…”

            Araştırmacı Erhan Ünal, tarım ve gıda konusundaki çarpıcı yazılarının ardından bu kez de dünyanın dört bir yanında sürdürülen su savaşlarını yazdı. İnsan ve tüm canlı yaşamı için yaşamsal önemde olan suyun küresel şirketler eliyle nasıl gasp edildiğini gözler önüne seren Ünal, 27-29 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da yapılacak olan Uluslar arası Su Forumu öncesinde Türkiye’yi; “konuya sadece ‘su sorunu’ olarak bakmak ve bu boyutu ile irdelemek de konunun ardına saklanan gerçek amacı görmede çok eksik kalacak ve yanıltıcı olacaktır. Günümüzde dünyanın pek çok yöresinde vahşice yürütülen ekilebilir toprakların ele geçirilmesi (toprak gaspı) süreci ile küresel olarak su kaynaklarının ele geçirilmesi (su gaspı) girişimleri aynı merkezden organize edilmekte, aynı küresel kurumların güdümünde sürdürülmektedir” sözleriyle uyarıyor ve ekliyor: “Bireysel direniş, kurtuluşun başlangıcıdır!”

            İşte geleneksel tarım, gıda ve hayvancılık konularında dünyanın pek çok ülkesinde araştırmalar yapan Erhan Ünal’ın, suyun devletler eliyle küresel şirketler tarafından nasıl gasp edildiğini ve yeryüzünün kaynaklarını kullanarak küresel diktatörlüğün adım adım nasıl inşa edildiğini gözler önüne seren çarpıcı yazısı…

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap