Eğitim – Öğretim’de Avrupa Birliğini Yakaladık Mı?
Gözlerimi kapadım, bir an kendimi maziye bıraktım. Aklıma İlkokul yıllarım geldi. Bizim zamanımızda okul disiplini evimizde başlar. Okul hazırlığını yaparken her şeyin ütülü olmasına dikkat eder, siyah önlüğümü giyer, oyalı yakamı takar, saçlarımı nizami bir şekilde bağlar, ayakkabılarımı düzenli olarak silerdim.
Annem çantamıza acıkınca yersiniz diye ekmek arası yiyecekler koyar, okul yoluna koyulurduk. Arada da olsa rahmetli babamdan kardeşlerimle beraber simit parası kopara bilirsek o gün dünyalar bizim olurdu.
Okula gidince zil çalıncaya kadar arkadaşlarımla sohbet eder, oyunlar oynardık. Ama o esnada öğretmenlerimizin geldiğini görürsek sohbeti – oyunu bırakır, koşar adımlarla yanlarına gider; “Günaydın Öğretmenim” selamı verirdik.
Zil çalınca sınıflara girer, heyecanla öğretmenimizin gelmesini bekler. Öğretmenimizin ağzından dökülen kelimeler bizim için emir niteliğinde olup, saygı uyandırırdı. Biz böyle gördük, böyle okuduk derken kendime geldim;
Şimdi neler mi oluyormuş! Eğitim camiasında şaka gibi Amaaaa;
Öncelikli hedefimiz Avrupa Birliği Standartlarına ayak uydurma çerçevesinde öğrencilerin güvenini tazelemekmiş!
Peki, bunları yerine getirme hususunda devletimiz neler yapmış? 1 – 2 örnek vereyim;
- Okul üniforması iptal – günlük giyim serbest,
- Saçlar serbest,
- Kitaplar ücretsiz, (yardımcı kitap alınabilir)
- Devamsızlık yapmak serbest,
- maddeyi biraz açayım, öğrenci devamsızlık yapsa da aman öğrenci mağduriyet yaşamasın anlamında işler kılıfını uydurulup sınıftan geçer. (veli okula dilekçe verir, olmazsa sağlık raporu gibi alternatif elinin altında)
Okul da kalmak mı?
Öğrenci kendini sınıf tekrarı yaptırmak için uğraşsa da nafile, bir yönetmelik değişikliği ile usulüne uygun sınavla okulda kalmak da yok sayılır.
Ama sakın şu ifadeyi unutmayalım……! Avrupa Birliği Standartlarında öncelikli amaç öğrenci memnuniyeti…….!
Peki….! Başta idarecilerimiz olmak üzere öğretmen ve diğer personel ne alemde; Onlar için yapılacak bir şey yok. Ne yapalım onlarda bu sisteme ayak uydursunlar efendim!
Bir de şunu unutmayalım! Öyle zaman olur ki öğrenci okul idaresine, öğretmene ve diğer personele saygısızlık yaparsa ne olur, yapsın ne olacak adı üstünde öğrenci!
Aman ha! siz siz olun öğrencileri kızdırmayın, zira öğrenci Cimer vb. yerlere şikayet edip birde Veli’sini (yalan, yanlış) doldurursa yandınız.
Ne mi olur sadece bir örnek vereyim.
Öğrenci velisi çıkar gelir okula “Derste sen benim çocuğuma nasıl yerine otur bakayım deyip, arkadaşlarının yanında küçük düşürürsün” diye yazılı başvuru yaptı mı, yandın mı yandın!
İlk yapılan nedir biliyor musunuz? (Şikayetin mahiyetine bakılarak) Soruşturma açılır, arkasından soruşturmanın selameti açısından ilgili öğretmenin yerinin değiştirilmesi, hele birde öğrenci kodaman bir ailenin çocuğu ise daha da ileri gidilir ve kişi açığa alınır.
Ya Rabbi ne günlere kaldık? Böyle mi 60 yıldır giremediğimiz Avrupa Birliğine gireceğiz?
Hani nerede kaldı! Tatil günlerinde dahi öğretmenimizi gördüğümüz zaman saygıdan ne yapacağımızı bilemediğimiz günler?
Hani nerede kaldı! Atalarımızın tabiri ile öğrenciyi okula yazdırırken “eti senin kemiği benim “ dediğimiz öğrenci velileri!
Acaba biz şu anki Eğitim - Öğretim sistemimizle mi yakalayacağız Avrupa Birliği Standartlarını?
Yazık ki ne yazık………!
Saygılarımla.