Erol KESİCİ, Bafa Gölü'nde Araştırmalarını Sürdürüyor

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Erol KESİCİ, Bafa Gölü'nde Araştırmalarını Sürdürüyor
Haberin Tarihi: 2.9.2013 10:36:00 - Okunma Sayısı:1936 defa okundu.

Bafa Gölü araştırmalarını sürdüren EKODOSD bilim Danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğrt. Üyesi hemşehrimiz Erol KESİCİ ve Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü ile birlikte her ay yaptıkları ekolojik araştırmalardan elde edilen sonuçlar hakkında bilgi verdi.

Erol KESİCİ, Bafa Gölü’nde Araştırmalarını Sürdürüyor

 

            Bafa Gölü araştırmalarını sürdüren EKODOSD bilim Danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğrt. Üyesi hemşehrimiz Erol KESİCİ ve Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü ile birlikte her ay yaptıkları ekolojik araştırmalardan elde edilen sonuçlar hakkında bilgi verdi.     

            Bafa Gölü’nün Serçin, Gölyaka, Kapıkırı kesimlerinde ve B.Menderes’den gelen sularda kirliliğin hat safhada olduğunu ifade eden Kesici “Yapılan su analizleri çalışmalarında bu kesimlerde sularda oksijen seviyeleri düşük, Ph seviyesi yüksek olup, gölde tuzluluk oranları çok değişkenlik göstermektedir. Bu durum gölde yaşayan canlı türleri için yaşamlarında sorun oluşturmalarının yanı sıra, azot ve fosfat vb. besi yüklerinin artışı gölde farklı türlerdeki mavi-yeşil alglerin(suyosunlarının) artışını hızlandırmaktadır. Gölün bu kesimlerinde analiz yapmadan bile alglerin oluşturdukları kitleler görülebilmektedir.” dedi.

            Tarihi, kültürel ve ekolojik öneme sahip olan gölün Kapıkırı kesimi gölün en hassas bölgesi olduğuna dikkat çeken Kesici, “su seviyesinin azalmasıyla göl kıyı kesiminde alglerin çürümesi- kurumasıyla batık alan oluşmuş olup bu durum koku ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Bu oluşum göl kesiminde sinek popülasyonlarının artmasına neden olmakta, ışığa yönelen gün sinekleri ise bölgede bilhassa akşamları çok ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Yöre halkı, işletmeciler bu konuda çok rahatsız olduklarını belirtmektedirler.

            Bu yıl yağışların çok olmasına ve göle sürekli su verilmesine rağmen Bafa Gölünde değişen bir şeyin olmadığı görülmektedir. Bafa Gölü yazın yeşillenmekte, kışın köpürmekte, gün geçtikçe çözüm daha zorlaşmaktadır.

            Göle bilimsel gözle ve “doğru” bakmak gerekmektedir. İnsan sağlığında erken teşhis ve doğru tedavi ne kadar önemli ise, bu bakış Bafa Gölü içinde geçerlidir. Hastalık sadece B. Menderes Nehri’nden kaynaklanmamaktadır.

            Gölün kıyı kenar kesimlerinde, kıyılarında gölün dip kesimindeki önem oluşturan sorunlar görmezlikten gelinmemelidir. Göl mutlak pansuman önlemleriyle tedavi edilemez. Bafa Gölü için koruma- kullanımda öncelikleri tekrar gözden geçirmek ve karar vermek gerekmektedir.

            Bafa Gölü’nün ekolojik bozulmasına neden sadece Büyük Menderes Nehri değildir. Bafa Gölü’nün etrafında kurulan yavru balık üretim tesisleri, gölün ekolojik yapısının bozulmasına olumsuz katkı yaptığı görülmektedir.

            Özellikle yaz aylarında tarımsal sulamalar nedeniyle Bafa Gölü’nün hayat damarları olan giriş ve çıkışlarında hem kapaklar, hem de suyun önünün toprak dolgularla kapatıldığı görülmektedir.

            Balık üretim tesislerinin atık suları önce Sakızburnu Dalyan kanalına akıtılmakta, sonra da Bafa Gölü’ne gittiği görülmektedir.

            Yavru balık üretim tesislerinden kaynaklanan proses atık suyu, göldeki hem tuzluluk oranını artırmakta hem de göle azot ve fosfor girişini çoğaltmaktadır.

            Her iki üniversitenin yapmış olduğu laboratuar araştırma sonuçlarında, göldeki kirliliğin yoğun olduğu kesimlerde, pH oksijen seviyesi kirliliğe ve oluşan bitki yoğunluğuna göre çok farklılık gösterdiği görülmektedir. Bu farklılık göller için çok önemlidir. Farklılıkların birbirine yakın oranda olması en ideal olanıdır. Gölde bazı kesimlerde yeşil alglerin, bazı kesimlerde de mavi-yeşil alglerin ve bazı kesimlerdeki yüksek yapılı bitkilerin aşırı oranda ve türsel artış göstermesi göldeki besi yüklerinin ve su kalitesi sonuçlarının farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Yani gölde kesimlere göre kirlilik etkenleri farklıdır. Bu durumu iyi analiz etmek gerekir.

            Her yıl zaman geçirilmekte, Bafa Gölü’nde kirlilik ve birikim çok ciddi boyutlara ulaşmakta, gölde bu sorunlar çıplak gözle bile görülmektedir.

            Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün incelemelerinde deşarj yönünde çevre izinleri bulunmadığından, Aydın Valiliği’nce Çevre Kanunu’nun 15. Maddesine göre 1 defaya mahsus olmak üzere atık suların denize deşarj etmesini sağlayacak hat çekmeleri için 1 yıllık süre verildiği öğrenilmiştir. İşletmelerin bu maddeye rağmen aynı şekilde çalışmaya devam etmeleri halinde, faaliyetlerine son verileceği hakkında bilgi aldık. Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.

            Göldeki bu olumsuzluklardan en çok etkilenenlerin başında, yöre balıkçıları gelmektedir. Tırlarla ihraç edilen balıkların üzerinden yılların geçtiğini ve gölün değiştiğini söylüyorlar. Artık çektikleri pinterlerin gölün dibindeki pisliği çıkardığını belirtiyorlar.

            Türkiye’de göl turizminin yapıldığı yerlerin başında, bir zamanlar Bafa Gölü geliyordu. Beşparmak Dağları’nın eşsiz coğrafyasındaki Dünya miraslarını gezip gören turistler, sıcağın ve yorgunluğun etkisini göl kıyısına gelerek gölün serin sularından çıkarıyorlardı. Şimdi ise tek tük gelen turistler üzücü manzaraya bakarak sadece güneşlenmektedir. Göl kıyısında turizm yapan işletmelerin eski yıllara oranla günümüzde yaşam savaşı verdikleri görülmektedir.

            Orman ve Su İşleri Bakanlığı Manisa 4. Bölge Müdürlüğü tarafından, Bafa Gölü’nün doğal ve kültürel kaynaklarını tanıtan panoları ve göl seyir teras düzenlemeleri yapılmıştır. Bafa Gölü’nde ilk kez yapılan bu uygulama gelen ziyaretçilerin bilgilenmesi açısından yararlı olmuştur.

            Bir yandan sırtını yasladığı Beşparmak Dağları’nın maden ocakları tarafından delik deşik edildiği ve geri dönülmez tahribatlar yaşandığı görülürken, bir yandan da Ay Tanrıçası Selene’nin bu muhteşem gölünün kirletildiği ve çözüm bulunmadığı takdirde sonuçlarının çok kötü olacağı görülmektedir.

            Bafa Gölü sahipsiz değildir. Göl hepimizindir. Gölü kirletenler bedelini de ödemelidir. Bafa Gölü’nü bizden öncekilerden temiz aldık, bizden sonrakilere temiz vermeliyiz. Sorun günümüzde. Günümüzde oluşan ve biriken kirliliğin bir an önce temizlenmesi için tüm kurumların, gölle ilgili çalışma yapan üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, yöre insanlarının ve hatta kirleticilerin bir araya gelerek gölün geleceği için acil çözümleri hayata geçirmesi gerekir.” diye konuştu.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap