Atila TÜRK?tür ?!

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Atila TÜRK?tür ?!
Haberin Tarihi: 20.9.2016 11:16:00 - Okunma Sayısı:2216 defa okundu.

Memleketi belliydi, göçmen ettiler …! İçinde hep memleket özlemi vardı! Çünkü; telefonu; alo, efendim, buyurunla değil, “Atila Türk’tür” diye açardı…

Atila TÜRK’tür …!

 

            Memleketi belliydi, göçmen  ettiler …! İçinde hep memleket özlemi vardı! Çünkü;  telefonu;  alo, efendim, buyurunla değil, “Atila Türk’tür” diye açardı…

             “Esas olan sadece yaşamak değil, İnsana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır. Boyun eğmeden, sürünmeden, el etek öpmeden yaşamaktır! NH”  sözüne çok benzemekte direnci, yaşamı…1970 li yılların aydınlık yüzüydü… ! Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Bağımsız Türkiye diyordu, söz ve yazılarında Atila TÜRK… O zamandan.!  Bu zamanlara…! Haklıydı!


            1949 yılında Eğirdir’de doğdu.  Eğirdir’de İlk- orta ( ve ŞAİK Lisesi (Fen Bili.) hep Birinciliklerle mezuniyet. 18 yaşında bilimsel makaleler yazmaya başladı.  Siyasal Bilimler ve doktora. Çeşitli dergilerde, inandığını, düşüncelerini dile getirdiği için; “Fikir sucu” işlemişti. 12 Mart 1971’de “Komünistlikle!  suçlandı”, aranıyordu..! Kimine göre, “Kasabanın goministti”,  “yüz kiri”,  kimilerine göre; ilkeli, insancıl, kibar, zeki, çok okuyan, çok güzel anlatımlı, ilkeleriyle, gördükleriyle, yaşadıklarıyla, inandığı düşünceleri;  yılmadan cesurca savunan dile getiren sosyal paylaşımcı ATATÜRK ilkelerini savunan biri Atila Abi.  Bir kasaba efsanesiydi “komünist Atila”.  Yıllar sonra “komünist” olmadığına  karar verildi...!

            Çoğu insan ondan “cüzzamlıymış”  gibi kaçtı. Kendisi,  annesi Vesile Teyze- babası-  Türkan- Selim kardeşler çok acılar çektiler. Kaçtı. Evsiz barksız,  kaçak- göçmen bir yaşam ve mücadelesine başladı. 1978 Almanya’ya  “zorunlu-sürgün- göçmen”. Almanya’da doktora öğrenimi. Vatansız, sürgün hayatı yaşadı 1989 yılına kadar. 1989 da “üç uçak dolusu” belge kitap arşivle KKTC göçerek, YDÜ 3. doktora öğrenimi yaptı ve 2000 yılından bu yana; Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği yaptı. Devrimci, ilerici, halkçı Atila!

            Eğirdir memleketi,  doğdu yer, ana kucağı; Atila Abi’nin. Yaşamı; ibretlik,  tarihi- sosyal bir derstir. Atila TÜRK;   Eğirdir’den, onurlu yaşamayı;  söylediklerinin sosyal yaşamın ilkeleri olduğunu savunan ve bu uğurdaki mücadelesinde; canından , “dünya nimetlerinden” , iki yüzlülükten, çıkardan, daha çok değer veren bir insan olarak geçti.  Son yıllarda Atila Türk’ün  söylediklerinin yazdıklarının  suç olmadığı malum, denildiği gibi  komünist değildi, ki şimdi  TK Partisi, Belediye başkanı var!!!12 Martlı-Eylüllü  vb. darbelerin ülkemizi hep geriye götürdüğü bilinmektedir. O zaman devir böyleydi demekle geçiştirilemez, hafifletilemez Doç. Dr. Atila TÜRK’e yaşatılanlar. Sonra PARDON! dediler. Suçsuzsun!  Düşündüklerini söylen, eylemlerde bulunmayan Atila TÜRK gibi ileri görüşlü nice gençler- aileleri bu acıları yaşadı. 

            Geçtiğimiz yaz aylarında,  Atila Abi “turist” olarak memleketine, doğduğu çocukluğunu - az da olsa gençliğini-  yaşadığı Eğirdir’e geldi.  Heyecanlı ve çok buruktu…! Vedaydı!

             Her yeri gezdi.  Bir ara; 1970’li yıllarda onu, acımasızca damgalayanlar, kasaba-şehir  efsanesi yaratanlar, sözlerine, dediklerine koyanlar (dedikoducular) ve ailesinden adeta  “cüzamlı” gibi kaçanlardan! Onu infaz edenlerle (bizim kuşak- ocu bucu!) ! sohbet ederken söze katıldım. Duramadım; keşke 45 yıl önce aynı saygıyı gösterebilseydiniz, kazana atmasaydınız, neler demediniz Atila TÜRK’e”  dedim. Kendisine özgü tebessümüyle, kolumu tuttu,  gülümsedi. Sanki ben hepsini unuttum der yüceliğindeydi. Atila TÜRK, çok sevdiği, doğduğu efsane edildiği EĞİRDİR’den üzüntüyle ayrıldı. Bu onun son gelişiydi… 

            Eğirdir’de olmaktan çok mutluydu. Yıllar öncesinin dünün- bu günün Eğirdir’ini konuştuk.  Eğirdir için yapılanlar-kalanlar… Onu; en çok Kale Mahallesindeki ana-baba eviyle ilgili yapılanlar, bu konudaki mücadeleleri ve münakaşalar, gönül kırıklığı ve bir kez daha üzdü, çok derinden yaraladı. Bu konuda fazla konuşmadı… Adeta bir daha gelemeyeceğini bilerek veda ediyordu anılara.  Hastalığı konusunu geçiştirdi ama çok rahatsızdı… Bir türlü inadına vazgeçmedi sigaradan. Son ziyareti- vedası oldu.  Tesellisi kendisini o zaman acımasızca eleştirenlerin ilgisi-saygısı oldu da! O zaman öyleydi de, size ne oldu? Neden?!!!!!

   Ömrün sürgünle,  memleket-vatan hasretiyle, okumakla, yazmakla geçti…! Senin gibi düşünen bazıları,  her devrin adamı oldu, “onurları”  mı?  “Ne yaparsın vahşi kapitalizmin çarklarına teslim olduk” dediler…  Rahatlar, torun, mal- mülk! Ya siz; evsiz - barksız, çoluksuz -çocuksuz, arabasız, göçmensiniz!  Hiç kaynanan olmadı ama;  hayata kaynanalık ediyorum derdin.  Ettin de! Amerika kahroldu mu? Türkiye Bağımsız mı? Ah be Atila TÜRK neden düşüncelerini, seslendirirsin ki?! Sussaydın!  Neden inat ettin “goministlikte” (!)…

 Eğirdir de

            Eğirdir haberlerini her gün izlediğini, göl ile… teşekkür etti (yer vermemi istemişti).  Eğirdir’in fotoğraflarının yer aldığı Eğirdir Albümü ve hazırlıklarını yaptığım  “Eğirdir ve Gölümüz”  ile ilgili kitabı mutlaka kendisine ulaştırmamı istedi. Albümü, hazırladım. Çok memnun oldu. Ama kitabın bitmesini, bekleyemedi Atila Abi…!!!! Aklı, gönlü eminim Eğirdir’de kaldı!

            “Yüce gönüllüdür, yufka yüreklidir, insan evladıdır”… Neden Lefkoşa’da  defnedildi?

            En yakınım-evim, çocuklarım dediği YDܒnin eski-yeni öğrencilerine; Neden K.Kıbrıs’ta toprağa verildi diye sordum. YDÜ; “HOCA KIBRIS’I ÇOK SEVDİ… KIBRIS’TA HOCAYI ÇOK SEVDİ… SEVENLERİ AYIRMAK OLMAZDI, SANIRIZ KENDİSİ DE BUNDAN MUTLUDUR” dediler..  Haklıydılar… Haksızdılar!  Çünkü bunun Atila Abi’nin isteği olduğuna, bundan hoşnut olacağına hiç ihtimal veremiyorum.  Eğirdir’e ise;  ne desen boş,  adeta “kimsesizdi(!)”,  Eğirdir’e başta anne baba eviyle ilgili sorunlardan, yaşananlardan, dolayı kırgın olabilirdi- üzgündü! Kime ne diyecekti…!Soran , ilgilenen ve malum hastalığında arayan, oldu mu? “Haksızlıklara uğratılan, uğrayan, Eğirdir’in en zeki çocuğuna!

            Yüzlerce YDÜ evladın; şimdi sensizlikte çok üzüntü içerisindeler…  Arkandan seslendiler. Ne dediler: “Bu bayram yüreğimiz buruk, Acımız büyük… Güler yüzlü bilge Adam ve eşsiz karakteriyle tüm gönüllere taht kuran Atila TÜRK hocamız, uğurladık, çok büyük kayıp …”

            “Öğretmeye ve öğrenmeye ne açık bir hocaydı. Günümüzün Albert’i, Veysel’i,  Aristo’su, gurmesi açıkçası yaşayan bir bilgeydi. Müthiş bir entelektüeldi, her alanda küçük değil muazzam anlamda bilgisi vardı..”

            “Binlerce ağaç dikti bu topraklara , kök salmak istemekliğinin ifadesi, nişanesidir her fidan..”

             “Kitaplarla yetinmeyen, kitapların sayfalarını okumanın ders anlatmak olmadığını öğretin”

            “...yüce gönüllüdür, yufka yüreklidir, insan evladıdır. Bu gün önden gitti, hepimiz geleceğiz yanına Atila… Geldiğimizde önce Araf’ın sonra Kıyamet’in kaynanalığını yapacağız…”

            “Kültür tarihi hocamız, YD Üniversitemizin yaşayan Kütüphanesi Atila TÜRK hocamız…”

            “…, daha çok söz vardı söylenebilecek, daha çok kitap vardı okunacak….daha çok kahve vardı içilecek…canım hocamı, ağabeyimi, dostumu, yol gösterenimi, rehberimi ….

            Ada’ya düşmüş en büyük değerlerden birini kaybettik… Güzel insan Atila TÜRK ”

            “Nasılda özeldiniz…iyi ki bu dünyadan geçtiniz güzel ve iyi kalpli hocam, arkadaşım, başı..”

            “Atila TÜRK, böylesiyle bir daha  karşılaşılamaz.. Mümtaz karakter …Işıklar içinde ol..”

            “İlk dersimiz sizleydi, norm nedir dediniz… Bu gün hayatın normlarını daha iyi anladım. Siz anlattınız ….Son dersiniz bu oldu …Ne mutlu bize, tanımışız sizi, Atila  Hocam…”

            Bu kadar mı sever öğrenciler hocalarını. Atila TÜRK; evsiz- barksız, arabasızdın; fakat, Kıbrıslıların, öğrencilerinin dostlarının gönül- sevgi zenginliğini kazanmışsın. YD Üniv.  Çevresine diktiğin binlerce fidan,  bugün kocaman ağaca dönüşmüş, insana-yaşama- doğaya dost,  Atila TÜRK. Herkese nasip olmayacak olan bu sevgi, bu övgü ne kadar önemli. Yaşadığı yerlerde iz bırakanlardan olmak, bu kadar seveniyle birlikte bu kadar güzel anılmak, ne mutlu.  Ruhun  şad olsun,   Işıklar içerisinde ol,  hemşerim, meslektaşım…Hem ATİLA hem de TÜRK. “Eğirdir’in   goministi!”..!!! Bilge, insanca ve onurlu yaşamın örnek olsun…! 

            Atila TÜRK;  “ bu kadar şair adam, bu kadar hassas adam, bu kadar bir ressam adam, bu kadar çizgi ustası adam, bu kadar değişik bir adam, bu kadar karizmanın her unsurunu üzerine çağrılı bir adam,  tam bir estetik- güzel sanatlar (bediiyyat) ustası…”


Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap