ISPARTA MİLLETVEKİLİ NURİ OKUTAN: ABD SEFERİNDEN ZAFER ÇIKARMAK, MİLLETİ AHMAK YERİNE KOYMAKTIR

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,ISPARTA MİLLETVEKİLİ NURİ OKUTAN: ABD SEFERİNDEN ZAFER ÇIKARMAK, MİLLETİ AHMAK YERİNE KOYMAKTIR
Haberin Tarihi: 18.5.2017 12:06:00 - Okunma Sayısı:3123 defa okundu.

Bağımsız Isparta Milletvekili Nuri Okutan, “yüksek itirazlarla başlatılan ABD seferi, zoraki kabullenişle sona ermiştir. Trump seferinden zafer çıkarmaya çalışmak, milleti ahmak yerine koymaktır. Boş yere ABD’ye ve Rusya’ya yalvarmak, acizliktir. Başımıza bela sarmaya çalışanlardan medet ummanın ne anlamı olabilir ki” dedi.

 

 

ISPARTA MİLLETVEKİLİ NURİ OKUTAN:

ABD SEFERİNDEN ZAFER ÇIKARMAK, MİLLETİ AHMAK YERİNE KOYMAKTIR

Bağımsız Isparta Milletvekili Nuri Okutan, “yüksek itirazlarla başlatılan ABD seferi, zoraki kabullenişle sona ermiştir. Trump seferinden zafer çıkarmaya çalışmak, milleti ahmak yerine koymaktır. Boş yere ABD’ye ve Rusya’ya yalvarmak, acizliktir. Başımıza bela sarmaya çalışanlardan medet ummanın ne anlamı olabilir ki” dedi.

Nuri Okutan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin kendisini kapana kıstıranlardan kurtuluş reçetesi beklemesinin abesle iştigal olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Milletimiz hem içeride hem dışarıda nefes alamaz hale gelmiş ve adeta boğulmaktadır. Ülkemizin çevresi bir yangın yeridir ve bu yangının içeriye sirayet etmesi sadece zaman meselesidir. Herkes yaklaşan tehlikeyi görmekte ve bilmektedir. Bir kısım insanımız büyülenmiş gibi olaylara çaresiz bakmakta ve kılını kıpırdatmayarak birilerinin ülkemizi kurtarmasını beklemektedir. Halbuki kurtarıcı olarak bakılan ülkemizi yönetenler bu yangının mesulleri arasındadır. Kendi küçük ikballeri için Kuzey Irak’ta doğuma neden olanlar, Kuzey Suriye’de de yeni doğumu kabullenme içerisine girmişlerdir. Suriye’yi yangın yerine çevirerek her türlü şer gücün orada cirit atmasına neden olan ülkemiz yöneticileri, Türkiye’nin kapana kısılmasına neden olmuşlardır. Başımızdakiler Suriye’de bütün dünyanın neden karşımıza dikildiğini, her politik çıkışımızın önünün neden kesildiğini anlamazlıktan gelmeye devam ediyorlar.”

Isparta Milletvekili Nuri Okutan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tıpkı Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgale teşvik edilmesi gibi Arap Baharı’nın içine çekildiğine işaret ederek, Arap Baharı’nın Türkiye’ye ve İslam dünyasına kurulmuş bir tuzak olduğunu söyledi.

 

TÜRKİYE’NİN TÜRK VE İSLAM DÜNYASI İLE ARASINA SET ÇEKİLİYOR

Nuri Okutan şöyle devam etti:

“Arap Baharı’nda başımızdakilerin güçleri ve imkânları olmadan Yeni Osmanlıcılığa ve İttihat-ı İslamcılığa soyunmaları belayı davet etmiş, bu politikalardan ürken ülkeleri karşımıza dikmiştir. IŞİD ve YPG/PYD oyunu bunun neticesidir. Her girişimimizin önünün kesilmesinin nedeni de budur. Küresel ve bölgesel güçlerin hiçbirisi Türkiye’yi Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta ve Yemen’de kısaca Arap dünyasında istemiyor. Suriye’de ülkemizi bir set gibi çeviren yeni yapı “Yeni Osmanlıcılığın” ve “İttihad-ı İslam” anlayışının ölüm fermanı olarak önümüze konmuştur. Onun için ABD, Rusya ve bilumum Batı ve Doğu ülkelerinin koruması altına alınmıştır. İslamcılık ve Osmanlıcılık iddiasındaki bir kadronun kendi nihai amaçlarını öldürmesi acınası bir durumdur. Asıl acınası olan da dünyayı fethetmeye kalkışanların, bırakın en küçük fethi, ülkemizin var oluşunu tehlikeye atmalarıdır.”

Nahcivan’dan başlayıp Akdeniz’e kadar uzanan sınır boyunca Türkiye’nin önüne iki set çekildiğine dikkat çeken Isparta Milletvekili Nuri Okutan, “Önde Kürt, arkada Şii seddi. Bunun nedeni başımızdakilerin Enver Paşa’yı aşan maceracı politikalarıdır. Bu iki set ülkemizi hem Türk Dünyası’ndan hem de Arap-İslam Dünyası’ndan koparmak üzere inşa edilmektedir” şeklinde konuştu.

 

ÇÖZÜM; ATATÜRK’ÜN YAPTIĞI GİBİ ÇEVREMİZDE BİR DOST KUŞAĞI OLUŞTURMAKTIR

Kürtlerde ve Şiilerde yaratılmaya çalışılan Türk ve Türkiye düşmanlığı ile Türklerde yaratılmaya çalışılan Kürt ve Şii düşmanlığının planlı bir programın ürünü olduğunu kaydeden Okutan, bu programın sadece ABD’nin değil, diğer Batılı ülkelerin ve Rusya’nın da rol aldığı bir program olduğuna dikkat çekti.

Ülkemizi saran kapandan kurtulmak için iktidar ve politika değişikliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Isparta Milletvekili Nuri okutan, şöyle konuştu: “Sorunların kaynağı olan iktidar istese de bu sorunları çözemez. Ütopik ve ideolojik parti ve politikalar yerine Atatürk’ün rasyonel dış politikasını uygulayacak kadrolar acilen iş başına gelmelidir. Kürtleri ve Şiileri Türkiye’ye düşmen eden mezhepçi ve ayrımcı politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Atatürk’ün yaptığı gibi devlet bütünlüğümüzü muhafaza için çevremizde bir dost kuşağı oluşturmalıyız. Kürt ve Şii düşmanlığının Türk’e ve Türkiye’ye bir faydası yoktur. Türk ve Türkiye düşmanlığının da Kürt ve Şii kardeşlerimize bir faydası yoktur.”

Bölgede düşmanlığa değil bin yıldır birlikte olduğu gibi birlikte ve barış içerisinde yaşamaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Bağımsız Isparta Milletvekili Nuri Okutan, ayrı ayrı ABD’ye ve Rusya’ya koşmanın gereksiz olduğunu kaydederek “Suriye’ye barış gelmeli ve bütün dış güçler Suriye’den çekilmelidir. Türkiye hiçbir ülkenin rejimine ve iç işlerine karışmamalıdır” şeklinde konuştu.

Okutan sözlerini şöyle tamamladı: “Son sözüm ülkemizdeki ve bölgemizdeki herkese:

Türkler ve Kürtler… Şiiler ve Sünniler… IŞİD bitecek, ABD ve Rusya gidecek ve biz yine baş başa kalacağız. Gereksiz düşmanlıkla geleceğimizi yıkmayalım.”

 

Bağımsız Isparta Milletvekili Nuri Okutan’ın basın toplantısının tamamı şu şekilde:

 

“Değerli Basın Mensupları,

Yüksek itirazlarla başlatılan ABD seferi zoraki kabullenişle sona ermiştir.

Türkiye’nin kendisini kapana kıstıranlardan kurtuluş beklemesi abesle iştigal olmuştur.

Trump seferinden zafer çıkarmaya çalışmak, milleti ahmak yerine koymaktır.

Milletimiz hem içeride hem dışarıda nefes alamaz hale gelmiş ve adeta boğulmaktadır.

Ülkemizin çevresi bir yangın yeridir ve bu yangının içeriye sirayet etmesi sadece zaman meselesidir.

Herkes yaklaşan tehlikeyi görmekte ve bilmektedir.

Bir kısım insanımız büyülenmiş gibi olaylara çaresiz bakmakta ve kılını kıpırdatmayarak birilerinin ülkemizi kurtarmasını beklemektedir.

Halbuki kurtarıcı olarak bakılan ülkemizi yönetenler bu yangının mesulleri arasındadır.

Kendi küçük ikballeri için Kuzey Irak’ta doğuma neden olanlar, Kuzey Suriye’de de yeni doğumu kabullenme içerisine girmişlerdir.

Suriye’yi yangın yerine çevirerek her türlü şer gücün orada cirit atmasına neden olan ülkemiz yöneticileri, Türkiye’nin kapana kısılmasına neden olmuşlardır.

Başımızdakiler Suriye’de bütün dünyanın neden karşımıza dikildiğini, her politik çıkışımızın önünün neden kesildiğini anlamazlıktan gelmeye devam ediyorlar.

Sayın Erdoğan tıpkı Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgale teşvik edilmesi gibi kendisinin de Arap Baharı’nın içine çekildiğini hala anlamış değil. Arap Baharı Türkiye’ye ve İslamcılığa karşı kurulmuş bir tuzaktı.

Arap Baharı’nda başımızdakilerin güçleri ve imkanları olmadan Yeni Osmanlıcılığa ve İttihat-ı İslamcılığa soyunmaları belayı davet etmiş, bu politikalardan ürken ülkeleri karşımıza dikmiştir. IŞİD ve YPG/PYD oyunu bunun neticesidir.

Her girişimimizin önünün kesilmesinin nedeni de budur. Küresel ve bölgesel güçlerin hiçbirisi Türkiye’yi Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta ve Yemen’de kısaca Arap dünyasında istemiyor.

Suriye’de ülkemizi bir set gibi çeviren yeni yapı “Yeni Osmanlıcılığın” ve “İttihad-ı İslam” anlayışının ölüm fermanı olarak önümüze konmuştur. Onun için ABD, Rusya ve bilumum Batı ve Doğu ülkelerinin koruması altına alınmıştır.

İslamcılık ve Osmanlıcılık iddiasındaki bir kadronun kendi nihai amaçlarını öldürmesi acınası bir durumdur. Asıl acınası olan da dünyayı fethetmeye kalkışanların, bırakın en küçük fethi, ülkemizin var oluşunu tehlikeye atmalarıdır.

İşin daha da kötüsü Batı Azerbaycan’dan başlayıp Nahcivan’a, İran sınırı boyunca devam edip Irak sınırına ve Irak sınırından Suriye’ye ve oradan da Akdeniz’e kadar uzanan hat boyunca ülkemizin önüne iki set çekilmek üzeredir. Önde Kürt, arkada Şii seddi.

Bunun nedeni başımızdakilerin Enver Paşa’yı aşan maceracı politikalarıdır.

Bu iki set ülkemizi hem Türk Dünyası’ndan hem de Arap-İslam Dünyası’ndan koparmak üzere inşa edilmektedir.

Bütün bu iki hat boyunca yapılan etnik ve mezhebi temizlikler, etnik göç teşviki, işgal ve iç savaş ile yeni devlet doğumları, Kürtlerde ve Şiilerde yaratılmaya çalışılan Türk ve Türkiye düşmanlığı, Türklerde yaratılmaya çalışılan Kürt ve Şii düşmanlığı planlı bir programın ürünüdür.

Bu program sadece ABD’nin değil, diğer Batılı ülkelerin ve Rusya’nın da rol aldığı bir programdır.

Değerli Basın Mensupları

Son ABD ziyareti ile Türkiye’yi kapana kıstıran ABD’den kurtuluş beklendi. Ortada Trump’ı aşan ve hatta ABD’yi aşan Türkiye’yi kapana kıstırma politikaları vardır.

Türkiye’nin kendisini kapana kıstıranlardan kurtuluş beklemesi abesle iştigal etmektir.

Yüksek itirazlarla başlatılan ABD seferi, zoraki kabullenişle sona ermiştir.

Bu seferden zafer çıkarmaya çalışmak milleti ahmak yerine koymaktır.

Boş yere ABD’ye ve Rusya’ya yalvarmak, acizliktir. Başımıza bela sarmaya çalışanlardan medet ummanın ne anlamı olabilir ki…

Ülkemizi saran kapandan kurtulmak için iktidar ve politika değişikliğine ihtiyaç vardır. Sorunların kaynağı olan iktidar istese de bu sorunları çözemez.

Ütopik ve ideolojik parti ve politikalar yerine Atatürk’ün rasyonel dış politikasını uygulayacak kadrolar acilen iş başına gelmelidir.

Kürtleri ve Şiileri Türkiye’ye düşmen eden mezhepçi ve ayrımcı politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir.

Atatürk’ün yaptığı gibi devlet bütünlüğümüzü muhafaza için çevremizde bir dost kuşağı oluşturmalıyız.

Kürt ve Şii düşmanlığının Türk’e ve Türkiye’ye bir faydası yoktur.

Türk ve Türkiye düşmanlığının da Kürt ve Şii kardeşlerimize bir faydası yoktur.

Etnik ve mezhebi temizliğe, etnik ve mezhebi set çekmeye, birbirimizi boğmaya, birbirimize düşmanlığa, ayrı ayrı ABD’ye ve Rusya’ya kulluğa koşmaya değil, bin yıldır olduğu gibi birlikte ve yan yana barış içerisinde yaşamaya ihtiyacımız var.

Suriye’ye barış gelmeli ve bütün dış güçler Suriye’den çekilmelidir.

Türkiye hiçbir ülkenin rejimine ve iç işlerine karışmamalıdır.

Değerli Basın Mensupları,

Son sözüm ülkemizdeki ve bölgemizdeki herkese:

Türkler ve Kürtler… Şiiler ve Sünniler… IŞİD bitecek, ABD ve Rusya gidecek ve biz yine baş başa kalacağız. Gereksiz düşmanlıkla geleceğimizi yıkmayalım.”

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap