KAYMAKAM AKDAŞ? IN FERYADININ ARKA PLANI VE DERİN ANALİZ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KAYMAKAM AKDAŞ? IN FERYADININ ARKA PLANI VE DERİN ANALİZ
Haberin Tarihi: 5.12.2017 10:05:00 - Okunma Sayısı:1159 defa okundu.

Zeki TARHAN / ANKARA

KAYMAKAM AKDAŞ’ IN FERYADININ ARKA PLANI VE DERİN ANALİZ

Zeki TARHAN / ANKARA

                Eğirdir Kaymakamlığı ile bir sivil inisiyatif olan  “BİZİM EĞİRDİR PLATFORMU” nun birlikte düzenledikleri “Turizm” temalı toplantıda, Eğirdir Kaymakamı AKDAŞ’ ın nasıl feryat ettiğini, AKIN Gazetesi ve onun internet sitesi ile sosyal medya paylaşımından okuduk.

       Yazımızın başlığındaki “Feryat” sözcüğünü bilinçli kullandım. Farsça bir isim olan bu sözcük; haykırış, çığlık, yardıma çağırma anlamlarına geliyor.

                Sözünü ettiğimiz toplantının fiziki mekânı SAREM  Salonu. Katılımın çok sayıda olması düşüncesiyle, Kaymakamlığın resmi yazılı davet mektubuyla, Turizm sektöründe hizmet üreten sektör temsilcileriyle, Eğirdir Orta Sınıfının aktörlerine, toplam (87) gerçek ve tüzel kişiye davet mektubu gider. Toplantıya katılım ise, (40) kişiyle gerçekleşir.

      Sayın AKDAŞ, katılımın azlığından yakınır tabii… Bu satırların yazarı, Eğirdir halkının sosyolojisini iyi bilen biri olarak, aslında bu katılımın normal olduğunu düşünmekte. Buradan gelelim esas konumuza.

      Kaymakam AKDAŞ’ın,  Eğirdir’e hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğunu bilenlerdeniz. Bunu da yadsıyacak değiliz hani. Eğirdir’de, yarım asrı aşkın bir süreci, şöyle göz önüne getirdiğimizde, üç aşamalı bir değişim ve dönüşümü görürüz:

       1)  Eğirdir’e ilk kadın Fransız turistin gelişi ve bu turiste Eğirdir halkının bakış açısı…

       2) Kaptan Alaattin dönemi…

       3) Ev Pansiyonculuğu…

 ***

      Eğirdir halkının ve sektördeki dinamiklerin turizm vizyonunun sorgulanmasının kaçınılmaz olduğunu, peşinen kabul edeceğiz. Bu sorgulamayı ıskalarsak, doğru bir tahlil yapmamız mümkün değildir.

                Eğirdir; yarım asrı aşkın bir süreçte, ne yazık ki ekonomik tercihini yapamamıştır. “Elma mı, Turizm mi?” ikileminde sıkışıp kalmıştır. Tıpkı; Dağ ve Göl Ekosistemi arasında sıkışıp kalması gibi.

                Göl ekosistemi; ötrofikasyon süreciyle, yani; azot ve fosfor salınımıyla allak bullak olmuştur. Dağ ekosistemi ise; vahşi kapitalist bir anlayışın kurbanı olmuştur. Ekosistemlerin bozuluşu ile de; Eğirdir’ in turizm potansiyeli ve onun kaynak değerleri, ne yazık ki, hak ettiği düzeye bir türlü getirilememiştir.

                Kaymakam AKDAŞ’ın feryadını anlamak / anlayabilmek için, projektörlerimizi, işte bu alana tutmamız gerektiği, hemen anlaşılacaktır.

***

                Gelelim, yukarıda sözünü ettiğimiz üç aşamalı değişim ve dönüşüm sürecine:

     1) Bu süreçte; Eğirdir halkı “Turizm” nedir, “Turist” kime denir henüz bilmemektedir. Eğirdir’e ilk gelen kadın Fransız turisti görmek için, Eğirdir esnafı, dükkanlarının kepenklerini kapatır, bu Fransız kadın turisti görmek için yarışır…

     2) Kaptan Alaattin, tek başına bir turizm cengaveridir. Bildiği üç yabancı dille Alman, Hollanda’lı ve Fransız turistler, nokta atışı ile “Kaptan Alaattin / Turkey” adresine, yani; Yeşilada’daki Kaptan Alaattin’in Pansiyonuna gelir, Eğirdir yoğun bir şekilde batı dünyasının yabancı turistini ağırlar, konuk ederdi. Bu cengaverin turizm vizyonunu anlayamayan / anlamak istemeyen Ada halkı, Kaptan Alaatti’ni, adeta toplumdan tecrit etme, O’nu aykırı bir şahsiyet olarak algılama yoluna gitmiştir. Ve olan Eğirdir’e olmuştur. Yat Turizmi uğruna, Teknesini Gölcük’e götürmek zorunda bırakılan Kaptan Alaattine, Eğirdir halkının tarihsel bir “özür” borcu vardır.

                3) Antalya’nın, dünya turizm merkezi olduğu gerçeğinden hareketle, Alanya’ da bile henüz ev pansiyonculuğu başlamadığı halde, Eğirdir bu işi başarmış ve ev pansiyonculuğu, “altın yumurtlayan tavuk” nitelemesi ile bir ufuk çizgisi yakalamıştı.

                Tabii bu sürece, “pat” diye gelinmemişti. Gelen yabancı turistler, plaj ve sahillerimizde göz hapsine alınıyor, el ele yürürken, park ve sahillerimizde öpüşen / sevişen yabancı turistlere karşı, acayip bir bakış sergileniyordu…

***

                “Elma mı, yoksa Turizm mi?” ikilemi ile kafası karışan Eğirdir; “ O da olsun, O da olsun” deme noktasına gelmişti. Artık, öpüşen / sevişen turistlere bakılmıyordu. Onlar; altın yumurtlayan tavuktu.

                Gölümüze çok fonksiyonlu Göl diyorduk. İçeriz de, yüzeriz de, sularız da, balığını da alırız kerevetini de dedik!!! Dedik demesine de, ne yazık ki, ona hiçbir şey vermedik!!! Vermeyince de , işte bu günlere geldik.

***

                Ey EĞİRDİR!!! Bendeniz Zeki TARHAN, Kaymakam AKDAŞ’ın, niçin isyan ettiğini, niçin haykırdığını çok iyi biliyorum… Sen biliyor musun?!!! SAREM’in salonuna niçin gitmediğinin farkında mısın?!!! Sana; bir ilçenin en büyük mülki amiri değer vermiş, senin vizyon sahibi bir turizmci olman için… Peki sen n’aptın?!!! Gitmedin!!!  Şimdi, Zeki TARHAN n’apsın?!!! Kaymakam AKDAŞ konuşmasında söylemiş: “…Kamuoyu oluşturmamız gerekiyor…”

      Yine Farsça bir sözcük: Feryadhân (=Yardım isteyen, yardım için bağıran)

      Bir başka sözcük, yine Farsça: Feryadres (=Yardıma yetişen, yardımcı )

***

       Bilmem kamuoyu oluşumuna katkıda bulunabildim mi?!!! Taktir; kamuoyunun.

        Esen kalın sevgili okuyucularım.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap