FISTIĞIN ÇEVRESİ, GÖL VE YOL EĞER FISTIK YOK OLURSA?!!!

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,FISTIĞIN ÇEVRESİ, GÖL VE YOL EĞER FISTIK YOK OLURSA?!!!
Haberin Tarihi: 9.1.2018 10:16:00 - Okunma Sayısı:1253 defa okundu.

Fıstık biçimindeki Eğirdir Gölü'nün sahibinin, sanki "EĞİRDİR" ilçesi ya da yerleşimi gibi görmek, bütün tasarrufları da bunun üzerinden kurgulamak yanlışından bir kere kurtulmamız lâzım.

FISTIĞIN ÇEVRESİ, GÖL VE YOL EĞER FISTIK YOK OLURSA?!!!

Zeki TARHAN / ANKARA

                Fıstık biçimindeki Eğirdir Gölü'nün sahibinin, sanki "EĞİRDİR" ilçesi ya da yerleşimi gibi görmek, bütün tasarrufları da bunun üzerinden kurgulamak yanlışından bir kere kurtulmamız lâzım. Yani; Fıstığın çevresindeki (81) yerleşim biriminin müştereken ve de müteselsilen sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk; Gölle ilgili her türlü eylem ve işlem için geçerlidir. Bu bir. İkinci yanlış ise; Fıstığı çevreleyen yolların, GÖL DOLDURULARAK yapılması düşüncesi / önerisi!!!

                Geçmişte yapılan iki yanlış uygulamadan söz etmez ve bu iki yanlışı ıskalarsak, bugüne projektör tutmamız, sağlıklı ve de rasyonel çözümler üretmemiz mümkün değildir. Peki, nedir bu geçmişte yapılan iki yanlış?

                1) Isparta - Eğirdir Duble Yolunun EĞİRDİR GEÇİŞİ'nin GÖL DOLDURULARAK yapılmış olması!!!

                2 ) Gölümüzün süsü olan adalarımızın "YARIMADA"ya dönüştürülmesi!!!

***

                Gelin, geçmişte yapılan bu iki yanlışı irdeleyip, hep birlikte sorgulayalım ve de "DERİN ANALİZ"ini yapalım...

                DUBLE YOLUN EĞİRDİR GEÇİŞİ:

                Bu yol yapılırken; yüklenici Firmanın müteahhidi ile yüz yüze yaptığım konuşmalar, zamanın Karayolları Genel Müdürü Eğirdir'li hemşerimiz Dinçer YİĞİT ile gerçekleştirdiğim görüşmeler, inanın bilgisayarımın başında, klavyenin tuşlarına basarken, bir sinema şeridi gibi akıp gidiyor...

                Müteahhide; "...Göl gidiyor!!! Gölümüzün katli demek bu!!!" diyordum. Aldığım yanıt şu oluyordu: "...Merak etmeyin Zeki Bey, Sayın Genel Müdürümüze yakışır, Eğirdir'e yakışır bir yol yapacağım." Ve Ben devam ediyordum: "...Ne diyorsunuz yahuu, Bu Göl; bir numaralı temiz içme suyu rezervuarı!!! Göl gidiyor be!!!"

***

                Şimdi gelelim, zamanın Karayolları Genel Müdürü Eğirdir'li hemşerimiz Dinçer YİĞİT ile makamında yaptığım görüşmelere. Bakın TARHAN, ne diyordu sayın Genel Müdüre: "...Isparta - Eğirdir Duble Yolunun EĞİRDİR GEÇİŞİ'nin illâ ki Göl doldurularak yapılması şart mı? Olmazsa olmaz bir durum mu bu sayın Genel Müdürüm?!!! Bu geçişi, Dağın kıyısından sağlayamaz mıyız?!!! Gölü kurtarmış oluruz böylece."

                ...Ve aldığım yanıt: "... En uygun teknik bu Zeki bey. Dağ kenarı, biraz sıkıntılı olur."

Sonuçta; Gölümüz katledilmişti.

***

                Geldik, ikinci yanlışımıza, yani; Gölümüzün süs olan Adalarımızın "YARIMADA"ya dönüştürülmesi.

                ADA YOLU :

                Zamanın Eğirdir Belediye Başkanı İbrahim GENÇAY. Başbakanımız ise Süleyman DEMİREL. DEMİREL'in Isparta seyahatinde Eğirdir ziyareti de vardır. Ada halkı bugüne iyi hazırlanmıştır. DEMİREL'den neyi talep edeceklerini ve bu taleplerini nasıl dillendirecekleri konusunda, derslerine iyi çalışmışlardır.

                Ada halkı ve DEMİREL. Karşılıklı diyaloglar ve çetin bir halat yarışı adeta... Ada halkı, Adalara yol yapılmasında, müthiş bir DEMOKRATİK BASKI uygularlar... DEMİREL ise; "...Eğer bu yol yapılırsa, Gölün doğal dengesi (=Ekolojik Denge)’nin bozulacağı, su sirkülâsyonunun sağlanamayacağı" görüşündedir ve bunu Ada halkına iknaya çalışır. Ama Ada halkı bir türlü ikna olmaz.

                O sırada DEMİREL'in yanında bulunan Ahmet ÇELİK'e dönen DEMİREL; "...Ne diyorsun Ahmet, bu yol yapılır mı?" diye sorar. ÇELİK; "...Bir etüd etmek lâzım efendim" der.

                ...Ve DEMİREL Ada halkına şunu der: "...Bir ay içinde benden haber bekleyin..."

***

                Daha bir ay dolmadan, DEMİREL, Belediye Başkanı GENÇAY'a yolun yapılması talimatını verir. Cumhurbaşkanı Celal BAYAR'ın; "Bizim Su Müdürü" dediği DEMİREL, Ada halkının o direnişine, gösterdikleri rezistansa boyun eğmek zorunda kalmıştır. Ama sonunda ne olmuştur? O büyük siyaset ustasının, sahip olduğu çevreci dünya görüşünün ne denli ileriyi gördüğü bugün kanıtlanmıştır. Ama ne var ki; yaratacağı olumsuzlukları, Ada halkına anlatmakta zorlandığı bir süreç, ne yazık ki yaşanmıştır. Popülist ve de Pragmatist yaklaşımlarda ve de reel politik'te bu tür olumsuzluklar da yaşanabilmekte...

                ...Ve Gölümüzün süsü o adalar bugün yok artık!!! EĞİRDİR bir yarım ada!!!

***

                ...Evet, yakın tarihimize ait bu DERİN ANALİZ, sanırım SOSYAL MEDYA takipçilerimiz için, yerel ve de genel karar vericilerimiz ve merkezi otorite için yararlı olmuştur.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap