DOLAR BAĞIMLILIĞI

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,DOLAR BAĞIMLILIĞI
Haberin Tarihi: 26.6.2013 10:07:00 - Okunma Sayısı:1474 defa okundu.

DOLAR BAĞIMLILIĞI

 

            İnsanları ve toplumları bir şeye alıştırıp tiryakisi hatta bağımlısı yapmak; kötülüktür. Tütüne, afyona, diğer uyuşturuculara alıştırılanlar; onu bulamadıkları zaman çıldırabilir, intihar edebilirler. Kendilerine ve yakınlarıyla tüm çevreye öldürücü derecede zarar verebilirler. Yalnızca kendinde bulunmayan bir cins yiyeceğe düşkün olup; başkalarının tekelindeki o yiyecekten başka bir şey yemeyenler de, aynı tehlike ile karşılaşırlar.

            Amerikan Merkez Bankası(FED) uzun süre, dünyanın birçok ülkesinden tahviller ve hazine bonoları satın alarak, karşılığında dolar ödedi. Böylece her ülke, dolar bolluğuna gark oldu; dolara bağımlılık yaratıldı. Alışverişler ve değerlendirmeler dolar hesabıyla yapıldı. Petrol ticaretinin dolarla yapılması, o parayı basan ülke tarafından zorunlu hale getirilmişti. Bazılarınca, "Saddam Hüseyin'in Petrolünü dolarla değil de; Avro ile satmaya kalkıştığı için ülkesinin saldırıya uğrayıp kendisinin de o yüzden idam edildiği" iddia ediliyor.

            Petrol satışını dolarla yapmayanlar, el altından cezalandırılıp yola getiriliyor. İran altın karşılığı petrol satıyor. Doları basan ülke, o yolun engellenmesi için de uğraşıyor. Amerikan merkez Bankası, "Başka ülkelerin bonolarını ve diğer belgelerini satın almaktan vazgeçtiğini" ilan edince; dünyayı bir telaş sardı. Dolar birden pahalandı. Krizler kapılara dayanmış gibi bir hava oluştu. Bizim Merkez Bankamız ise, dolar satarak; doların aşırı pahalanmasını engellemeye çalışıyor. Dolar talebi(açlığı) yalnız bizim ülkemizde olsa; belki Merkez Bankamız doların yükselişini engelleyebilir. Fakat dolar açlığı tüm dünyada olunca; bunun doyurulmasına bizim stoklarımız yetmez! Yabancılar tüm dolarlarımızı satın alıp bitirirler. Merkez Bankamızın elindeki dünya ölçeğinde kısıtlı olan dolarları satıp tüketmemesi gerekir.

            Avrupa Birliği güçlenip toparlanınca, müşterek bir merkez bankası oluşturdu. O merkez bankası, Frankfurt'ta EURO diye bir para basarak; birliği daha da güçlendirmeye adım attı. Zamanla Euro da, dolar gibi uluslar arası itibar gören bir para haline geldi. A.B. üyesi ülkeler kendi paralarını kullanmak ve yaşatmaktan vazgeçtiler. Alman Markı ise, kısa bir süre yarım Avro düzeyindeki değerle kaldı. Sonra, o da tedavülden kalktı.

            Yalnızca İngiltere, Avrupa Birliği üyesi olduğu halde kendi parasını kullanmaktan vazgeçmedi. Bu yüzden de Avrupa'nın yaşadığı krizlerin hiçbirinden etkilenmedi. Bir devlet kendi parasını basıyor ve kullanıyorsa; sıkışık zamanlarda fazla para basarak; o parayı kullananlardan ağır vergiler toplamış olur. Krizlerden de, bu haksız ve haram gelir yüzünden sıyrılabilir. Kendi parasını basan ülkelerin böyle bir avantajı var. Bir ülkenin halkı, Ero da olsa dolar da olsa, parasını kullandığı o yabancı ülkenin sömürgesi gibidir. Halk başka devlette basılan parayı biriktiriyor ve kullanıyorsa; o ülke yoksullaşır. Fazla para basarak kendi halkından ve parasını kullanan yabancılardan gizli vergi alma olanağı kalmaz. Mali durumunu düzeltmesi de, çok zorlaşır. Bir zamanlar, yabancı para bulundurmak ve kullanmak ülkemizde yasaktı. Bulunduranlar ceza alıyordu. Ulusal ekonomi yönünden iyi olan fakat liberalizme ters düşen bu kural; sonradan ilga edildi(kaldırıldı)  O dönemlerde yabancı ülkelere gitmek de olağan değildi; zordu! Demokrasi döneminde böyle yasaklar ortadan kaldırıldı. İyi mi oldu, kötü mü? Bilemem. Fakat o dönemlerde cari açıklarımız ve dış borçlarımız da yoktu. Hiçbir yiyeceği dışarıdan ithal etmiyorduk. İthalatımız, ihracatımızdan fazla değildi.                                                                             

            Türk lirası, ikinci Cihan savaşına kadar çok değerli bir paraymış. Birinci Dünya savaşından perişan çıkan Almanya, iyice yoksullaşmış. Birçok Alman Genci çalışıp karınlarını doyurmak için ülkemize gelmişler. Ankara ve İstanbul'da garsonluk yapan bazı Almanlara bahşiş verildiği zaman arkadaşlarına; "Bak bana bahşiş verdiler; hem de Türk parası!" diye övündüğü söylenir.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap