“30 Ağustos Zaferi”Ne Giden Yolda Güller Ve Göller Bölgesi’nin Katkısı Ve Etkisi…

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,“30 Ağustos Zaferi”Ne Giden Yolda Güller Ve Göller Bölgesi’nin Katkısı Ve Etkisi…
Haberin Tarihi: 14.8.2020 16:36:47 - Okunma Sayısı:8198 defa okundu.

Recep BOZKURT yazdı...

“30 AĞUSTOS ZAFERİ”NE GİDEN YOLDA GÜLLER VE GÖLLER BÖLGESİ’NİN KATKISI VE ETKİSİ…

Bugün; “Nemiz varsa; eğer bağımsız bir devlet olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak; şu göller(denizler) bizim diyor bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak…” bunu,  “Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış…” “30 AĞUSTOS BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI’na borçluyuz…

19 Mayıs 1919’da başlayan; 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile sona eren Kurtuluş Savaşımız; dünyanın en haklı, en onurlu,en zorlu savaşlarındandır.

Bütün insanlık alemini hayretler içinde bırakarak dünyanın en en güçlü devletlerini yendiğimiz, bu olağanüstü günlerde;bugün, başı dik yaşadığımız bu coğrafyada neler yaşandı, bu bereketli topraklar nasıl VATAN oldu?..

Belgelere-tanıklara dayanarak özlü bir biçimde anlatayım…

Milli Mücadelemizin dönüm noktası olan ve  22 gün 22 gece aralıksız sürmesiyle dünyanın en uzun meydan savaşı olarak kabul edilen “Sakarya Savaşları”nda İngilizlerin her türlü desteğini alarak çok üstün kuvvetlerle Ankara üzerine yürüyen Yunanlılar, Polatlı yakınlarında önce durdurulmuş, sonra da Sakarya Irmağı’nın batısına atılmışlardı. Şimdi sıra bu azgın düşmanı bu topraklardan sonsuza kadar atmaya gelmişti.

Düşmanlara son darbeyi vuracağımız bu karardan sonra Güller ve Göller Bölgesi, coğrafi konumu ve var olan çok özel kurumları, koşulları ve değerleri nedeniyle ön plana çıkmaya başladı.

Neydi bunlar?..

A-Düşmanın ana gücü, yöremize en yakın olan Afyonkarahisar ve çevresindeydi. İtalyanların Haziran  1921’den itibaren Akdeniz Bölgesi’nden çekilmeye başlaması üzerine Antalya Limanı çok önem kazandı.

B-Büyük Taarruz için hazırlanan saldırı ve savunma planları (“SAD Taarruz Planı” ve “K Savunma Planları”), yöremizi çok yakından ilgilendirmekteydi. Çünkü; Büyük Taarruz’da ordumuzun harekatı ile askeri mühimmatın taşınması bölgemizde bulunan iki demiryolu hattına ve iki ana menzil hattına dayandırılacaktı:

1-Eğirdir-Dinar-Çivril Demiryolu Hattı ve Konya-Akşehir-Afyonkarahisar-Uşak Demiryolu Hattı.

2-Akşehir-Eğirdir-Şuhut Menzil Hattı (Karadeniz’den,Orta ve Doğu Anadolu’dan temin edilen giyecek-yiyecek ve  her türlü askeri araç-gereç Sultan Dağları’ndan Gelendost-Höyük iskelesine getirilecek buradan da Eğirdir  depolarına taşınacaktı.) ve  Antalya-Burdur-Eğirdir –Şuhut Menzil Hattı (Yurtdışından getirilecek askeri araç-gereçler bu yolla Eğirdir’e taşınacak ve bu iki “Ana Menzil Hattı”nda  Eğirdir Gölü, “SUYOLU” olarak kullanılacaktı.

3-Bu nedenle “Anadolu Donanması”nın en etkin ve yaralı kurumlarından biri olan “ Eğirdir Deniz Komutanlığı” ve buna bağlı olarak “Eğirdir Bahriye Müfrezesi” Eğirdir’de kurulmasına  karar verildi.Bu amaçla, Eğirdir Gölü kıyılarında (Altınkum-Höyük ve Aşağıkaşıkara) 1200 metreyi bulan iskeleler kurulmaya; yöredeki halkın katılımıyla  kışın geçit vermez Sultan Dağları ve Karakuş Dağları zirvelerinde kazma ve kürekle yollar açılmaya, köprüler yapılmaya başlandı.Ulaşımı hızlandırabilmek için Örkenez(Yalvaç)-Höyük(Gelendost) arasına dekovil hattı döşendi.

4- 1914 yılından beri Eğirdir Gölü’nde ulaşım ve taşıma işleri yapan Fransız Şirketi’ne ait taşıma araçlarına el konuldu.

(Çünkü, Demiryolunun 1912 yılında Eğirdir’e ulaşmasından sonra Fransızların kurmuş olduğu “Eğirdir Şimendifer İşletme Kumpanyası”nın burada oluşturduğu deniz gücü ile her gün 180-200 tonluk nakliyatı Eğirdir-Höyük, Eğirdir-Aşağıkaşıkara ve Höyük-Aşağıkaşıkara iskeleleri arasında 24 saat taşınmaktaydı. Bu şirketin emrinde 100 tonluk bir römorkör, 4 duba, 10-30 ton taşıyan bir filika, 50 ton kapasiteli 5 mavna, 20 kayık vardı.) Eğirdir Gölü’nde balıkçılık-kayıkçılık yapanlar da ordumuza malzeme taşımada görevlendirildi.

5-Eğirdir Garı  çevresinde, askeri mühimmatın, ordumuzun ihtiyacı olan giyecek ve yiyeceğin saklanacağı ve zamanı gelince cepheye ulaştırılacağı depoların kurulmasına başlandı.

6-“Tekalifi Milliye Emirleri” gereği yöremizdeki bütün ulaşım araçları; kağnılar, develer, atlar-atarabaları, katırlar, mekkareler sahipleriyle birlikte (erkeklerin hemen hepsinin cepheye gönderildiğinden bu cephanelerin taşınması kadınlarımızın omuzlarına kalmıştı) ordumuzun emrine verilmesi kararlaştırıldı.

7- Bu büyük savaş sırasında yaralananlar da aynı yollardan başta Eğirdir, Isparta, Burdur ve Antalya’da hazırlanacak “YARALI BAKIM EVLERİ”ne, Camilere ve hastanelere taşınacaktı.

Tüm bu kararlardan dolayı, 15 Ekim 1921 ve 26 Ağustos 1922 tarihleri arasında Güller ve Göller  Yöresi’nde görülmemiş bir hareket başladı. Bölgemizde 100 bine yakın asker ve bunların ihtiyacı olan 20 binin üzerinde hayvan konuşlandırıldı. Bunların bakımı, barınması için çocukların ve yaşlıların dışında herkes yardıma koştu. Halkımız  canlarını, kanlarını, mallarını seve seve bu toprakların vatan yapılmasına adadı.

Bu coğrafyanın dağlarında, göllerinde görülmemiş fedakarlıklar, acılar, güçlükler  yaşandı. Yalnızca Isparta’dan 871 şehit verdik ama; muhteşem bir KURTULUŞ SAVAŞI ile bu gül kokan toprakları sonsuza kadar VATAN yaptık.

Bugün buralarda başıdik ve özgürce dolaşıyorsak; bereketli topraklarında çeşit çeşit ürün devşiriyorsak, bunu, başta  Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları ile Güller ve Göller Yöresi’nin yiğit insanlarına borçluyuz.

Ağustosun bu sıcak günlerinde koyu bir gölge altında ya da Anamas, Davras yaylalarında, Gölcük kıyılarında, Altunkum, Barla plajlarında bulunduğumuz şu günlerde onları minnet, şükran ve saygı ile yad edelim, hayır duamızı eksik etmeyelim derim…

Yazımızı da  büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri ile noktalayalım:

“Efendiler, Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son safhası olan bu 30 Ağustos Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasını oluşturur.Milli Tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle  doludur.Fakat Türk Milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu yalnız bizim tarihimizde değil,dünya tarihine yeni bir yön vermekte kesin ve etkili meydan savaşı hatırlamıyorum.(*)

Hiç şüphe etmemelidir ki,yeni Türk Devleti’nin,genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırılmış oldu.Sonsuz hayatı burada taçlandırıldı…” (  30 Ağustos 1924)

 

(*)-Dikkatinizi çekerim; bu sözleri Dünya Savaşlar Tarihini çok iyi bilen, ömrü savaş cephelerinde geçen büyük bir asker tarafından söylenmektedir.

Bu Haberi Paylaş


  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi

Yorum Yap