ANILARDA ISPARTA (16.BÖLÜM)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,ANILARDA ISPARTA (16.BÖLÜM)
Haberin Tarihi: 6.11.2021 11:42:52 - Okunma Sayısı:2653 defa okundu.

ISPARTA’DA KESME ÇİÇEKÇİLİK KÜLTÜRÜ

BÖLÜM-16

ISPARTA’DA KESME ÇİÇEKÇİLİK KÜLTÜRÜ

 

Nişan, düğün, yaş günü ve cenaze gibi durumlarda sepet, buket ve çelenk malzemesi çiçeklerine genel ifade ile kesme çiçek deniliyor. Karanfil ağırlıklı kesme çiçek ve diğerleri Isparta çiçekçi dükkânlarına mevsimine göre Antalya, Yalova, İzmir ve Adapazarı’ndan geliyor. Ancak buralardan gelen çiçekler özellikle karanfiller kış ürünü olarak Anadolu çiçekçi dükkânlarına gönderiliyor. Yaz mevsiminde ise bu ürünler hem az yetişiyor hem de pahalıya alınıyordu.

Bu durumda birkaç Ispartalı çiçekçi soruna çözüm arayışına girdi. “Neden Isparta’da da kesme çiçek yetişmesin?” sorusu Isparta’da çiçek üretmenin anahtarı oldu. Kolları sıvayıp cesaretle ileri atılan cesur Ispartalı çiçekçiler Deregümü ve Çünür’de geniş araziler aldılar. Isparta’nın bereketli toprakları üzerinde geniş çiçek seraları kuruldu.

Çünkü Isparta sera yetiştiriciliğinde de bir hayli yol alan üreticilerin alın terleriyle doluydu. Bu seralarda kış bitinceye kadar her türlü sebze yetiştiriliyordu. Taze fasulye, domates, marul, maydanoz, tere, roka, lahana gibi ürünler günü gününe sebze pazarlarındaki yerlerini alıyordu. Diğer bir söyleyişle Ispartalı sebze üreticisi hemşehrilerine günlük hizmet veriyordu.

Bu anlayıştan yola çıkan çiçekçiler de aynı yola başvurdular ve seralar kurarak örtülü kesme çiçek (karanfil) üretimine başladılar. Yukarda adınım verdiğimiz illerde yetişmeyen karanfil yaz aylarında Isparta’da yayla çiçeği olacak şekilde üretildi. Nitekim bunda da başarılı olundu. Domates diyarı Deregümü’de domatesin yanı sıra kesme çiçekçilik de yapılmaya başlandı. Çünür’de de kesme çiçek seraları, apartmanların uzağında ayrı bir manzara oluşturuyor. Bu kesimlerde bir yılda kırk milyon dal kesme çiçek piyasaya çıkıyor. Ispartalı çiçekçiler kendi ihtiyaçlarından fazlasını da hem yurt içine sürüyor hem yurt dışına ihraç ediyor. İngiltere, Romanya, Ukrayna, Rusya, Hollanda gibi ülkeler ilk sıralarda yer alıyor. Böylece Isparta’da yayla çiçekçiliğine dayanan“Kesme Çiçek Kültürü” günden güne gelişiyor, çeşitlilik kazanıyor.

Çiçekçilikte en önemli unsurlardan biri de çiçeklerin raflarda uzun süre kalabilmeleri. Bir çiçek rafta ne kadar uzun kalırsa çiçekçinin o kadar kârınadır. Çünkü işin durgun olduğu zamanlarda satılamayan çiçekler özellilerini yitirip solmaya başlayınca doğrudan çöp sepetine gider. Antalya, Yalova, İzmir ve Adapazarı’ndan gelen çiçeklerin raf ömürleri en fazla bir haftadır. Böylesi bir kısa ömür çiçekçilerin zararınadır. Halbüki Isparta’da yetişen kesme çiçeklerin raf ömürleri ise on beş günden aşağı değil. Ayrıca Isparta’nın zekâsı ve aklı bu konuda da devreye girmiş ve mevsimi gelince serada çürümeye terk edilmemesi için çiçekleri buzhanelerde saklamayı da becermiş. Böylece seradan buzhaneye gelen çiçeğin ömrü uzayarak üreticiyi zarardan koruyor.

İşe önce gülcülük ile başlayan Isparta elmacılık ile ekonomisini üst sıralara çıkarmışken yine de boş durmadı. Arkasından lavanta bahçeleriyle adını tüm Türkiye ve dış ülkelere duyurdu. Şimdide de kesme çiçekçilik  afişlerden inmeyen bir durumda. Ispartalı para kazanmanın yolunu bulmuş emin adımlarla geleceğe yürüyor.

Yirmi yıl öncesinde atılan küçücük atılımlar, geldiğimiz şu günlerde, karşımıza büyük hizmet olarak geliyor. Şu anda kesme çiçekçiliğin Isparta’ya kazandırdığı para yirmi milyon liranın üstünde. Demek ki Ispartalı üretmeyi biliyor; ekmeğini taştan çıkarıyor. Kısaca, Ispartalı aç kalmaz!..

Bu konuda Örtülü kesme çiçek üretimine başlayan Eğirdirli Kâmil Bayram şunları söyledi:

“Düne kadar Isparta’da kesme çiçekliğin ne olduğunu bilmiyorduk.Bir bilene sorduk, soruşturduk.Gittik, gezdik, gördük, geldik, denedik oldu!.. Öylesine ileri bir yol aldık ki şimdi üretmenin yanı sıra kazandığımız kalite ile dünya markası olmaya çalışıyoruz. Amacımız dünyaya açılarak daha çok mal üretip daha çok para kazanmak. Bu sektörden ekmek yiyenlerin sayısı Isparta’mızda bin kişiyi buluyor. Bunları dört kişilik bir aile sayarsak dört bin kişi eder. Ayrıca kesme çiçeğin ömrünü de Isparta’nın yayla iklimi kendiliğinden sağlamış durumda. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin bir çiçeğin raf ömrü taş çatlasa on gündür. Bizimkilerin ise raf ömrü en az yirmi gündür. Bu da hem çiçek üreticisinin hem çiçekçinin zarar etmesinin önüne geçiyor. Bir konu daha var ki çok önemli, o da çiçeklerimizi elma gibi soğuk havada saklayabiliyoruz. Bizim çiçeklerimiz soğuk depolarda korunmaya da uygun. Bu da ayrı bir kazancımız.”

Sözlerini burada bitiren Kâmil Bayram, Ispartalıların çiçek alımlarını sıklaştırarak Isparta’nın kesme çiçek kültürüne katkıda bulunmasını istiyor ki bu isteğe yürekten katılıyoruz!..

- İlhan ŞİMŞEK

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap