Eğirdir’e, “BEYAZ ŞERİTLİ İSTİKLAL MADALYASI” Verilmelidir!

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Eğirdir’e, “BEYAZ ŞERİTLİ İSTİKLAL MADALYASI” Verilmelidir!
Haberin Tarihi: 23.11.2022 15:41:05 - Okunma Sayısı:749 defa okundu.

Tarihçi, Yazar ve Eğitimci Recep Bozkurt, Isparta ve Göller Yöresi’nin milli mücadeledeki önemini Gün Başlıyor Programı’nda anlattı.

Eğirdir’e, “BEYAZ ŞERİTLİ İSTİKLAL MADALYASI” Verilmelidir!

Tarihçi, Yazar ve Eğitimci Recep Bozkurt, Isparta ve Göller Yöresi’nin milli mücadeledeki önemini Gün Başlıyor Programı’nda anlattı. İşgale karşı zafere giden yolda Eğirdir’in verdiği destansı mücadeleyi anlatan Bozkurt, “Karadeniz’in yiğit İnebolu ilçesine nasıl “Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası” verilmişse –geç de olsa- aynı kahramanlıkları gösteren Eğirdir’e de ‘Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’ verilmelidir” dedi.

Tarihçi, Yazar ve Eğitimci Recep Bozkurt, Kanal32 ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Gün Başlıyor Programına konuk oldu. Ruzin Azerhan’ın sorularını cevaplandıran Bozkurt, Göller Yöresi’nin milli mücadeledeki önemini anlattı.

Özellikle Eğirdir’in işgal kuvvetlerine karşı verdiği destansı mücadeleyi anlatan Bozkurt, “Karadeniz’in yiğit İnebolu ilçesine nasıl “Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası” verilmişse –geç de olsa- aynı kahramanlıkları gösteren Eğirdir’e de ‘Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’ verilmelidir” dedi.

EĞİRDİR VE ISPARTA’DA İŞGALE KARŞI PROTESTO MİTİNGLERİ

Isparta ve Göller Yöresi halkı; Milli Mücadelemizin ilk günlerinden itibaren vatan savunmasında korkusuzca yerini almış; yurt topraklarının işgaline karşı çıkmış; kanını, canını, malını tereddütsüzce milletinin kurtuluşu için seve seve vermiş; her türlü zorluğa, sıkıntıya, tehlikeye rağmen düşmanın karşısına dikilmiştir.

İzmir’in işgalini duyar duymaz 28 Mayıs 1919 günü Eğirdir’de, 11 Haziran 1919 ve 20 Haziran 1919 günleri Isparta’da yüzlerce, binlerce kişinin katılımıyla protestolar yapmış ve mitingler düzenlemiştir.

MANGAL YÜREKLİ KUVVACI: HAFİZ İBRAHİM DEMİRALAY

Yurdumuzun dört bir yandan işgaline karşı bölgemizde hemen örgütlenmeye başlamış, Heyeti Milliyeler ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini mahalle mahalle köy köy oluşturmaya başlamışlar. Büyük yurtsever, mangal yürekli kuvvacı Hafız İbrahim Demiralay başkanlığında Kuvayı Milliye Birliklerini kurmaya ve Yunanlıların kanlı çizmeleriyle Anadolu içlerine başlayan yürüyüşlerine, Sarayköy-Buldan Cephesi’ne giderek ve onlarla boğaz boğaza savaşarak bu toprakların sahipsiz olmadığını göstermişler, ilerleyişlerini durdurmuşlar ve İtalyanların Isparta’ya girişini önlemişlerdir.

BATI CEPHESİ GERİSİNDE EN GÜVENLİ DAYANAK NOKTASI

Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi’ne Isparta’dan dört temsilci katılmış, İstiklal Savaşımızın yönetilmesinde, düşmanın yurttan atılmasında ve bu toprakların sonsuza kadar vatan olmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Bütün bu olağanüstü günlerde Eğirdir, konumu ve doğal yapısı, var olan kurumları, ki en önemlisi, İzmir-Eğirdir Demiryolunun Isparta ve Burdur’a uğramadan bu hatta son istasyon oluşu ve Eğirdir Gölü’nün işlevi nedeniyle Batı Cephesi gerisinde en güvenli dayanak noktası olarak görülmüş. “Askeri Coğrafya” gereği bölgenin yönetim merkezlerinden biri olarak kabul edilmiş; Büyük Zafere giden ulaşım yollarının merkezi olmuştur.

İşte biraz sonra anlatacağım, nedenlerle, Karadeniz’in yiğit İnebolu ilçesine nasıl ‘Beyaz şeritli İstiklal Madalyası’ verilmişse –geç de olsa- Akdeniz’de hemen aynı kahramanlıkları gösteren Eğirdir’e de Göller ve Güller Bölgesi halkını temsilen ‘Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’nın çok yakışacağına gönülden inanıyorum.

Bu toprakların vatan olmasına çok önemli ve değerli katkıları olan bu güzel ilçeye Cumhuriyetimizin 100. Yıl Dönümü’nde, ‘Beyaz Şeritli İstiklal Madalyası’ verilmelidir.

BATI CEPHESİNİN ARAÇ GEREÇ DEPOSU

Mustafa Kemal Paşa’nın dahiyane Dış Politikası sonucu İtalyanların Güneybatı Anadolu’yu 01 Haziran 1921-05 Temmuz 1921 tarihleri arasında boşaltmalarından sonra Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın yöremizle ilgili olarak almış olduğu çok önemli kararlardan biri, Antalya-Burdur-Baladız-Eğirdir Lojistik Yolu’nun açılarak dış ülkelerden bin bir güçlükle Antalya Limanı’na getirilen her türlü araç gerecin Batı Cephesi’ne en yakın ve en güvenli yer olan Eğirdir’de depolanması işidir.

DÜŞMENIN EN ZARARLI HAREKETİ…

Bu çalışmaların yürütülmesi için 15 Ekim 1921 günü Genelkurmay Başkanlığı, bölgemizi yakından ilgilendiren Eğirdir merkezli önemli iki karar daha aldı: “Türk Ordusu, kış başlamadan ve düşmanın Sakarya yenilgisinin etkilerinden kurtulmadan ve yeniden toparlanmasına izin verilmeden kesin bir darbe indirmek zorundadır. Bu amaçla, hazırlıkların kısa zamanda tamamlanmasını ve özellikle ordumuz için hayati derecede önem kazanacak olan Eğirdir-Baladız-Dinar-Çivril Demiryolu Hattı’nın düşman tarafından ele geçirilip tahrip edilmesi ihtimali karşısında her türlü önlem alınmalıdır. Çünkü düşmanın bize en zararlı hareketi, Çivril’den Eğirdir’e kadar ilerleyip bu demiryolu hattını kontrol altına almasıdır.”

YOKSA ORDU HAREKETSİZ KALABİLİR…

Birinci Ordu Komutanlığı’nın Genelkurmay Başkanlığı’na yazdığı 4 Aralık 1921 tarihli talebiyle de Batı Cephesi ordularının; “Eksik cephanesinin tedariki, bunların Konya demiryolu istasyonlarına ve oradan da Eğirdir’e taşınıp yiyecek ve cephane depolanması için tüm önlemlerin alınması gerekir. Yoksa ordu hareketsiz kalabilir...”

Bu nedenle; Akşehir-Eğirdir-Dinar Lojistik Yolu’nun da acilen açılmasına başlandı. Yalnızca bu yolda çalışmak üzere 400 kişilik amele gurubu ile birlikte 3 çift atlı araba kolu, 6 Ağır Kağnı Kolu, 5 Deve Kolu, 10 Merkep Kolu, 5 Hafif At Arabası Kolu oluşturuldu.

KANLARINI, CANLARINI, MALLARINI

HİÇ ESİRGEMEDEN ORTAYA KOYDU

Kışın geçit vermez çamur deryası içinde köprüleri dar, geçitleri dik patika yolların hem yapılmasında ve Sultan Dağları ile Karakuş Dağları’nın aşılmasında, hem de binlerce ton askeri mühimmat, yiyecek, giyecek, hayvan yeminin ordumuza taşınmasında yöre halkı canla başla çalıştı. Kanlarını, canlarını, mallarını hiç esirgemeden ortaya koydu.

3-15 Ekim 1921 tarihli kararları ve Tekalif-i Milliye Emirleri doğrultusunda Eğirdir Garı ve çevresinde mühimmat, yiyecek ve giyecek depolarıyla birlikte şu birimler oluşturuldu ve 18 Kasım 1921 tarihinden itibaren faaliyete geçmeye başladı: Eğirdir Bahriye Müfrezesi, Eğirdir Yakacak Müfrezesi, örneğin Eğirdir Yakacak Müfrezesinde çalışanların büyük bölümü Anamas ve Sütçüler çevresinden toplanmış gönüllü kişilerdi. Bunlar, bu yörenin zengin ormanlarını hem yakacak hem de lokomotifler için yakıt olarak ordunun emrine taşıdılar.

TÜRK İSTİHBARATININ ÖNEMLİ BİR MERKEZİ

Yine, Eğirdir Hastanesi, Eğirdir Temizlik İstasyonu, Eğirdir Sıhhiye Araçları Deposu, Eğirdir Donatım Yapım Yeri ve Deposu, Eğirdir Haber Alma Merkezi. Casusluğa karşı savaş sahasına yakın bölgelerde bütün haberleşmelere Bakanlar Kurulu’nun kararı ile sansür konuldu. Telgraf hatlarının varlığı ve ulaşım kolaylığı içindeki Eğirdir, bu konuda Türk İstihbaratı’nın önemli merkezlerinden biri durumuna getirilmiş; hem istihbarat çalışmaları hem de Eğirdir-Köşk Demiryolu Hattı buradan yönetilmişti.

EĞİRDİR DENİZ KOMUTANLIĞI

Düşmanı bu topraklardan tamamen atmak için bölgede yeterli yol olmadığından Batı Cephesi’nin can damarlarından biri olarak Eğirdir Gölü, su yolu olarak düşünülmüş, ”Anadolu Donanması”nın en etkin ve yararlı kurumlarından biri olan Eğirdir Deniz Komutanlığı burada oluşturularak Eğirdir-Altınkum, Gelendost-Höyük ve Yalvaç-Aşağıkaşıkara’da 200 metreye yakın iskeleler kurulmaya başlanmıştır.

FRANSIZ ŞİRKETİNİN EMRİNDEKİMALZEMELERE EL KONULDU

Eğirdir Gölünde ulaşım ve taşıma işleri için kurulan Fransız Şirketi’nin emrindeki 100 tonluk bir römorkör, 4 duba,10-30 ton taşıyan bir filika, 50 ton kapasiteli 5 mavna ve 20 kayığa el konuldu. Eğirdir Gölü’ndeki tüm balıkçı ve kayıkçılar da ordumuza askeri malzeme, yiyecek ve giyecek taşıma işlerinde görevlendirildi.

23 Ekim 1921 günü, Kuzey ve Güney Lojistik Yolları’ndan Eğirdir İstasyonu ve Höyük İskelesi’ne gelecek malzemeyi, bekletmeden cepheye güvenle ulaştırmak için Eğirdir-Aşağıkaşıkara-Şuhut Hattı’nın da acilen devreye sokulması kararı alındı.

GÜNDE 200 TON NAKLİYAT

Yörenin yiğit insanları bölgenin o şiddetli kışına, fırtınasına, sıcağına, soğuğuna; gölün adam boyunu geçen dalgasına bakmadan Eğirdir-Höyük-Aşağıkaşıkara İskeleleri arasında günde 180-200 ton nakliyat yapmaya başladı.

Bu yollardan Cepheye binlerce asker taşındı bir kısmı Eğirdir’de konuk edildi.

Aynı zamanda; bölgemizde konuşlanan, 100 bin asker ve bunların kullanacağı 35 bin hayvanı bulunan Birinci Ordu’nun yapacağı savaşlarda, mevcudunun %20’sinin yaralanacağı ihtimalini göz önüne alınarak, bu yoldan 2500-3000 yaralının Şuhut-Aşağıkaşıkara-Eğirdir-Isparta yönünde taşımak zorunda kalınacağı hesap eedildi. Yöredeki tüm hastaneler, büyük evler, ibadet yerleri hasta bakım evleri olarak hazırlandı. Seyyar hastaneler kuruldu. 8-10 vagonlu bir lokomotifin hem yaralıları taşımada hem de bakımlarının yapılmasına hazır hale getirildi.

1921 yılı Ekim ayı ile 1922 yılı Eylül ayları arasında her gün Eğirdir-Baladız-Dinar Hattı’nda 15’er vagonlu iki katar, Eğirdir depolarından Dinar-Sandıklı taraflarına askeri malzeme, yiyecek, giyecek taşındı.

KAT’İ SAVUNMA PLANI

İstiklal Savaşımızdaki başarımızın sırlarından biri de, olayların cereyan edeceği bölgelerde “Savunma ve Güvenlik Planları”nın yapılması ve gerekli önlemlerin alınmasıdır. Bunlardan en önemlisi de bölgemizi içine alan Büyük Taaruz’un “ Kati Savunma Planı”dır. Askeri Coğrafya olarak Kuzeyde Emirdağ’dan başlayan, Güneyde Eğirdir’e dayandırılan bu hududu ordumuz ve halkımız tarafından sonuna kadar savunulacaktı.

KADINLAR, İHTİYARLAR VE ÇOCUKLAR…

Batı Cephesi Ordularının ulaştırma işlerinde çalışanlar, erkekler askerde olduklarından kadınlar, ihtiyarlar ve çocuklardan oluşuyordu. Bunlar kötü yollarda, hatta yolsuz sarp ve taşlık arazide çarıkları parçalandığından her mevsimde yalınayak yürüyor ve konaklama yerlerinde açıkta ve kısa süreli dinleniyorlardı. Yolların kötülüğü, ikmal araçlarının yetersizliği ile beraber öküz arabası, kağnı, mekkare, deve, kollarını yürüten ihtiyarlar ve çocukların içinde hastalar bulunmaktaydı. Tekerleği kırılan bir arabanın yükünü diğer arabaya sırtında taşıyan, sıcak bir yiyecek bulamadığından sadece kuru ekmekle yetinen bu fedakâr kadın, çocuk ve ihtiyar vatan evlatları, emsali görülmemiş bir sabır ve gayretle en ağır sıkıntılara katlanıyorlardı.

Geceli-gündüzlü ve istirahat bakmadan hızla yürüyen ordunun peşinden erzak ve cephane yetiştirmeye çalışmaları takdirin çok üstünde duygularla ve iftiharla kaydedilecek manzaralardı.

Son haddine vardırdıkları bu fedakarlıklar, Türk İstiklal Harbi Tarihi’nde minnet ve şükranla anılacaktır… (Bora Tüfekli)

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap