SESSİZ KAHRAMANLARIN SESİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,SESSİZ KAHRAMANLARIN SESİ
Haberin Tarihi: 17.5.2025 14:26:49 - Okunma Sayısı:971 defa okundu.

Seher Doğan yazdı...

SESSİZ KAHRAMANLARIN SESİ

     İnsanın göze aldıklarının yanında yaptıklarının ne önemi var ki? Aslında bir yerde önemli olan, yaptıklarının değil, onları yaparken vazgeçtiklerindir. Düşüncesizliklerin ve umursamazlıklarındır. Sadece yaptıklarına değil, bazen hissettirdiklerinin sonuçlarına da odaklanmalısın. Nazım Hikmet bu durumu satırlarında çok güzel bir şekilde açıklar:

     “Bin içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya. Ona sorarsanız, ‘lafı bile edilmez mikroskobik bir zaman’ Bana sorarsanız ‘on senesi ömrümün.’” Yani zaman herkes için aynı hızda akar ama kimine bir ömür, kimine sadece bir an bırakır geriye…

     Bir inanışa göre şöyle derler: “Yaşadığımız hayat bize daha önce gösterilmiş ve biz de kabul etmişiz…” Yani yaşamaya değer bir şeyler bulmuşuz. Belki de hayat biz daha başlamadan “evet” dediğimiz bir yolculuktur ve belki bu yüzden bazılarımızın omuzlarına daha fazla yük düşer. Kimileri dünyaya daha zorlu yolları yürümek üzere gelir. Doğuştan gelen bir eksiklik ya da sonradan yaşanan bir kayıp, onların hikayesinin yalnızca bir parçasıdır. Asıl hikaye; neyi yaşadıkları değil, yaşadıklarıyla ne yaptıklarıdır. Hayat bir yolculuksa eğer, bazıları bu yolu bastonla yürür, bazıları tekerlekli sandalyesiyle. Ama en büyük en saf halini gösterirler. Sabırla, direnişle inançla… Yolda yürüyen ama yürümek için her gün mücadele eden birisini görürsün. Ellerini kullanamayan ama sözcükleriyle dünyaları inşa eden birini. O zaman anlarsın; hayat sadece adım atabilenlerin değil, adım atmak için çabalayanların sahnesidir. Ve işte tam bu yüzden “evet” dediğimiz o yolculukta beklide en çok anlam aradığımız anlar, başkasının hayatına dokunduğumuz anlardır.

     Bir rampayı engelli biri için yapmak değil sadece; o rampaya ihtiyaç duyanın varlığını fark etmektir. Asansöre bir anlığına geç girmek değil, orada bekleyen bir hayatın sabrına saygı duymaktır. İşte tam bu yüzden, yaşamın sessiz çığlıklarına kulak vermek gerekir.

     Engelliler haftası sadece Mayıs ayı, 10 ile 16’sı arasında, görünmeyen mücadeleleri görünür kılmak için bir vesiledir. Bu hafta, hayatı paylaşmanın ve birlikte yürümenin en insani çağrısıdır. Çünkü engel bazen bir bakışta, bazen de yok sayılan bir varoluşta gizlidir. Engelliler haftası hayatı herkes için erişilebilir kılmanın adımlarındandır. Engellilik bir eksiklik değil, toplumsal yapının bir sınavıdır. Bir toplumu güçlü kılan, herkesin aynı hizada yürümesi değil, düşenle birlikte yavaşlayabilmesidir…

     Hayat, herkese aynı yüzle gülmez; kimi bir parçada anlam bulur, kimi bir ömrü eksik tamamlar. Kimi sessizce direnir, kimi görünmeden yok sayılır. Kimisi yaşar hayatı şiir olur, kimisi yaşar zulüm olur…

Seher DOĞAN

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap