NAFİZ YÜREKLİ KOYU'NUN EKOLOJİK ÖNEMİ... Kuşlar giderse...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,NAFİZ YÜREKLİ KOYU'NUN EKOLOJİK ÖNEMİ... Kuşlar giderse...
Haberin Tarihi: 5.1.2016 10:12:00 - Okunma Sayısı:1871 defa okundu.

Belli bir alanda yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar ve bunların cansız öğelerinden oluşan doğal yapılara Ekosistem denir.

NAFİZ YÜREKLİ KOYU’NUN EKOLOJİK ÖNEMİ…. Kuşlar giderse…

Doğaya rağmen kalkınmada insanlar çok acı bedeller ödediler. Ödenmesin…!

 

            Belli bir alanda yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar ve bunların cansız öğelerinden oluşan doğal yapılara Ekosistem denir. Kara ve su ekosistemlerinin birleşmesiyle yeryüzünün doğal ortamı oluşmaktadır.

   Nafiz Yürekli Koyu; su (sulakalan) canlılarıyla, koydaki çayırlık- otsu, makilik-çalı, ağaçlık, ağaçlar ve bu-bu çeşitlilikte yaşayan çok çeşitli  canlıları ve topoğrafik yapısıyla adeta yörenin -  Eğridir’in - doğasının-doğal canlılarının kesitini, oluşturan bir doğa müzesi- bir arboretum (botanik bahçesi-ağaç parkı) gibidir ve biyolojik çeşitlilik yönünden  çok zengindir.

            GÖL VE ÇEVRESİ TÜRKİYE’NİN

İKİNCİ BÜYÜK KUŞALANI…

            Kızılırmak Deltasından sonra, Eğirdir Gölü (200-320 bin);   ılımanlığı - sazlıklarının zengin besin içermesi nedeniyle Türkiye’nin en fazla su kuşunun sayıldığı ikinci büyük alanıdır. Göl ve çevresinden, 150’den fazla kuş türü; üreme, yaşama -üreme-göç alanı olarak yararlanmaktadır. Gölde; en çok bulunan kuş türü meke ve martıdır. Diğer türleri arasında; küçük karabatak, erguvani balıkçıl, ak balıkçıl, ak kuyruksallayan, kırlangıç, ebabil, kum kırlangıcı, küçük balaban, küçük kerkenez, ala doğan, yeşil ördek, kaz türleri yer alır. Bu kuş türlerini Nafiz Yürekli Koy’u (NYK)’nda görme imkanı vardır. Çünkü orası kuş barınağıdır…

 

            Yoğun saz ve bitki örtüsüyle, besin maddesi bakımından oldukça zengin tatlı su ekosisteminin kesitini oluşturan NYK; yörede yaşayan kuşlarla,  göçmen kuşların;  beslenme, konaklama- kuluçkaya yatma - alanlarıdır. Gölün  en üretken ve değerli bölümlerinden birini oluşturan NYK;  balık, kurbağa , su yılanı, minik omurgasız canlılar, tatlı su kabukluları ve çok sayıdaki su böceklerinin, kaplumbağanın, kirpinin, sincabın,  köstebeğin - arıların, kelebeklerin   yaşama - kışlama - büyüme- çoğalma - barınma alanıdır. Kuşların, balıkların, memeli canlıların ve su canlılarının doğal ve korunaklı bu alanlarda  çok sayıda yuvaları bulunur. NY Koyu’ndaki sazlık alan; Eğirdir Gölü’ne gelen göçmen kuşların  “konaklarından-uğrak-mola yerlerinden biridir” ve her yıl,  uzak diyarlardan kuşlar burayı bilerek gelmektedirler. Kuşlar; göl çevresindeki tarım alanlarında- ağaç ve ağaççıklardaki zararlı canlılarla mücadeleye (biyolojik) önemli katkıları söz konusudur. Sazlıklar korunmalıdır.

 
    KOYDAKİ MARTI ADALARININ ESTETİK –TURİZM ve EKOLOJİK ÖNEMİ VAR..

            Koy’la bağlantılı irili ufaklı “Martı Adaları” ve Mağaraları- evresi;  gölün adeta sembolü olan martılarının; üreme ve yaşam alanlarını oluşturması nedeniyle de, NYK;  havzanın en önemli kuş gözlem alanı özelliğindedir.

   Bilim insanları  “bir yerdeki yaşamın göstergesi kuşlardır” der… Bu koya yapılacak müdahaleler-yapılaşma-; biyolojik zenginliğini  azaltacak, kuşlar bu alanı kullanamayacak.. uğramayacak ,doğanın kesiti yok olacaktır…, Kuşlar giderse…

            Koyda;  Eğirdir Gölü su bitki ve canlılarının hepsini bulmanız araştırmanız söz konusudur. Ekosistemlerde yaşam, enerji akışı ve besin döngüleriyle sürer. Koy korunamadığı için bitki türleri giderek azalmakta.. Buna bağlı olarak “doğanın işçileri” börtü böcekleri de  azalmakta..

      İlaçların  % 50 sine yakını bitkilerden elde edilmektedir… NYK’nda; havzaya özgü otsu bitkilerin yanı sıra ilaç-kozmetik yapımında kullanılan   çok sayıda  tıbbi-aromatik bitki(adaçayı, ardıç, ısırgan otu, sığır kuyruğu, kuşburnu, mersin, papatya, nane, su teresi, sümbül, kekik, salep, karabaş otu, altın otu, bazı soğanlı, yumrulu bitkiler  yüzlerce  çiçekli bitki türü yer alır. Bu koydaki endemik bitki türler belki ileride bir ilaca ham madde olacaktır!

 NYK’UNDAKİ MİLYONLARCA YILDAN GÜNÜMÜZE TAŞINAN KAYALAR VE ÜZERİNDE YAŞIYAN LİKENLER ve KARAYOSUNLARI DA JEOLJİK DEVİRLERDEN GÜNÜMÜZE TAŞINDI   Eğirdir Gölü’nün doğal oluşumundan milyonlu yıllar)  günümüze gelen çakıllık- doğal kayalıklarının,  yapılaşmalar nedeniyle giderek azalması –tahribi bilinmektedir. Oysa bu doğal kayalar estetik yönünden de güzellikler sunmasının yanı sıra, üzerinde yer alan, buraya özgü- on binlerce yıllık liken ve karayosunları yer almaktadır.  Yok olması ekolojik kayıptır.

            YASALARA GÖRE BU KOY, MUTLAK KORUMA BÖLGESİDİR…KORUNMASI GEREKLİDİR…

 Doğal ortamlarda bitki ve hayvanların tür ve sayısının çok olması o doğal kaynağın zenginliğinin göstergesidir. Bu da; tüm canlıların su, toprak ve hava gibi yaşamsal kaynaklarının kalitesinin göstergesidir. Eğirdir Gölü; bu tür yaşam alanlarının özelliğinden dolayı, A-SINIFI SULAK ALAN özelliğinde olup, Orman ve Su İşleri Bakanlığının Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nce MUTLAK KORUMA BÖLGESİ’DİR.

            Mutlak koruma bölgesi: Koruma bölgeleri içerisinde yer alan, su kuşlarının yoğun ve toplu olarak kuluçka yaptığı,  konakladığı veya kışladığı alanlar;  nadir ve nesli tehlikedeki kuş türlerinin önemli üreme bölgeleri, uluslararası ölçütlere göre tehlike sınırı en az hassas düzeyinde olan türlerin bağımlı oldukları habitatlar ile nesli tehlikede ve dar yayılışlı olup, korunması gerekli doğal bitki türlerinin bulunduğu, insan faaliyetlerinin mevcut olmadığı bölgeler olarak tanımlar. Bu özellik gölün içme suyu kaynağı olması nedeniyle de Eğirdir Gölü Özel Hükümleri vb. yasalarla koruma alıdır. Bu gölün ne kadar değerli olduğunun göstergesidir.

Gölü hep kullanmak yerine, koruma önlemleri de olmalı.

            Nafiz Yürekli Koyu;  çok sayıda canlının barınma-üreme ortamı, doğa laboratuarı ve  müze- vb. özellikleri nedeniyle-yok edilmemeli- su sporları tesisi yönünden uygun değildir. Su sporları tek başına “Yelken Sporundan” oluşmamaktadır, Köbrübaşı’ndaki Spor Tesisleri var olan altyapısıyla; yeni bir masraf ve doğal alan kayıpları yaşanmadan en uygun alandır.
 

            Doğa, insan olmadan yaşamını sürdürebilir. Ama insan, doğa olmadan yaşayamaz.      Sulak alanlar insan yaşantısı için ekonomik, kültürel, bilimsel ve reaktif değeri olan mekanlardır.  Dolayısıyla insanlar canlılarla sulak alanlarla iç içedir. Biyolojik çeşitliliğinin zengin olması yaşamın, besinin hayat kalitesinin zenginliği anlamına gelmektedir. Doğaya rağmen kalkınmada insanlar çok acı bedeller ödediler. Ödenmesin….!

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı-Eğirdir /Isparta Temsilci Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap