Kurucumuz Merhum Ali Sinan'ı Rahmetle Anıyoruz

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Kurucumuz Merhum Ali Sinan'ı Rahmetle Anıyoruz
Haberin Tarihi: 26.10.2013 11:50:00 - Okunma Sayısı:1865 defa okundu.

Kurucumuz Merhum Ali Sinan'ı Rahmetle Anıyoruz

Ölüm yıldönümü

Yokluğunu her bir gün, her bir hücrende an be an yaşadığın birinin bu dünyadan ayrılıp da uzak bir yerlere gittiği o günün ardından araya giren ve katedilen her bir 365 gün 6 saatin takvimlerdeki adıdır ölüm yıldönümü.

O'nunla geçirdiğin günlerin, yılların ardından ayrılık gelip de çattığında kapanan binlerce yazılmış sayfasına, yine O'nunla dopdolu ama O'nsuz bir dünyanın izdüşümlerini yazmaktır kelime kelime, satır satır...

Giderek azalmanın verdiği acıdan ziyade, O'nunla, o henüz yaşıyorken hissetmediğin kadar bütünleşmektir bir anlamda da ne yazık ki. Bir aradayken çok da fazla önemsemediğin dakikaları, saatleri, ayları ve yılları; her bir anıyla bir kez daha yaşamak zorunda olmanın ve birlikte yaşayacağın "yeni" zamanların bir daha olmayacağının bilincine varıldığı bir yıllık takvimdir ölüm yıldönümü.

Gözünü kapattığın an sana hâlâ ve bu kadar yakın olan birinin, aslında bilmediğin ve çok uzak bir yerde olduğunu kavradığın her bir ayrı günün çetelesidir. Tarifsiz bir çetele. Günlerin üzerine attığın her bir çeltik, o günü nasıl yaşadığını kimseciklere haber vermez. "bir gün daha başlıyor", "bir gün daha bitiyor"ların ardı arkası kesilmez sürekliliğini, her gün ve her gece bir kez daha yaşamışsındır da o'nsuz; geçivermiştir işte bir sene üzerinden ayrılığın... "daha kaç sene özleyeceğim seni?" diye sorarsın, cevap alamazsın.

Bir aşk-ı kıyamettir her soluğun da, yorulmazsın nefes almaktan... Sevgin bir sevdaya, o başlı başına bir masala dönüşür her geçen gün, her geçen saat. Kıyıda köşede kalmış her yazısını toplarsın…

Ölümünün ardından geçmiş olan her bir seneyi tamamladığın gün, aynı hayretle bakarsın bu kavrama. Yıldönümü! Ölüm yıldönümü! Yıl dediğin, yıldönümü dediğin nedir ki? Anlar bir asır gibiyken...

30 yıl sonra bile insanı çaresiz, öfkeli, isyankar yapan gündür ölüm yıldönümü… Artık babanın acısı o kadar keskin değildir ama hala hep oradadır. Mezarına giderken hiçbir şey hissetmiyorum sanırsın, günlük olaylardan konuşursun yanındakiyle. Ama beyaz mermerin üzerindeki adına parmaklarını değdirdiğinde hüngür hüngür ağlamaya başlarsın. Bu acı madem bu kadar yüzeydeydi, nasıl yokmuş gibi bastırabiliyordun on dakika önce, anlamazsın. Ölüm acısına dayanılır bir süre sonra. Ama hayatın onsuz geçmesi, heyecanla bir şey anlatmak istediğinde, bir şey sormak istediğinde arayamamak, onun sonsuza dek 54 yaşında kalacak olması, sonra özlemek, yine özlemek… Asıl zor gelen bunlardır. Artık onsuz da mutlu olabildiğini ama bundan sonra her mutluluğunda onsuzluğun damgasını taşıyacağını görürsün.

 


(Alıntı)

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap