ISPARTA’NIN SANAYİ / TİCARET BURJUVAZİSİ, MERMER SEKTÖRÜNDE NE İSTİYOR?
(1. Bölüm)
Zeki TARHAN – ANKARA
Dünkü AKIN gazetemizin sürmanşetinde, çok önemli bir haber vardı. TARHAN, bu haberi çok önemsediği için kendi sosyal medyasında da paylaşmıştı. Bu haberin “DERİN ANALİZ” ini yapmak da bu satırların yazarına düşüyordu… Ne idi bu önemli bulduğumuz haber? ITSO (=Isparta Ticaret ve Sanayi Odası) Yüksek İstişare Kurulu toplanmış ve Mermer Sektörünün sorunlarını masaya yatırmış. Toplantıya, SDÜ temsilcileri de katılarak “Üniversite – Sanayi işbirliği bağlamında Isparta’nın kalkınması” ele alınmış…
Tabii, Üniversite – Sanayi işbirliği çok önemli bir konu başlığı ve de asla ıskalanmaması gereken bir alan. Bu konuyu, ayrı bir yazımızda ele alacağımızı söyleyerek esas konumuza geçelim.
***
1 – Mermer üretiminde; aşırı miktarda hammadde çıkarılıyor ve bu durum, taşların (mermerin) değerinin düşmesine yol açıyor.
2 – Burdur bölgesinde de benzer sorunlar yaşanıyor, iki il birleşerek ortak bir çözüm geliştirilsin, sektör daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulsun.
3 – Devlet, bunun önüne geçmek için üretim miktarına sınırlama getirsin.
4 – Üretimin %50’ si mamul ürün, kalan %50’ si de blok olarak satılabilmeli. Ve böylece üretimi kontrol altına alabiliriz.
5 – Eğer üretim sınırlandırılırsa, gerçek değerler artacak ve talep yükselecek. Hammaddeyi işleyebilecek fabrikalar az.
6 – Ocağı olmayan fabrikalar için hammadde temini sağlanmalı.
7 – ÇOK FAZLA ÜRETİM ÇEVREYE ZARAR VERİYOR, DAĞLARIMIZ HIZLA TÜKENDİ… BURDUR VE ISPARTA BÖLGELERİNDE TAŞ OCAKLARI ÇOK FAZLA ÜRETİLİYOR… 15 – 20 YIL İÇİNDE BU DAĞLAR TÜKENME NOKTASINA GELDİ!!!
8 – Isparta – Burdur olarak birleşip bir çözüm bularak, sorun çözülebilir.
***
… Evet, Isparta’nın Sanayi / Ticaret Burjuvazisinin, kısmen İç- Batı Akdeniz Toros silsilesindeki MERMER işletmeciliği bağlamında, ele aldığı ve masaya yatırdığı toplantıdan (8 ) maddelik bir manifesto çıktı diyebiliriz…
Bu sekiz maddelik manifestoyu; ister makro iktisat, ister mikro iktisat ve ister bölgesel bakış açısıyla ele alalım, bu satırların yazarı TARHAN, bu olaya SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AÇISINDAN bakacak ve de projektör tutacak…
Haydi, DERİN ANALİZ’ e başlayalım o zaman:
***
Bugün MERMER’ de yaşananları iyi anlamlandırmak ve de objektif değerlendirebilmek için, 80’ li yıllara yani, ÖZAL’ lı yıllara bir göz atalım; ÖZAL, Eğirdir’ e geldiğinde ( Hastane birimi açılışı – Kız Öğrenci Yurdu açılış) TARHAN iki soru yöneltmişti kendisine. Sorulardan biri; “Üretilen ve satılamayan elmalarımız için Devletin tarımsal arz ve talebe müdahale edip, fındıkta olduğu gibi üretim alanlarının sınırlandırılması yoluna gidilebilir mi ve üretilen elmanın tüketim alanı yaratılabilir mi? Elma üreticilerimiz – çiftçilerimiz ürünlerini yol yol kenarlarına , dere kenarlarına atıyor hayvanlarına yediriyor…”
…Ve ÖZAL’ dan yanıt: “…Hayır !!! Hayır!!! Herkes hesabını kitabını iyi yapsın.”
***
Hani, bir söylem biçimi var ya; “Harç bitti, inşaat paydos” diye. Eğirdir Gölü Havzasında ELMA – MERMER dostluğu bitti, bu dostluk biterken EĞİRDİR GÖLÜ bitti!!! ELMA ve MERMER’ in dostluğu; su kıtlığı nedenlerinden biriydi. Eğirdir Gölü’ nü tehdit eden en önemli çevresel etken, MERMER OCAKLARI idi. DAĞ ve ORMAN EKOSİSTEMİ´ni ortadan kaldıran, çıplak kalan arazide Erozyonu hızlandıran ve Sedimanları göle taşıyan Mermer işletmeciliği idi. Yer altı suyu ile Eğirdir Gölü’ nü besleyen Kireçtaşı kütleleri, yerlerinden sökülerek taşınmaktaydı…
…Ve Mermer Ocağı açılan KİREÇ TAŞI kayaları, en önemli akiferleri oluşturuyordu…Karstik yer altı suyu sistemleri de tahrip ediliyordu…
DEVAM EDECEK…