DÜDENLER!!!
TEORİ / PRATİK
VE NE YAPMALI?
Zeki TARHAN – ANKARA
Gelin, “DÜDEN” nedir, ne anlama geliyor, TDK’ un Türkçe sözlüğüne birlikte bakalım, ne imiş DÜDEN? “Kireçli bölgelerde kirecin erimesi veya yer altındaki karstlı bir çukur tavanın çökmesiyle oluşan doğal kuyu.”
“Eğirdir Gölündeki Düdenler kapatılsın mı kapatılmasın mı?” ikileminde kafası karışmış kimi toplumsal kesimlerin, kafa karışıklığını gidermek ve de kamuoyunu objektif bir şekilde oluşturmak adına, hem teorik hem pratik açıdan konuyu ele almak için yazıyorum bu yazımı.
***
Bugünlerde Barla / Süpürgelik mevkiinde, yine Düdenler ve Eğirdir Gölünden su kaçakları kamuoyunun gündemine bir video görüntüsüyle gelmiş oldu. Yakın zamanda, DSİ 18. Bölge Müdürlüğümüzün iş makineleriyle anılan bölgede, su kaçaklarını giderme amacıyla bir çalışmanın yapıldığını bizler ve bölge insanı hep birlikte izledik… Şimdi, aradan aylar geçti, ne oldu da yeniden başa döndük?!!!
***
İster kabul edelim, ister etmeyelim, DSİ; tarihsel geçmişi ve devasa bütçesiyle yatırımcı bir kuruluş olarak, halkın gözünde “Gölün sahibi” olarak görülüyor ve de öyle algılanıyor…
Önce pratikten başlayacağım. Yıllar önce DSİ Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi / Yer altı Sularına ve Isparta’ ya bakan biriminde araştırmalarda bulundum ve birim yetkililerinden “KARST HİDROJEOLOJİSİ” bağlamında “EĞİRDİR GÖLÜ DÜDENLERİ” ni ele almıştık.
***
EĞİRDİR GÖLÜ, DÜDEN şeklinde çalışabiliyordu… Bu durum; Karst Hidrojeolojisi açısından böyleydi. Baharda yağışlı dönemde suyu Göle veriyor kurak dönemde ise, eğer seviye Gölü besleyen Karstik Akifer’ de Göl su kotunun altına düşerse, sistem Akifer’ i besliyor… Böylece, “HİDROLİK DENGE” oluşturuluyor… Yani; EĞİRDİR GÖLÜ’ nün Bileşik Kaplar gibi çalışma olasılığının yüksek olduğu görülüyor…
***
DSİ’ ni, gerek merkezi otorite olarak ve gerekse 18. Bölge Müdürlüğü olarak, uygulayıcı ve de pratik konumda olduğunu düşündüğümüzde; DSİ’ nin tarihinde, Eğirdir Gölü’ndeki bazı Düdenleri kapattığını da görüyor ve de yadsımıyoruz. Barla / Süpürgelik operasyonundaki uygulamanın da istenilen amaca ulaşılamadığını gösteriyor… Yani; Hidrojeolojik sistemin bir bütün halinde çalıştığını ve sisteme müdahale etmemek gerektiği, EKOLOJİK DENGE’ yi bozmamak gerektiğini de son Barla / Süpürgelik pratiği de göstermiş oldu.
***
Teoriye gelince; Akademik camiamızda, Jeoloji ve Hidrojeoloji disiplinindeki bilim insanlarımız da Türkiye’ de en fazla kaynak çıkışlarının olduğu bölgenin, Isparta ve çevresinin olduğunu düşünüyor… Akiferler ve Yer altı suyu, EĞİRDİR GÖLÜ / KOVADA GÖLÜ adeta üçlü bir regülasyon!!!
***
Gelelim, ne yapalıma: Hidrojeolojik sistemin bir bütün halinde çalıştığını görmeye çalışacağız ve de Ekolojik Dengeyi bozmayacağız!!! Şimdi hep birlikte şu soruyu sormalıyız: Neden Eğirdir Gölünün minimum su kotu kaldırıldı?!!! Bu soruyu, EĞİRDİR GÖLÜ havzasındaki yerleşim birimlerindeki tüm toplumsal kesimler sormalı…