Türkiye'nin sulak alanlarının yarısı yok oldu!

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Türkiye'nin sulak alanlarının yarısı yok oldu!
Haberin Tarihi: 2.2.2015 09:36:00 - Okunma Sayısı:1348 defa okundu.

Büyük Türkiye masalıyla uyuyanlar dikkat: 2023'te bir bardak suya muhtaç kalabiliriz...

Türkiye'nin sulak alanlarının yarısı yok oldu!

 

Büyük Türkiye masalıyla uyuyanlar dikkat: 2023'te bir bardak suya muhtaç kalabiliriz...

Yusuf Yavuz
 

            2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle Isparta Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu'ndan yapılan açıklamada, hatalı politikalar nedeniyle 1970'li yıllardan bugüne Türkiye'nin su kaynaklarının yarısının yok olduğuna dikkat çekilerek, "enerji, turizm, konut, vahşi sulama ve madencilik gibi çeşitli yatırım alanlarına bilinçsizce kullandırılan su kaynaklarımızın yok edilmesiyle birlikte geleceğimize de ipotek konulmuştur. Radikal önlemler içeren bir su kanunu çıkarılmazsa Türkiye yakın gelecekte su fakiri ülkeler arasına girecek" uyarısında bulunuldu.

'40 YILDA SULAK ALANLARIMIZIN YARISI YOK OLDU'

            Yeryüzünün tatlı su kaynaklarının, toplam suların yalnızca yüzde 2,5'ini oluşturduğuna dikkat çekilen platform açıklamasında, canlı yaşamının varlığını sürdürebilmesinin en temel koşulu olan tatlı su kaynaklarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda giderek azaldığı belirtilerek, "1970'li yıllardan bu yana uygulanan hatalı politikalar nedeniyle ülkemizdeki su kaynaklarının neredeyse yarısı yok olmuştur. Sulak alanlar başta olmak üzere, binlerce yıldır insan ve canlı yaşamı için yaşamsal önemde olan göller, akarsular ve dereler hoyratça yok edilmiştir" denildi.

'ÖNLEM ALINMAZSA TÜRKİYE SU FAKİRİ ÜLKELER ARASINA GİRECEK'

            Gelişmiş ülkelerin pek çoğunun yıllar önce tamamladığı Arazi Kullanım Planlarını yapmakta geciken Türkiye'nin, 25 su havzasına sahip olduğu vurgulanan açıklamada, "Ancak hangi yatırımın nereye yapılacağı konusundaki idari karmaşaların içinde boğulmakta olan ülkemiz, altın değerindeki coğrafyasını kalkınma ve büyüme gerekçelerine kurban etmektedir. Günübirlik ve popülist politikalar üreterek her yere gelişigüzel gölet yapmak, havzalar arası su transferi, bilimsellikten baraj ve HES projeleri, tarımda uygulanan vahşi sulama, kaçak sondaj kullanımı ve insan kaynaklı kirlilik ülkemizin geleceği için yaşamsal önemde olan sulak alanlarımız için en büyük tehdit olmayı sürdürmektedir. Acilen bütün bunların önüne geçecek radikal önlemler içeren bir su kanunu çıkarılmazsa Türkiye yakın gelecekte su fakiri ülkeler arasına girecek. Bu konu, Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında gelmektedir" ifadelerine yer verildi.

'EKONOMİK BÜYÜME MASALIYLA HALKIN GELECEĞİYLE OYNANIYOR'

            Siyasi iktidar tarafından Türkiye'nin önüne konulan '2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefi'ne erişebilmek uğruna akılcı, bilimsel ve kamu vicdanında kabul gören hakkaniyetli politikalar üretmek yerine, 'ben yaptım oldu' anlayışının dayatıldığı görüşüne yer verilen platform açıklamasında, "Bu dayatmalardan en çok etkilenen alanların başında ise hiç kuşkusuz su havzalarımız gelmektedir. Ancak yakın gelecekte temiz su ve sağlıklı gıdanın en önemli ve stratejik sorunların başında geleceği unutulmamalıdır. Ekonomik büyüme masalları uğruna halkımızın geleceğiyle oynanmasının yaratacağı sonuçların vebali çok ağır olacaktır" denildi.

'GÖLLERİ KURUTTUK, NEHİRLERİ YOK ETTİK'

            Bir zamanlar Türkiye'nin sulak alan cenneti olan Göller Bölgesi'nin içilebilir su kaynakları bugün can çekiştiğine dikkat çekilen açıklamada, ayrıca şu görüşlere  yer verildi: "Son 50 yılda irili ufaklı onlarca göl tamamen yok olmuş, Akşehir ve Eber gölleri kuruma aşamasında, Burdur Gölü üçte birini kaybetmiş, Eğirdir Gölü ağır bir kirlilikle boğuşmaktadır. Aksu ve Yukarı Köprüçay havzaları ise HES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle su kaynaklarını kaybetmektedir.

'TÜRKİYE'NİN KAYBEDECEK BİR DAMLA BİLE SUYU YOK'

Bölgemizin ve ülkemizin karşı karşıya bulunduğu bu ağır yıkımlar karşısında her fırsatta 'sürdürülebilirlik' lafını ağızlarından düşürmeyen yetkilileri sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Aksi halde 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü'nün kutlama değil, yitirilen sulak alanlarımıza yas tutma günü olması kaçınılmazdır. Türkiye'nin göz göre göre kaybedecek bir damla bile suyu yoktur."

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap