BİR VOS VOSUN YAŞAM ÖYKÜSÜ VE HAYIRLI EVLAT… (4. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BİR VOS VOSUN YAŞAM ÖYKÜSÜ VE HAYIRLI EVLAT… (4. Bölüm)
Haberin Tarihi: 10.8.2020 10:49:24 - Okunma Sayısı:8500 defa okundu.

Zeki TARHAN yazdı...

BİR VOS VOSUN YAŞAM ÖYKÜSÜ VE HAYIRLI EVLAT…

                                Zeki TARHAN – ANKARA

                                        BÖLÜM : 4

          Yazı dizimizin bu son bölümünde; genel bir değerlendirme yapacak, bu ufacık, ama yaşanmışlıklarıyla “TIR’ DAN BÜYÜK” VOS VOS’un yaşam öyküsünde, bir başka boyutu ele alacak ve bazı kavramlar üzerinde duracağız… Örneğin; yazımızın başlığında yer alan “Hayırlı evlat” ne demek? “Münasip ceremesi” ne anlama geliyor? Koleksiyonerlik, ya da Kaya hoca özelinde ele alırsak, “Bakır Koleksiyonculuğu” ile ata yadigarı yitip giden VOS VOS’ un izini sürmek arasında bir korelasyon var mı? Biraz da bunlar üzerinde duracağız…

        …Ve tabii ki, rahmetli Şükrü abimizin / değerli büyüğümüzün büyük bir aidiyet duygusuyla bağlı olduğu ISVAK’ tan söz edecek, bu önemli “Düşünce Üretim Merkezi” nin başkan ve başkan yardımcısının yazı dizimizle ilgili görüşlerine de yer vereceğiz…

                                                      ***

       Hadi o zaman başlayalım…

       HAYIRLI EVLAT:

         Hayır; Arapça bir sözcük ve “iyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım, iyi, hayırlı, yararlı, faydalı anlamlarına geliyor. Hayırlı; sözcüğü ise,  yararı ve hayrı olan  demek. Hayırsız;  yararı olmayan, hayrı olmayan anlamına geliyor. Hayırsız evlat  ise; sevgi ve bağlılığını yitiren, vefasız evlat demek. Konumuz olan HAYIRLI EVLAT ise; yararı, hayrı olan, sevgi ve bağlılığını yitirmeyen, vefalı evlat demek.

        Bütün bir ömür babanın severek kullandığı, sözünü ettiğimiz ilk ve tek ve de ailenin ilk göz ağrısı bu güzel arabayı kullanan babanın yitip giden arabasının, yıllardan sonra izini sürüp, beş dakikada ulaşan evlat Prof. Dr. Kaya YORGANCI, örnek alınacak  dört dörtlük bir “HAYIRLI EVLAT”  tır.

                                                       ***

VOS VOS’UN İZİNİ SÜRMEK ve Koleksiyonerlik ARASINDA KORELASYON:

          Okuyucularımız yada sosyal medya takipçilerimiz, konu başlığındaki “korelasyon” sözcüğünü görünce; “ne alâka / kel alâka” diyebilirler. Korelasyon; Fransızca bir sözcük, biyoloji ve jeoloji disiplininin terminolojisi. Ve anlamı; Bağıntı /ilişki demek.

         Kaya hocamız bir koleksiyoner. Bakır koleksiyonculuğu, O’nun yaşamının bir parçası… Bu röportajı gerçekleştirdiğimiz fiziki mekân, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi / Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptığı makam odası. Odanın bir köşesi, bakırdan yapılmış nesnelerle donatılmış vaziyette… Kaya hocamızın muayenehanesinde ise; bakıra dair aklınıza ne gelirse var.

        Gözümü bakırların olduğu köşeye çeviriyor ve hemen sorumu soruyordum: ”Sevgili hocam, siz tıp ilminin dışında, aynı zamanda bir koleksiyonersiniz. Derneğiniz bile var. Yitip giden bir arabanın izini sürmekte, koleksiyonerlik arasında bir korelasyon var mı? İlginç gibi görünen, ama Kaya hocamıza hiç de ilginç gelmeyen bu soruma, hayırlı evlat bakın nasıl yanıt veriyordu:

“… Koleksiyonerliğin temelinde yatan felsefe de bu zaten!!!”

                                                          ***

       MÜNASİP CEREMESİ:

     Münasip, Arapça bir sözcük ve “uygun, yerinde, beğenilen / hoşa giden” anlamına geliyor…Cereme ise; yine Arapça bir sözcük ve “başkası tarafından yapılan veya kaza sonucu ortaya çıkan zararı ödeme” anlamına geliyor.

      Oğul Kaya’nın, üçe – beşe bakmadan, rayicin üzerinde fiyat teklif ederek,sevgiliye kavuşması (=Vuslat), bir münasip ceremesiydi.

                                                          ***

AHMET ŞAHLAN :

     “Zeki bey, merhum büyüğümüz Şükrü YORGANCI abimizle ilgili yazı dizinizle, anılarımızı tazelediniz… Sizi tebrik ettiğimiz kadar, sayın KURUCU’nun  da Zeki TARHAN hakkındaki yorumu, takdire şayandır. Vakfımızın ahrete intikal eden, Isparta’mızın yetiştirdiği kurucu üyelerimiz olan mümtaz şahsiyetleri, her zaman anmak, yönetim olarak görevimiz olduğunu, bilgilerinize arz ederim.”

                                                          ***

     ABDÜRRAHİM KURUCU:

    

    “Aferin Zeki bey, bravo Zeki bey. İşte bir ahde vefa örneği…Büyüklerinin hatıralarına nasıl saygılı olunmalı, bunun anlamlarını bir Röportaj ile medyada yer etmeniz, teşekküre şayan gazetecilik davranışıdır.

      Demek, beş yıl geçti Şükrü abimizi kaybedeli. Kendisine özgü; “ühühühü…” diye dudaklarını biraz öne uzatıp büzerek, o güzel gülüşüne, biz Ahmet ŞAHLAN’ la ben, ayrıca gülerdik… Allah rahmet etsin, Işıklar içinde yatsın…”

 

                                              --- SON ---

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap