DÜN VE BUGÜN EĞİRDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANEMİZ... TARHAN SORDU, OP. DR. ZAFER UYAR YANITLADI (2. Bölüm)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,DÜN VE BUGÜN EĞİRDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANEMİZ... TARHAN SORDU, OP. DR. ZAFER UYAR YANITLADI (2. Bölüm)
Haberin Tarihi: 31.12.2022 15:20:14 - Okunma Sayısı:2176 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı...

YILIN RÖPORTAJI

DÜN VE BUGÜN EĞİRDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANEMİZ

                                              TARHAN SORDU, OP. DR. ZAFER UYAR YANITLADI

                                                                Röportaj : Zeki TARHAN

                                                             İKİNCİ BÖLÜM

      EĞİRDİR GÖLÜ, HASTANENİN KURULUŞ YERİNİN SEÇİMİNDE ÖNEMLİ SEBEP

     UYAR – Kemik ve Mafsal Veremi Hastaneleri açılırken; Temiz Hava / Göl veya DENİZ kenarında olması düşünülmüştür. Eğirdir, her iki şartı da karşılayan bir konumdadır. Bu nedenle; EĞİRDİR GÖLÜ de önemli sebeptir.

                                                           ***

    52’ DE 100 / 53’ DE 125 / 54’ DE 135 / 58’ DE İSE; 500 YATAK KAPASİTESİ

    …Evet, Hastanemizin yatak kapasitesi, yıllar ilerledikçe arttırılıyordu. Op. Dr. UYAR ise, bu artışı bakın nasıl yorumlayacaktı: “ Bu Hastanelerin ilk açılış amacı; “KEMİK VEREMİ TEDAVİSİ” olmasına karşın, zaman içinde Ortopedi ve Travmatolojinin ilgilendiği diğer KEMİK, KAS ve EKLEM hastalıklarının da “TEDAVİ MERKEZLERİ” olmuştur… Bu nedenle, artan talebe cevap vermek için kapasite artışı gerekli ve normaldir.”

                                                           ***

          EĞİRDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANESİ

         DENİZ VE GÜNEŞ TEDAVİ ENSTİTÜSÜ

       …Ve 1958 yılında, Hastanemizin ismi değişiyor, Kemik Hastalıklarının yanına DENİZ ve GÜNEŞ tedavisi eklenerek ENSTİTÜ statüsüne de dönüşüyordu. Dr. UYAR’ ı dinliyoruz: “O yıllarda, VEREM ve KEMİK VEREMİ, çok ciddi sıkıntılı bir hastalıktı. Belki de bu hastalığın, hastalar üzerindeki psikolojik etkisini azaltmak amaçlanmış olabilir. Ayrıca, hastalığın tedavisinde; TEMİZ HAVA ve BOL GÜNEŞ gerekliliği vurgusunu arttırmak için yapılmış olabilir.”

                                                         ***

         1959 yılına gelindiğinde, Hastanemizin yatak kapasitesi, 200 yatak ilavesiyle 700’ e çıkartılıyordu. Bildiğiniz gibi Eğirdir’ liler Gölümüze “Göl” değil “Deniz” derler. İsim değişikliğinde, yerel halkın Göle bakışı bir etken olabilir miydi? Bu sorumuzu Dr. UYAR, bakın nasıl yanıtlıyordu: “Yerel halktan böyle bir talep gelmiş olabilir. İdareciler de hem bu talep ve hem de 4. Soruya verdiğim cevabı da  dikkate alarak isim değişikliği yapmış olabilir.”

                                                         ***

          60’ lı yıllarda, yine Hastanemizin adı değişiyor ve 1966’da; “EĞİRDİR KEMİK HASTALIKLARI HASTANESİ” adını alıyordu. Bu isim değiştirmenin arka planında, bizlerin bilmediği başka hesaplar mı vardı? diye de düşünmeden edemiyoruz. Ve Dr. UYAR’ın değerlendirmesi: “Arka plan olduğunu düşünmüyorum. Yukarıda da bahsettiğim gibi, ilk başta KEMİK VEREMİ TEDAVİSİ amacı ile kurulan bu Hastaneler, daha sonra ORTOPEDİ’yi ilgilendiren diğer hastalıklara da cevap vermeye başlamış, ayrıca yoğun AŞILAMA ve BİLİNÇLENDİRME sonucu, VEREM HASTALIĞI’nın etkisi de azalmıştır.”

                                                      ***

        …VE 1968 YILI. 11 KATLI 1000 YATAKLI KOMPLEKS BİR PİLOT PROJE. 1970 YILINDA 1000 YATAKLI OLARAK PLANLANAN HASTANE BİNASININ TEMELİ, DEMİREL HÜKÜMETİNİN SAĞLIK BAKANI DR. VEDAT ALİ ÖZKAN TARAFINDAN ATILMIŞTI. Ama bir şey olmuştu; Heyelan tehlikesi, bütçe yetersizliği ve mevsim koşulları ileri sürülerek, Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi inşaatı bir süre durduruluyordu…

                                                       ***

         …Ve 16 yıl sonra (1986 – 1970 = 16), 9 katlı 3 blok halinde tamamlanarak 25 Nisan 1986 yılında hizmete giriyordu… Artık Hastanemiz; Ortadoğu’nun, Kafkaslar ve Balkanlar’ın en büyük “KEMİK HASTANESİ” idi ve Türkiye’nin dört bir yanından Eğirdir’ e hasta akını oluyor, EĞİRDİR ismiyle özdeşleşmiş Hastanemiz de bir “MARKA” unvanı kazanıyordu.

          Dr. UYAR’ı dinliyoruz: “O dönemlerde Ortopedi ve Travmatoloji dalında hekimler çok fazla değildi. Yetişen hekimler de bu hastanelerde çalışmaktaydı. Dolayısı ile önceden de tanınan ve bilinen bu Hastanelere KEMİK ve EKLEM rahatsızlığı olan tüm hastalar ilgi gösteriyordu… Bu da doğal bir şey.”

                                                       ***

          İlerleyen süreçlerde; Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesinin etkisinin azalmasını ise şöyle değerlendiriyordu: “Daha sonraki yıllarda ülkemizde gelişen Tıp Bilimine paralel olarak, artık daha çok Ortopedi ve Travmatoloji UZMANI yetişmekte ve ülkenin diğer yerlerindeki Hastanelerde de ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİ KLİNİKLERİ kurulmaktaydı… Oralarda hizmet alan hastalar, başka yerlere daha az gider oldu. Nedeni budur.”

                                                    ***

     ŞÖYLE BİR GERİYE BAKTIĞIMIZDA; HASTANENİN ISPARTA’YA TAŞINMASI, ASKERİYE’YE DEVRİ, BEŞ YILDIZLI OTEL YAPILMASI, YADA DEVLET HASTANESİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ, HATTA YABANCI DİLDE EĞİTİM GÖREN BİR TIP EĞİTİM KURUMU YAPILMASI vb. GİBİ ÖNERİLER, KAMUOYUNU MEŞGUL EDİYORDU…

     Kamuoyunu meşgul eden bu söylemlere Dr. UYARIN da elbette bir diyeceği olacaktı. Bakın ne diyordu: “Aslında, zamanla etkinliğini yitiren bir Hastanenin CANLI TUTULMASI İÇİN GELİŞTİRİLEN ÖNERİLER OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.”

                                                    ***

         TARHAN – 10 Ekim 2009  tarihinde, benim de katıldığım ve çok büyük bir zevk aldığım “TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ BİRLİĞİ DERNEĞİ” Eğirdir’ de, “EĞİRDİR KEMİK VE EKLEM HASTALIKLARI HASTANESİNİN GELECEĞİ” konulu tartışmalı bir AÇIKOTURUM ve PANEL düzenlenmiş ve Hastanenin geleceğine ilişkin çok önemli bazı kararlar almıştı. Alınan bu kararlar, Merkezi Otoritenin karar verici kurum ve kuruluşlara da verildiğine göre, bir sonuç elde edilmiş miydi?

…Evet,  bu en önemli  sorumuzu  Op. Dr. Zafer UYAR, bakın nasıl yanıtlıyordu: “Bir sonuç alınmadığı ortada. Ancak sağlık hizmet sunumu yani; HASTANE İŞLETMECİLİĞİ hem kamu, hem de özel sektör için zor ve pahalı bir iştir. Gönül isterdi ki; BU TİP YERLER HEP YAŞATILSIN!!! ANCAK DEĞİŞEN ŞARTLARA BAZEN AYAK UYDURAMAYABİLİYORLAR!!! İLK BAŞLARDA KURULUŞ İÇİN ÇOK UYGUN OLAN GÖL / TEMİZ HAVA VE COĞRAFİ KONUM, ZAMANLA DEZAVANTAJ HALİNE GELMİŞTİR!!! 

                 MESELÂ; BALTALİMANI HASTANESİ, GELİŞEN ŞARTLARDA AVANTAJLI KONUMA GELMİŞ VE EĞİTİM – ARAŞTIRMA HASTANESİ OLMUŞTUR!!! 

YARIN : 

BUTİK HASTANE VE KÜLTÜR MERKEZİ 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap