Kamil Uzun’un Anlatımıyla Ada Yaşantısı

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Kamil Uzun’un Anlatımıyla Ada Yaşantısı
Haberin Tarihi: 4.2.2023 17:30:54 - Okunma Sayısı:1434 defa okundu.

Eğirdir Akın Gazetesi’nin bu haftaki önemli konuğu 81 yaşındaki Kamil Uzun oldu.

KAMİL UZUN’UN ANLATIMIYLA ADA YAŞANTISI

Eğirdir Akın Gazetesi olarak tarihimizin ışık kaynağı olan büyüklerimizle röportajlarımız devam ediyor. Eğirdir Akın Gazetesi’nin bu haftaki önemli konuğu 81 yaşındaki Kamil Uzun oldu.

Eğirdir’in Yeşilada Mahallesinde 1942 yılında dünyaya gelen Kamil Uzun, Eğirdir’de terzi çıraklığı, Ankara’da tezgahtarlık, İstanbul’da ise trikotaj işleri ile uğraştıktan sonra 1971 yılında temelli olarak memleketi olan Eğirdir’e dönüş yaptı. Kamil Uzun, uzun yıllar Eğirdir Gölü’nde avcılık yaparak emekli olduktan sonra Yeşilada ve Karabağlar’da bulunan evinde zamanını geçiriyor.

Hayatının büyük bir bölümünü Eğirdir Yeşilada’da geçiren Kamil Uzun, Ada Yolu yapılmadan önce ulaşım nasıl sağlanıyordu? Karabağlar’a bahçeye kayıkla gelip gitme, Eğirdir Gölündeki balık çeşitleri, Nasıl avcılık yapılıyordu, tuttuğunuz balıklar nerelere satılıyordu? Ada’ya özgü buz atı ile kızak binme ile ilgili şunları anlattı:

 

“Eğirdir ile Yeşilada arasındaki ulaşım, kürekli kayıklarla yapılırdı. Motoru yoktu. Motorlu kayık olarak sadece Belediye’nin motorlu kayığı vardı. İstiklal harbinde malzeme ve asker taşımak için kullanılırdı. Sonra o kayık çürüdü. Zaman geçti Belediye Başkanı İbrahim Gencay bizim adadan bir kayık aldı. Kayığa Wisconsin motor takıldı. Mehmet Kurulay diye biri vardı. O kaptanlık yapardı. Sabahları esnafı Eğirdir’e götürür, akşam da geri getirirdi. Ada iskelesinden çıkan tekne lodos estiği zaman eski Derya restaurantın olduğu yere yanaşırdı. Poyraz estiği zaman da cami arkasındaki iskeleye yanaşırdı.

Gölün buz tuttuğu zamanlarda buz atı dediğimiz kızaklar kullanılırdı. Motorlu tekne buzları kıra kıra gölün üzerinde yolu açar, esnafları öyle Eğirdir’e taşırdı. Akşamüzeri göl tekrar buz tutardı. Yine aynı şekilde buzları yara yara tekne Adaya esnafları taşırdı. Cumartesi – Pazar herkes evindeydi. Tekneye ihtiyaç olmazdı. Buz atlarıyla Karabağlar’a gider çalı toplayıp gelinirdi. Bu da yakmak için değil, Fırınlarda ekmek pişirmek için kullanılırdı.

Karabağlar’a kayıklarla gidip gelirdik. Kayıklarımız kürekli ve yelkenli idi. Yelkenle gelirdik, yelkenle giderdik. Sakin olduğu zaman kürekle gidip gelirdik. Yeşilada’da yaşayan hemşehrilerimizin çoğunun Karabağlar’da üzüm bağları vardı. Herkes pekmezini kendi yapar, kendisi yerdi, satılmazdı. Bazı üzümleri de kurutur o şekilde tüketirdik.

Eğirdir Gölünde balık popülasyonu çok iyiydi. Levrek (Dişli) atılmadan önce göl kavinne kaynardı. Karadeniz’in hamsisi nasıl meşhursa, bizde de kavinne öyle meşhurdu. Sazan vardı, sıraz vardı. Sonra dişli atıldı bu da kavinneyi bitirdi. Istakoz çoğaldı. Avlanmayı olta ve ağlarla yapardık. İplik ağ vardı. Misina ağı yoktu. Misina çıktı onu kullanmaya başladık.

O dönemde kooperatif yoktu. Tuttuğumuz balıkları mültezimlere satıyorduk. Eğirdir, Barla ve Gelendost’ta mültezim vardı.”

Kamil Uzun, Eğirdir Gölünün su seviyesi ile ilgili anılarını şöyle anlattı:

“1951 yıllarında Göl o kadar yükseldi ki adada bulunan evleri su bastı. Devlet Su İşleri bunları istimlak etti. Evleri istimlak olanlar, Isparta’ya yerleşti.

 Su seviyesinin çok düştüğü zamanlar da oldu. Eskiden büyüklerimiz anlatırdı; Eğirdir ile Yeşilada arasında yol yapılmadan önce su su o kadar çekilmiş ki, kayalıklardan yol şeklinde bir uzantı ortaya çıkmış. Ada’yla Canada arasında çıkan bu çakıllık alanda 2 saf tutarak insanlar namaz kılmışlar. Eğirdir Gölü böyle inişler çıkışlar yaşamış.

Eğirdir Gölü'nün bugünkü durumu bizi çok endişelendiriyor.”

 

Bizleri anılarıyla o yıllara götüren değerli büyüğümüz Kamil Uzun amcamıza teşekkür ediyor, saygılar sunuyoruz.

Video bağlantısı

https://youtu.be/mEhNJv_T0uM

- Emel TURAN KARTAL

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap