EĞİRDİR’DEN DÜNYA TIBBİ SÜLÜK PAZARINA BİLİMSEL KATKI
MODERN TIPTA GELENEKSEL BİR ŞİFA TIBBİ SÜLÜKLER EĞİRDİR’DE ÜRETİLİYOR…
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin tıbbi sülük üretiminde merkez üssü olma yolunda ilerliyor
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 1987 yılında Isparta’nın Eğirdir ilçesinde kurulan Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (SAREM), balık, kerevit, tıbbi sülük ve su kirliliği alanlarında yürüttüğü projelerle iç sularda 21 ilde teknik destek sağlamaya devam ediyor. Enstitü, özellikle tıbbi sülük yetiştiriciliği alanındaki bilimsel çalışmalarıyla hem sağlık sektörüne hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunuyor.
Yılda 20 Bin Tıbbi Sülük Üretiliyor
SAREM, yaklaşık 15 yıldır Hirudo verbana türü tıbbi sülüklerin yetiştiriciliğini gerçekleştiriyor. Üniversitelerin veterinerlik, kimya, tıp ve eczacılık fakülteleri ile özel sektörle ortak yürütülen çalışmalar kapsamında, enstitü bünyesinde yılda yaklaşık 20 bin adet tıbbi sülük üretiliyor. Üretilen sülükler, steril ve tam kontrollü sistemlerde yetiştirilerek bilimsel araştırmalar ve tıbbi uygulamalar için kullanıma sunuluyor.
Dolaşım sistemi rahatsızlıklarından nörolojiye, dermatolojiden estetik cerrahiye kadar pek çok alanda kullanılan tıbbi sülükler, modern tıbbın yanı sıra Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamaları kapsamında da önemli bir yere sahip.
Türkiye’nin İlk Kamuya Ait Tıbbi Sülük Üretim Tesisi
SAREM bünyesinde faaliyet gösteren Tıbbi Sülük Araştırma ve Üretim Merkezi, 2000’li yılların başında başlatılan popülasyon çalışmaları sonucunda 2021 yılında projelendirilerek kuruldu. Aynı yıl Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetiştiricilik izni alan merkez, Türkiye’nin ilk kamuya ait, tam kontrollü tıbbi sülük araştırma ve üretim tesisi olma özelliğini taşıyor.
Merkezin temel hedefinin, Türkiye’nin biyolojik zenginlikleri arasında yer alan tıbbi sülük popülasyonlarını izlemek ve korumak olduğunu belirten Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet Pazar, aynı zamanda sektörün ihtiyaç duyduğu kaliteli ve steril sülüklerin sürdürülebilir yöntemlerle üretilmesini amaçladıklarını ifade etti.
Merkezde; biyoloji, ekoloji, genetik, popülasyon dinamikleri, mikrobiyota ve hastalıklar üzerine çok sayıda AR-GE projesi yürütülüyor.
Uluslararası Çalıştay Eğirdir’de Düzenlendi
Bu hedefler doğrultusunda SAREM tarafından 15–16 Nisan 2025 tarihlerinde Isparta’da Uluslararası Katılımlı Tıbbi Sülük Çalıştayı düzenlendi. Türkiye’den ve yurt dışından bilim insanları, sektör temsilcileri ve kamu kurumlarının katıldığı çalıştayda; sülük biyolojisi, genetik yapı, yetiştiricilik teknikleri, ticaret kuralları, CITES uygulamaları ve sektörün geleceği ele alındı. Çalıştay, Türkiye’nin bu alandaki bilimsel liderliğini pekiştiren önemli bir buluşma olarak değerlendirildi.
Tıbbi Sülükler Neden Bu Kadar Değerli?
Dünya genelinde Hirudinea alt sınıfında yer alan 800’den fazla sülük türü bulunurken, bunların yalnızca 15’i tıbbi amaçlarla kullanılıyor. Türkiye sularında bulunan Hirudo verbana ve yalnızca Gaziantep, Batman ve Adıyaman illerinde rastlanan endemik Hirudo suliki türleri, tıbbi açıdan en değerli türler arasında yer alıyor.
Tıbbi sülükleri benzersiz kılan bazı özellikler ise dikkat çekiyor:
- Tek bir kan emme sonrası yaklaşık bir yıl hayatta kalabilmeleri
- Sindirim sistemlerindeki simbiyotik bakteriler sayesinde kanı bozulmadan saklayabilmeleri
- “Kokon” adı verilen kapsüller içinde yumurtlayarak üremeleri
- Tükürük bezlerinde 100’den fazla biyoaktif madde üretmeleri
Bu özellikler, sülükleri hem tıp hem de biyoteknoloji alanında vazgeçilmez kılıyor.
Kullanım Alanları ve Yasal Düzenlemeler
2014 yılında yayımlanan GETAT Yönetmeliği ile sülük tedavisi (hirudoterapi) Türkiye’de resmiyet kazandı. Bu uygulamalar yalnızca Sağlık Bakanlığı onaylı merkezlerde, sertifikalı hekimler tarafından veya hekim gözetiminde gerçekleştirilebiliyor. Kullanılan sülüklerin steril koşullarda üretilmesi zorunlu tutulurken, işlem sonrası sülükler tıbbi atık mevzuatına uygun şekilde imha ediliyor.
Sülüklerin salgıladığı enzim ve hormonlar ise ilaç ve kozmetik sanayinde hammadde olarak değerlendiriliyor.
Avcılık Azalıyor, Yetiştiricilik Artıyor
Türkiye, dünya genelinde doğadan toplanan tıbbi sülük ticaretinde yaklaşık yüzde 80’lik paya sahip. Ancak aşırı avcılık, iklim değişikliği, kuraklık ve çevre kirliliği nedeniyle doğal popülasyonlar hızla azalıyor. Bu nedenle ihracat, CITES sözleşmesi kapsamında kota ile sınırlandırılıyor. 2025 yılı için Türkiye’ye ayrılan kota 1.500 kilogram olarak belirlendi.
Resmî verilere göre:
- Avcılık miktarı 2017’de 600 kg iken, 2024’te 72 kg’a düştü.
- Yetiştiricilik miktarı ise 2023’te 39 kg’dan 2024’te 104 kg’a yükseldi.
Bakanlık onaylı tesislerin toplam proje kapasitesi ise 10.600 kg seviyesinde bulunuyor.
Ekonomik Potansiyel Dikkat Çekiyor
Tıbbi sülük yetiştiriciliği, yüksek katma değerli bir sektör olarak öne çıkıyor. Kilogram başına ihracat fiyatları yaklaşık 1.500 dolar seviyesinde bulunurken, Avrupa’da bir adet sülük 6 avroya, ABD’de ise 18 dolara kadar alıcı bulabiliyor.
Gelecek Hedefleri Net
Yüksek Su Ürünleri Mühendisi Mehmet Pazar, “Steril sülük üretim protokollerini standart hale getirmek, üniversitelerle ortak ilaç AR-GE projeleri yürütmek ve dünya tıbbi sülük pazarında Türkiye’nin payını artırmak gelecek hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.
Yetiştiriciliğin hem biyolojik çeşitliliğin korunması hem de sürdürülebilir üretim açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Pazar, kapalı devre sistemlerin kurulması, biyogüvenlik önlemlerinin uygulanması ve uluslararası kalite standartlarının sağlanmasının sektörde rekabet gücünü artıracağını ifade etti.
SAREM yetkilileri, bu çalışmaların biyolojik çeşitliliğin korunmasının yanı sıra kırsal kalkınma ve istihdam açısından da önemli fırsatlar sunduğunu belirterek, TAGEM vizyonu doğrultusunda bilimsel faaliyetlerin kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı.
EMEL TURAN KARTAL – ÖZEL HABER