Eğirdir Hep-?kan?- Kaybetmekte mi? !!! (1)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Eğirdir Hep-?kan?- Kaybetmekte mi? !!!  (1)
Haberin Tarihi: 9.11.2016 11:13:00 - Okunma Sayısı:1319 defa okundu.

Hiçbir zaman güç birliği yapmadı! “Kişisel çıkarını”, kazancını düşündü.!.

Eğirdir Hep-“kan”- Kaybetmekte mi? !!!  (1)

 Hiçbir zaman güç birliği yapmadı! “Kişisel çıkarını”, kazancını  düşündü.!.

Erol KESİCİ

 

   Eğirdir bir kere “dünyanın cenneti”, yazı serinlik yaylası-abidesi, “ürünleri”, doğası; ruhun vücudun ilacı da!… “Eğirdir hep kaybetmekte” (!)Sebebi, siyaset mi?  Siyaset iyi gelmemekte mi?! Makyajlı güzel mi?  Birlik- güçlü- olamama mı? “Cennette kirlilik olmamalı”(!).

   Eğirdir’in siyasi tarihi ve gelişmesi için kırk yıldır söylen bir tekerleme; Eğirdir’in “yerel seçimlerde hep hükümete ters düştüğü için, (belediye başkanın başka partiden olması),  Eğirdir’e hiçbir yardım –yatırım gelmiyor!  “İşin kolayı mı? Beceriksizlik mi? Siyasetin balı mı ..?!!! Kendi kendine teselli mi? (“avuntu-bahane!” Çünkü Eğirdir siyasetini- 50 yıldır yakından izlemekteyim- siyasi olmak için değil. Aidiyet,  görmek sorgulamak görevim).

   Eğirdir belediye başkanlığının, iktidar partisiyle aynı olduğu dönemleri de görmedik mi? Ne kazandı Eğirdir?  Hatta bundan önceki seçimlerde Eğirdir’i iktidar partisin belediye başkanı yönetti ve son seçimlerde Eğirdir ilçesi büyük oranda oyunu, iktidar partisine verdi… Ne oldu? Ne değişti? Ne geldi? Elma balık değerlendi mi?  Elma -balık derken, ne bedeller ödedi? Göl gitti!  Tek suçlu üretici mi?

Muhalefetteyken  “Eğirdir için doğruyu görür- söylerken, iktidardayken şaşanlar”…!

    Eğirdir “eşsiz değerlere sahip ama, Eğirdir için siyasette değil”. Siyasi fanatiklik var, Eğirdir yok! “Biri” doğru iş yapsa, onu takdir etsen ocu, bucu olursun. Eğirdir’in altından halısı çekilmesine rağmen, susmak. Ya da, aman nasıl olsa biri bu işi yapar sorumsuzluğu? Ne me lazımcılık.. Yıllardır; Partizanlık yapılmıyor mu?” “Müfrit particilik “kin “devam etmiyor mu”? Adam kayırma yapılmıyor mu? Rant paylaşımı yok mu? Eğirdir mi kazanıyor, yoksa taraflar mı? Kızmayın- Eğirdir düşünülüyor mu? Düşünün! Sonuç; Eğirdir’in dünü- bu günü!

   Ne geldi Eğirdir’e ?  Gerçekleşmeyen müjdelerden başka… Sanayi mi? Fabrikalar mı kuruldu mu? İşsiz sayısı azaldı mı? Elinde “cennet” varken turizm mi pik yaptı? Göç sona erdi mi? Bizdendirler… İş takipleri doruk noktada değil mi?

 

                                        Elma altın mı? Platin mi? Kepek mi?

  Elma deposu Eğirdir de, elma ne alemde?!! Bu sene falan demeyin…  Kırk yıldır -geçtiğimiz yıllarda neydi durum… Sayarsan ilk yıllar, sonra bir iki kez üreticinin yüzü güldü. Satılır - satılmaz, depoya mı koysam! Ya çürürse! Peşin - para gelir gelmez stresi… İstikrarlı mı? Ne kadar elma geri döndü?  Elmayı kim kepekleştirdi? Elmaya kaç defa ilaç atılmakta. İlaçlar- zehir-  yine insanlara- canlılara  geri dönmüyor mu? İşte bu yüzden Avrupa elmayı almaz. Şimdi de, her türlü elma vb yabancı türü bu topraklarda yetiştirmek! Balıktaki gibi (dişli- İsrail sazanı) tehlikeler yaşanmayacak mı? Önce var olanı koru ve geliştir, aranan ol!      

                Çöl çekirgeleri olmasaydı, Eğirdir Elmanın Başkenti olur muydu?

    Ziraat Teknisyeni merhum Halil Rahmi ÜSTÜN çöl  çekirgeleri ile mücadelede başarılı olunca ödül ,Lübnan ziyareti ve Starking –Golden Elmasının, Mustafa AKAY, Halil Rahmi ÜSTÜN ve  İsmail Hakkı TUNCAY’ın başarılı çalışmalarıyla Eğirdir’e kazandırılması… Kaliteli ve aranan, Eğirdir elmasının Avrupa’ya taşınması…  Eğirdir elmacılığını dünyaya tanıtan Halil Rahmi Üstün bir  zaman sonra, elma üretiminde “daha çok para kazanma hırsıyla” yanlışlıklar yapıldığını fark eder-uyarır.  Memurlar kulübünde;  “akıllı olalım bu yanlış ve hırslı üretimin Eğirdir de elmacılığı felakete götürmekte…”  isyanını,

heyecanlı gür sesiyle dile getirdiğini bilirim… Ne oldu? Ne sıfatlar takıldı Rahmetli Üstün’e… Elmanın “balını alanlar”, kurumlar duymadılar…  Otuz yıl önce söylenenler dikkat edilmiş olsaydı, üreticilere çok iyi anlatılmış olsaydı bu gün elmaya 30 defa ilaç, tonlarca gübre-hormon verilmez ve Avrupa’ya elma satışı devam ederdi. Buna uyan o kadar çok ülke var ki, biz elli kuruşa elma satamazken onlar 5 liraya satmakta. Aynı gölün hikayesi gibi.  “Aç  gözlülük”, çabuk para kazanma hırsı… Gelecek kuşaklara ne bırakılacak. Para harcanır, doğa harcanırsa, paran-pulun olmaz. Kişisellik, birlik olmamak! Üniversitelerin,“ kimyasal-zehir yerine, biyolojik mücadele önerisi, neden uygulanmaz! Ya toprağın kaybı, yok oluşu! Eğirdir de Meyvecilik Araştırma İstasyonu 1952 yılında kuruldu (64 yıl önce) ve elmacılıkta önemli çalışmalar yaptı, ama ya sonrası… Neden?… Elma denince ilk akla gelen yerin gerilemesi. Üretimini 70 yıldır adeta aynı yöntemlerle yapılan üretim. Eğitilmeyen- zorlanmayan- korunmayan- uyarılmayan üretici!   Teknoloji –standartları uygulanmayınca,  2016 yılında : “EĞİRDİR DE ELMA MI VAR?” diye sorulması üzücü-acı…!

 

            Yurt dışında da tarımsal üretim konusunda önemli çalışmalar yapan, üretici Sn. Yusuf ÜSTÜN’ nün daha önce de dile getirdiği; Eğirdir de yok edilen elmacılık için babasının mücadelesiyle ilgili 1991 yılında sözlü-yazılı açıklamalarında çok önemli uyarılarda bulunduğunu bildirmekteydi. H.R.ÜSTÜN;   çok sayıda bastırıp üreticilere- yetkililere dağıttığı  “Elmacılığımızın Geleceği” broşürün önsözünün; çok önemli cümlesi : “Elmanın çapını bir santim büyütürsek, rengini kızartırsak ve soğuk havada 200 gün muhafaza edersek YÖREMİZ ARZIN MEYVE AMBARI OLACAKTIR” . Çok mu zordu bu sözü dikkate almak. Para hep öne çıktı… Nasıl olsa elma satılıyordu. Fakat; bindiği dalı kesmekteydi… Eğirdir Elması, daha çok su, gübre, kimyasal, hormon sonuç neredeyse çapı 5cm büyütüldü,  tanesini 1kğ. gelecek elmalar  büyütüldü-yetiştirildi (maşallah diyerek avunuldu!? Elmaya atılan ilaç sayısı 30 geçti… Soğuk hava depoları modernleşti. Ama eski dayanıklı, elma kokan elma üretilememekte. Elmanın önce kabuğu ilaç koktu, şimdi çekirdeği “ilaç” kokmakta! Rahmetli Üstün’ün üretimin şeklini değiştirin uyarısı,  kaliteli üretimin nasıl olacağı şeklindeki önerilerinin hep tersi yapıldı/ yapılmakta da. Ne üretici, nede resmi kurumlar, siyasiler kulak verdi bu sese…Uzmanlar bu şekilde üretim devam ederse, Boğazova’nın topraklarında  gelecekte “patatesin” bile zor yetiştirileceği bildirmekte.!  Göl konusunda olduğu gibi, elma konusunda  da, yanlış yapıldı denilmekte.!  Su- toprak, tarım ürünü kişisel değil toplumun servetidir. Sorumsuzluk göz ardı edilemez. Şimdi bunu söylemek kolay demekte bazıları…Avuntu…! Kırk yıl önce söylendi tartışıldı! Uyarıldı!

 

     “KEPEKLİ  ELMAYI  HANGİ TÜKETİCİ  PARA VERİR ALIR?”

   ÜSTÜN; bu gün değil yıllardır söylemekte; “…20 defa ilaç atılan, dengesiz beslenme ile büyütülmüş elmaya, elma diyemeyiz ve pazar da bulamayız!!! Ve bu elma; soğuk hava da uzun müddet depolamaya da müsait değildir. Kepekli elmayı hangi tüketici para verip alır. Ve almamakta da..! Elmanın vatanında , elmanın hali !?! Hiç kızmayın, tarım ürünlerini geliştiren ve onu teknolojik ürün haline sokan o kadar çok ülke var ki! Bizde ise” Eğirdir’in değil, her devrin adamları-yandaşları- sözcüleri” Amerika’nın,    Arjantin’nin neredeyse 70 yıl önce elma türleri ve yetiştiriciliği  çalışmalarını,  zafer diye sunmakta ya, elma kurtuldu mu?… Sormamakta burası elmanın başkentiydi, “milli servet koflaştı” niye teknolojik üretim yapmadınız, zorlamadınız, diye…! İşte bu siyaset bakışı, bu …yok mu! Eğirdir’i hep bu havalar engelledi … Eğirdir’in adını anmayan, çeşitli  tabela kısaltmalarla uğraşanlara destek verip, asıl Eğirdir de elma sorunun göz ardı edenler, kafiyeye uyduda, gelişmeye uydu mu? Sonuç ortada! Sormak-sorgulamak yok “gurur kaynağımız”… İyi de elma kepek!  Ya elma bahçelerindeki aşırı gübre ve tarım ilaçlarının göle yaşama sağlığa verdiği zarar… Üreticiye bu kadar ilaç atılan elmayı sen- çocuklarına yediriyor musun diye sorulduğunda” bizim yediğimiz elmanın ağacı ayrı !” cevabına ne demeli? Vican-sızlar! Kazandığın para…!

Elmanın dışı-içi kimi yakmakta!

Elma para etmez, ya kapkaça gider yada beklersin para etsin diye! Olmaz ise depoda çürür… Teknolojisi, ürünün işlenerek değerlendirilmesi!  Bunun hiç sorumlusu yok mu? Sordun mu?  İyi-organik tarımı kim neden yaptırmadı? Kurumlar mı? Siyaset mi? Yoksa ilgilenilmeyen ne yapıyorsun denilmeyen üreticiler mi? Bunların cevabını herkes bilmekte, ama kral çıplak….!

   ÜSTÜN; elmacılığın gelişmesinde en önemli kuralardan birinin de, güçlü toplum olmakla ilgi olduğunu, birlikte hareket edilmesi gerektiğini savunmakta. Çok doğru. Eğirdir de siyaset ayrıştırıcı değil birleştirici güç  olmalıdır. Olamadı! Eğirdir de  toplum yerine bireylerin güçlülüğü hep öne çıktı… Bölünüldü..  O nedenle Eğirdir hep kaybetti dedik..  Eğirdir  Particilik, siyaset “bölünmenin” birleştirici gücü olmadı…. Her şey Eğirdir için derken…Güçlü Eğirdir değil, güçlü partimiz hep öne çıktı… Eğirdir kaybetti! Kaybetmedi mi? Eğirdir hiçbir zaman güç birliği yapmadı... “Kimileri; kişisel çıkarını, egosunu, kazancını  düşündü…”  “ Eğirdir’in Gemisini kurtaramadı!” Bir çok konuda öneride bulunan , bunu yapmayın diyen memleketinin evlatlarına çeşitli sıfatlar taktı, hakaretler etti.. Sonra onların haklı olduğu anlaşılınca  heykelini dikti, haklıymış dedi, sokaklara isimlerini! verdi…Neye yarar göl bitti, elma bitti, turizm bitti…

  Organik tarım mı? Güldürmeyin, toprak kaç yılda temizlenecek,  ya suyun, havan nasıl? Kalkınma doğanı korumakla olur. Doğa senin evin, evin sağlıklıysa sende sağlıklısın.. Sağlıklı toplumlar kalkınır… Sağlıksız toplumun para kazanması geçicidir ve balon gibi söner.

 “İNCİ”… “ÖZEL YARATILMIŞ”… KORUNMUŞ MU?!!!

Gelecek Yazı: Balık bronz mu? Istakoz Gümüş mü? Göl “namusun” mu ?


 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap