CHP Isparta Milletvekili Aday Adayı Özboyacı Gazetemizi Ziyaret etti

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,CHP Isparta Milletvekili Aday Adayı Özboyacı Gazetemizi Ziyaret etti
Haberin Tarihi: 14.5.2018 16:48:00 - Okunma Sayısı:3240 defa okundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Isparta Milletvekili Aday Adayı hemşehrimiz (Ali) Haceli Özboyacı, gazetemizi ziyaret etti.

            CHP Isparta Milletvekili Aday Adayı Özboyacı Gazetemizi Ziyaret etti

            Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Isparta Milletvekili Aday Adayı hemşehrimiz (Ali) Haceli Özboyacı, gazetemizi ziyaret etti.

            Halen serbest muhasebeci mali müşavir olarak mesleki faaliyetini sürdürmekte olan CHP Isparta Milletvekili aday adayı (Ali) Haceli Özboyacı, politik geçmişinden bahsederek; Necdet Calp döneminde SHP Eğirdir İlçe Başkanlığı, 2000 - 2010 dönemi aralığında Eğirdir İlçe Yönetim kurulu üyeliği, 2011 – 2015 döneminde ise DSP Eğirdir İlçe başkanlığı yaptığını hatırlattı. Özboyacı "Teknolojik ve bilimsel araştırmalar yapmak önceliğimdir. Bulabildiğim her fırsatta sempozyumlara katılır, sunumlar hazırlarım.

            Araştırmalarıma konu olan savunma ve enerji ile birlikte mesleğim gereği vergi politikaları üzerine yeterli bilgi birikimimin bulunduğunu düşünüyorum." diye konuştu. Bu konuda fikirlerini örneklendiren Özboyacı şunları söyledi:

"Sırasıyla bu politikaları örneklendirmek gerekirse:

- Savunma özellik arzeden önceliklerimizden birini oluşturmaktadır. Önceki hükümetin yanlış dış politikaları yüzünden, etrafımız adeta ateş çemberine dönüşmüş, küresel güçler yerel oluşumları kullanarak istediklerini gerçekleştirme peşindeler. Bu oyunları bozabilmenin yolu gerekli bir politika izlemenin yanısıra, savunma mekanizmasının da teknolojiden nasibini alması gerekmektedir. Suriye’nin dahi hava savunma sisteminin bulunduğu bu dönemde, bizim bir hava savunma sistemimiz bulunmamaktadır. Türkiye bu açığını maalesef uçaklarla kapatmaktadır. Ayrıca uçaklar çok pahalı platformlardır. Bu günlerde teslim edilmesini beklediğimiz ve kısmen de olsa üreticileri arasında bulunduğunuz F-35 savaş uçaklarının bir tanesi 60-100 milyon dolardır. Halbuki bir F-35 yerine, bu gün TSK tarafından kullanılan hantal ve karşı güçler tarafından rahatlıkla fark edilebilen insansız hava araçları değil,  varsayım üssü Ankara'dan Hakkari’ye yalnızca on dakikada varabilen, üzerinde normal kamera, termal kamera, hareket sensoru, basitleştirilmiş erken uyarı sistemleri monte edilmiş, hareket kabiliyeti yüksek, yer ve hava hedeflerine nokta atışı yapabilen silahlarla donatılmış elektrik jeti motorları kullanan yaklaşık 1000 platform yerli olarak yapılabilir.

- 1947 yılında Amerikalı bir casus uçağı Hazar Denizi üzerinde garip bir aracın varlığını keşfeder. Bu araç CCCP ait bir personel taşıyıcısıdır. Gemi değildir ama denizde yüzer, uçak değildir ama havada uçar.  Hazar denizi canavarı olarak da bilinen bu araç bir ekranoplandır.  Deniz seviyesinden yirmi metre kadar yüksekte ve havada 200-300 Km. hızla gidebilir. Bizim böyle bir aracımız yoktur. Rusların dışında, ABD’nin bu özellikte ve nitelikte 1500 personel taşıma kapasitesine sahip pelikanı var.  Biz ise, deniz ve üstü yanısıra 5000 metre derinliğe ine bilen, içerisinde az da olsa deniz yırtıcılarının birebir aynısı olan yük sek güçte patlayıcılar taşıyarak, karşı güçlerin gemilerini rahat bir şekilde avla yan yine in sansız deniz araçları (İDA) yapmalıyız. Çünkü bunlar bir denizaltının yüzde bir fiyatında bile değiller.

- Enerji; Üreten sanayicinin en önemli kalemlerinden biri, halkın evinde vazgeçilmezi elektrik. Neredeyse elektriksiz hiç bir şey yok. Ancak küresel sermaye bunu öyle bir hale getirmiş ki, vazgeçilmez olduğunu bildiği için, bu alandaki bütün gelişmeleri dünyadan saklamış ve bu günkü üretim teknolojisini bize zorunlu kılmıştır. Halbuki havadan, sudan, potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşümünden, ısıdan, ışıktan, rüzgardan, deniz hareketlerinden ve en önemlisi kendi Enerjisini kendi üretebilen manyetik sistemlerden elektrik enerjisi elde edilebilir.

Cep telefonları 1995 yılından sonra ülkemizde aktif olarak kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen, 1970’li yıllarda ABD ordusunda kullanılmakta idi. Yine akıllı telefonlar, yonga levhanın bulunmasında sonra çıktı, ama toplum bunu henüz birkaç yıldır elde edebilmiştir, yine bataryası bulunmayan telefonlar var ama hemen piyasaya sürülmüş değil. Tam kullanıma girmemiş elektrikli otomobilde de durum aynı. 25-30 milyon ton/yıl petrol tüketen ülkemizin onmilyarlarca dolar kaynağı böylece heba olmaktadır.  

Sanayicinin girdi kalemlerinin %20’sini enerji oluşturmaktadır. Bunun devre dışı kalması, kendi enerjisini kendi üretmesiyle mümkün olacaktır. İlk kurulumu dışında, her yıl %20 kar demektir. 100 çalışanı bulunan üretken bir sanayicinin aylık enerji bedelinin 500 000,00 TL.  Olduğunu varsayalım. Bu karın %10’nu çalışanına verdiğini düşünelim (500,00 TL/ay), ayrıca evinde kullandığı enerji tutarının da 100,00 TL/ay olduğunu, asgari ücretin de vergi dışı kaldığını değerlendirerek (106,55 TL./ay) eklenirse çalışanın geliri 2309,00 TL/ay olacaktır. Üstelik sanayi cinin kasasından ekstra bir para çıkmadan.                                                                 (Not: Ticari defteri için müşavirlik yaptığım bir işletme bu örneğe uymaktadır.)

- Vergi; %18 genel KDV. Kayıt altında tutulan ekonomi için önemli bir sorun oluşturmakta, yüksek oran nedeniyle pek çok işletme kayıt dışına kaymaktadır. Pilot bölge seçilerek veya istatistiki veriler alınmak kaydıyla ve %14’de indirilmek suretiyle değiştirilerek, bunun yarısını tahsil etmekle (tevkifat  KDV Uygulamasında olduğu gibi) buna bağlı olarak belge onayını gerçekleştirmek, yüklenilen KDV örneğinde olduğu gibi de muhasebe kaydı yapılmalıdır. Karmakarışık olan KDV sistemimiz de 44,8 milyar lira iade, 140 milyar lira  işletmeler üzerinde bulunmaktadır. Devreden KDV. bir dağ oluşturmuş devletin sırtında adeta bir kambur gibidir. Halbuki indirilmiş KDV’nin kayıtlı ekonomiye en az %10 daha katkı sağlayacağını düşünecek olursak,  vergi kalemleri içerinde %25 ile en yüksek gelir oranına sahip KDV’nin tahsil oranını 2-3 katına çıkarmak işten bile değildir. Ayrıca İhracata %10 pirim (Vergi indirimi), İthalata da %10 vergi konulmalı, Kurumlar Vergisi de, vergi dilimlerine tabi tutulmalıdır. Mükellefiyetlik devlet tarafından belirlenen bankaların vereceği fizibilite raporlarına bağlanmalı, ve ilgili bankaların garantörlüğünde gerçekleşmelidir. Buna uymayan bankalar ise devlet güvencesi dışında kalmalı, ve bundan sonraki elde edecekleri tatlı karlarla baş başa bırakılmalıdır.

-  İstihdam; Son dönemde özellikle Eskişehir’de kurulması düşünülen termik santraller kamuoyunda büyük tepki çekmiş ve bölge insanlarının karşı eylemlere  kalkışmasına neden olmuştur. Halbuki bu tür santraller kömür kaynaklarına ya kın yerlerde inşa edilmeli ve asla ithalata dayalı bir kömür düşünülmemelidir. 14 milyar ton kömür rezervi bulunan ülkemizde bu sistem yalnızca enerji amaçlı ol mamalı, sanayinin ihtiyacı olan kok üretilmeli, aynı zamanda kok kömürüne bağlı olarak hidrojen üretilmeli (kızgın kok kömürü üzerinden su buharı geçirilmek suretiyle, hem en çok, hem de en ekonomik hidrojen üretimi gerçekleştirilir) yapıl malı, zenginleştirilmiş doğalgaz olarak ihraç edilmelidir. Ayrıca kömürden, ithal kalemlerimiz içerisinde bulunan solventin ve 103 türevi üretimi gerçekleştirilir. Santralin bacasına filtre değil, ayrıştırma ünitesi eklenmeli, kül asla dışarı salın mamalı ve uzun vadede ise gerek porselen sanayinde, gerekse bağcılıkta kullanılmalıdır. Bacadan çıkması olası bulunan yalnızca su buharı ile diğer ısıl atıklar, bölgeye yakın kurulan modern seralarda kullanılmalıdır. Termoelektrik santrali adı altında kurulan böyle bir işletmede binlerce çalışan istihdam edilebilir. Hatta bu kompleks kar da etmeyebilir. Kendi döngüsünü kendini tamamlayabilir. Milyarlarca ton kömür rezervi bulunan bir ülkede, istihdamda milyonlarca olur."

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap