GÖL NASIL KURTULUR? (1)
Adem KAYAN
CHP Belediye Başkan Adayı
Bir
heyet halindeki ziyaretlerimize devam ederken EKO-BİR yetkilileri ile Eğirdir
ve Kovada Göllerinin son durumunu güncelliyoruz. Son verilere göre;
-
Eğirdir Gölü’nün en derin yeri 20 metrelerden 12 - 13 metrelere düşmüş;
-
Kovada Gölü dolmak üzeredir,
-
Her iki gölde de bataklık gazları görülmeye başlanmıştır,
-
Her iki gölde de kirlilik suyun artık içilmezliği seviyesine ulaşmıştır.
Yani
Eğirdir Gölü’nden bardağa su koyup kahramanlık gösterisi yapmak mümkündür ama
inandırıcı değildir.
Eğirdir
Gölü’nün kurumaktan kurtarılması için öncelikle durumun ve kurumanın nedenleri
ortaya konulmalıdır. Saptanabilen
nedenler;
- Gölün havza dışına verdiği su miktarının
giderek artması,
-
Göldeki en derin yerin 20 m den 12 metreye kadar düşmesine neden olan dip
kirliliği,
-
Küresel ısınmadan dolayı artan buharlaşma,
-
Gölün dipten beslenmesinin önünü kesen sondaj çalışmaları şeklinde
özetlenebilir.
Gölün
havza dışına verdiği su miktarının artması karşılığında aynı miktarda su
kazanımının düşünülmemesi Eğirdir Gölü’nün sahipsizliğine işaret etmektedir.
Sahipsizlik öncelikle yerel yöneticilerin merkezi yönetim üzerindeki
etkisizliğinden kaynaklanmaktadır. Çünkü Eğirdir Gölü havzasındaki yöneticiler
öncelikle şehir kavramından uzakta kalmışlardır. Bu kapsamda her türlü doğal kaynağı bulunan
Eğirdir Gölü’nün ekonomiye kazandırılması ve
çevresinin kirlilikten kurtarılarak daha çok iskana açılması ve
şehirleşme merkezi haline gelmesi fikirlerini aynı potada görememişlerdir. Aksine şehirleşme ile kirlilik aynı potada
değerlendirilerek gölün suları herhangi bir şehir tanımına uymayan Isparta'nın
şehirleşmesine katkıda bulunmuşlardır.
Demek
ki öncelikle gölün çevreden gelen kirliliğe karşı korunaklı hale getirilmesi
önkoşuldur. Bunun yolu ise kesinlikle
mevcut mevzuatın getirdiği askeri yasak bölge zihniyeti değildir. Farklı düşünceler olabilir ama öncelikle
"neden bazen dünyanın en temiz gölleri arasına giren ve etrafında
milyonlarca kişinin yaşadığı Zürih veya Biwa Gölleri gibi tedbirleri görerek
tartışmıyoruz?" diyerek çözümde teşhisi ve tedavide tecrübeyi
öneriyorum. Çünkü birçok yanlış şeylere
saparak zaman ve kaynak kaybetmenin dönülmez yıkımlara sebep olacağını
görebilmeliyiz. Demek ki ilkönce teknik
bir heyet oluşturularak bu mekanların oranın yerel teknik uzmanları ile
birlikte görülmesi ve bir rapor hazırlanması gerekmektedir.
Eğirdir
Gölü’nün temiz bir şekilde kullanıma açılmaması, iskanlaşmanın engellenmesi
yıllık olarak 30 milyar dolarlık bir kayıptır.
Bu hesabın altındaki her türlü çalışmanın eksik ve hatalı olduğunu
düşünüyorum. Düşünmeye suyun tonunun
Isparta'da 75 kuruş iken neden Eğirdir'de 2 TL olduğundan yola çıkarak
başlayabilirsiniz.
Devam Edecek...