BAĞIMSIZ ADAY SERDAR DÖNER: "EĞİRDİR'İ YAŞANABİLİR BİR KENT KILMAK ÜZERE ADAY'IM..."

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BAĞIMSIZ ADAY SERDAR DÖNER: "EĞİRDİR'İ YAŞANABİLİR BİR KENT KILMAK ÜZERE ADAY'IM..."
Haberin Tarihi: 21.12.2013 08:45:00 - Okunma Sayısı:3972 defa okundu.

2014/Mart Yerel Seçimlerinde Eğirdir Belediye Başkanlığı için bağımsız adaylığını açıklayan, Eğirdir'de bir motosiklet festivali kazandıran, Eğirdir sevdalısı Serdar Döner, "Eğirdir'in kaybedecek bir 5 yılı daha olmamalı..." dedi.

BAĞIMSIZ ADAY SERDAR DÖNER:

“EĞİRDİR’İ YAŞANABİLİR BİR KENT KILMAK ÜZERE ADAY'IM..”

 

            2014/Mart Yerel Seçimlerinde Eğirdir Belediye Başkanlığı için bağımsız adaylığını açıklayan, Eğirdir’de bir motosiklet festivali kazandıran, Eğirdir sevdalısı Serdar Döner, “Eğirdir’in kaybedecek bir 5 yılı daha olmamalı...” dedi.

            Döner gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi:

            “Selamlar günaydın... Sizleri selamlama ve görüşmeme 1 Ocak yasal seçim süresi başlar başlamaz olacaktır... Bunun için ben de heyecan içersindeyim... Kendi facebook sayfamı oluşturarak sosyal mecrada tanıtımlarıma yer vermek için sayfamı oluşturdum... Orda sığınabileceğim, derdimi anlatabileceğim en büyük kaynak Eğirdir yerel basını olacağını belirtmek isterim... Şimdiye kadar göstermiş olduğunuz ve vermiş olduğunuz değerden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım... Samimi ve içten duygu ve düşüncelerimi paylaşırken bunların aslında birer Eğirdir kalkınma projeleri olduğunun altını çizmek isterim... Eğirdir çok ihmal edilmiş...

            Hayatım boyunca aktif siyasetten uzak durdum. Bunun en önemli sebebi ülkemde oluşturulan parti düzeninde özgür düşünceye yer olmadığı ve ayrımcılıktır. Elbette her vatandaş gibi ülkem ve ülke insanım için görevlerimi yaparken, ülkemin gündemlerini de yakınen takip ettim. Gerek ailemden, gerekse devletimden almış olduğum eğitim çerçevesinde, Milliyetçi, Ülke değerlerimi, aynı zamanda sosyal demokrasinin ilkelerini içime sindirdim. Bu değerlerin birinden bile vazgeçmedim. Ancak malum siyasi yelpazede bizleri her zaman bir kanalda görüş sahibi ve buna biat etmemiz istendiği içinde siyasi yelpazenin içinde aktif siyasetten uzak kalmak zorunda kaldım.

            Ülkemin her köşesinde yaşadım. Her kültürden insanları, her coğrafyasını tanıdım. Daha sonra kendi şartlarımda gerek iş gerekse gezip görme amaçlı başlardaki Avrupa devletleri olmak üzere sonrasında uzak kıtalara seyahatler ettim. Her seyahatimde gözlemler yapıp, diğer devletlerin içinde yaşadığımız çağ içersinde ekonomik ve kültürel olarak hangi noktalarda olduklarını analiz ettim..

            Hiç bir yere özenemedim... Çok güzel ve farklı yerler gördüm... Dünyada gezdiğim yerlerde gördüklerimin kat be kat fazlasının Ülkemde olduklarını anladıktan sonra bunu yakınlarım etrafımdakilere de anlatmaya çalıştım.

            Küçüklüğümden beri iki teker'e merakımı yetişkinlik döneminde hobiye dönüştürerek Motosikleti eşime de sevdirerek tatillerimde Balkanlar ve Avrupa ülkelerini gezdim. Her gittiğim, her gördüğüm ülkede, çoğu zaman kendi ülkemden gurur duymamla birlikte daha çok hayıflandığım olmuştur. Hayıflandığım şeyler; Ülkemin güzelliklerini ve kaynaklarını Dünya'ya yansıtamamak, bacasız sanayi olan TURİZM'den faydalanamamak olmuştur.

Cenab-ı Hak benim ülkeme öyle güzellikler bahşetmiş ki... Bunun bütün dünyanın farkında olmasına rağmen bizlerin bu değerlerimizin farkında olmadan, faydalanmayarak, bu gelirlerden mahrum kalmamız akılla mantıkla bağdaşmayacak durumlardır. 4 mevsimin güzelliklerini ayrı ayrı yaşayan ender ülkelerden biriyiz. Tarımda her çeşit ürünü yetiştirecek kapasitedeyiz.  Sanayi büyük şehirlerde yoğunlaştığı için kırsal alanda yaşayan insanların gelir kaynaklarına ve ekonomilerine maalesef katkı sağlayamamakla birlikte, bu sanayi kentlerinde kendi topraklarından koparılarak göçler yaşamakta, aile bağları kopmakta, hayatın acımasız çarklarında her birimiz dönüp durmaktayız...

            Ülkemdeki en acı durumlardan gördüğüm edindiğim acı tecrübeler ve yaşanmışlıklar maalesef şu olmuştur; Siyasi yelpazelerin birinde kendine yer edinmiş insanların, sırf koltuk ve makam sahibi olmak adına, çoğu zamanda çıkar çevreleri ile işbirliği içersinde (maalesef) yetkin, aydın ve ileri görüşü olmayan, hayatı sadece yaşadığı coğrafya ve bu coğrafyadaki insanlar sanan pek çok basiretsiz ve yeteneksiz insanların bir şekilde yerel yönetimlerde söz sahibi olduklarını gördüm, tanıdım… Herkes ve hepsi bu tanımın içine elbette girmez. Ama acıdır ki maalesef  bu durum hepimizin gerçeğidir..

            Yerel ve mahalli yönetimdeki idareciler ve kurumların Vergi daireleri gibi çalıştıklarını gördüm, yaşadım. Hâlbuki mahalli idareciler günlük olağan işlerinin yanında yönetimine sahip olduğu insanların her türden sorunlarını çözmek için çalışmaların içinde olması gerekir. Bölgesindeki kaynakları harekete geçirip başta işsizlik olmak üzere insanların Ekonomik bakımdan kalkınmaları, Yönetim ettikleri insanların ekonomilerine katkı sağlayacak, bu şekilde sürekli sürdürülebilir yaşam kalitelerini yükseltmek için, her türden kaynağı insanlara sunması gerekir. Zaten bu işler bir şekilde yapılmış olsaydı Ülkemde büyük şehirlere yığılmalar, altından kalkılamaz toplum sorunları olmak üzere başta İŞSİZLİK problemi yaşanmayacaktı...

İçinde yaşadığımız çağda maalesef basit gelir kaynakları ile sürdürülebilir bir hayatımız olmadığı gibi gelecek kaygıları içinde yaşamak zorunda kalıyoruz... Kendimizi bir şekilde kurtarmış olsak bile, evlatlarımızı, gençlerin sorunlarını, onların ideallerini ve gelecek kaygılarını düşünmeden edemiyoruz. Yetiştirdiğimiz çocuklarımızı müteşebbis ve kabiliyetleri-yetenekleri çerçevesinde onlara destek olamıyor bir şekilde devlet kapısına ayak atmalarını hayatlarının kurtulacağı sonucunda yetiştirmeye çalışıyoruz doğal olarak...

Bu türden düşünceler uygar çağda uygulanabilir ve gelişme sağlayabilir durumlar değildir. Öyle olsaydı, bir yandan ülkemizin genç nüfusundan övgüyle bahsederken, bir yandan onların gelecek kaygıları, güncel sorunları ile uğraşmak zorunda kalmazdık...

            Anlatacak pek çok görüşlerim var, ilerleyen zamanda bunlara yer vereceğim...

            Şimdilik şu sorunun cevabını vereyim...!!!

            NEDEN EĞİRDİR...?

            50 yıllık hayatımın bir bölümü Burdur'da geçti... Eğirdir ailemin ve benim sık ziyaret ettiğimiz, babamın motosikleti ile özellikle yaz aylarında her hafta sonu geldiğimiz yaşadığımız bir yerdi... Daha sonraki yıllarımda her yıl hemen hemen uğradığım görmediğimde kendimde eksiklik saydığım bir yerdir EĞİRDİR... Başta anlattığım gibi, Yurt dışı gezilerimde gördüğüm, izlenimler aldığım denize sahip olmayan ülkelerde iç sular (göller-nehirler) ne kadar değerli ve ne kadar yaşanabilir ne kadarda turizme sahip su kaynakları ve coğrafyalar olduğunu yakinen gördüm. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemde denizlerimize bugün bile sahip çıkamazken, çok değerli ve her biri tabiat harikası bölgelerimizin ne kadar görmezden gelinen durumlar olduğunu maalesef yaşamak zorunda kalıyoruz... Bugünkü anlayışla bile Allah’ın yarattığı ve bizlere bahşettiği güzelim denizlerimizi ve sahillerimizin kıymetini bilemiyor ve gerekli şekilde değerlendiremiyoruz. Denizlerden ve sahillerden anladığımız şey maalesef 5 yıldızlı beton yığınları ve işgaller... Her şey dahil sistemlerle insanları ve gelenleri başlarda mutlu etti isek de bugün tüm turizme açık kent ve kasabalarımızda büyük ekonomik sorunlar yaşamakta ve gelen turistlerin kaliteleri düşerken, ekonomik gelirlerimiz de azalmaktadır... Eğirdir bu anlamda gerek tarihi gerekse doğal güzellikleri ile hakikaten bir hazinedir. Turizmde doğallıklarını koruyarak aynı zamanda turizm gelirlerinden ve sürdürülebilir gelir kaynaklarını hızla artıran, Pamukkale, Amasra, Safranbolu, Kapadokya, Sapanca gibi yerlerden çok daha avantajlı duruma kolaylıkla gelebilir...

            Eğirdir kaybedemez!!!..100 km ötesine 15 milyon turist hareketi yaşayan ve bu bölgedeki en güzel tabiat varlıklarına sahip olan Eğirdir'i maalesef kimseler tanımıyor... Eğirdirliler günlük sorunları içersinde kavrulup gidiyor... Gençleri yaşamak ve hayat sürdürmek için Eğirdir'den kaçma yollarını arıyorlar... İstikballerini kendi kentlerinde göremiyorlar. Eğirdir bu manada çok haksızlık edilmiş bir bölgemiz... Elindeki nimetleri, kaynakları kullanamamış olduğunu gördüğümden beri kafamda Eğirdir var.

Pek çok arkadaşım, özellikle hobim olan motosikletçi çevrem hep bir Avrupa hayranlığı içersinde oldukları sadece yaşam tarzları için değil elbette ki fiziki yapıları, yolları ile hayranlıklara sahiptirler... Gezip görenler hep hayretlerini anlatırlar... Bu türde hüküm içersinde olan arkadaşlarıma 2009 yılında Eğirdir'de bir motosiklet festivali yaptırarak Eğirdir’i tanımaları için çalışmalar yaptım. İlk temaslarımda bu konuyu anlatmak için adeta deveye hendek atlatarak yapmanın zorluklarını anlatamam... Bu festivali her türden olumsuzluklara meşakkat göstererek, sabrederek heyecan içersinde gerçekleştirdim. Eğirdir belediyesine ve Eğirdir’e bir festival kazandırmaktan daha ziyade Eğirdir’e gelen, Eğirdir'i gören insanların hayretleri ve geri dönüş anlatımlarının her biri harika idi. Bütün çabam eksiksiz bir organizasyonla EĞİRDİR’İN GÜZELLİĞİNE GÖLGE düşürmemek içindi. Bir tek kişi yok ki katılımcılardan EĞİRDİR’DEN MEMNUN AYRILMASIN... Bu zaten Eğirdir’in güzelliği ile insanların ile mümkün değil...

            Bu organizasyonları gerçekleştirirken, tanıştığım yakınlık kurduğum Eğirdirlilere yapılacakları zaten anlatıyordum. Düşüncelerimi paylaşırken hep bana şu söylendi:

            “BAŞKAN... EĞİRDİR'E SENİN GİBİ BİR ADAM LAZIM....”

            BEN DE EĞİRDİR’İN KAYBEDECEK BİR 5 YILI DAHA OLMAMALI DİYEREK  ÖNÜMÜZDEKİ YEREL SEÇİMLERDE ''EĞİRDİR'E GEREKEN ÖNEMİ VERMEK, EĞİRDİRLİNİN YAŞAM KALİTESİ İLE BİRLİKTE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLAMAK, EĞİRDİR’İ ÜLKEYE VE DÜNYA'YA TANITMAK, BU GÜZELLİKLERİ HERKESİN GÖRMESİNİ SAĞLAMAK, EĞİRDİRLİLERİ EKONOMİK SIKINTILARDAN UZAK, EĞİRDİRLİLERİN DAHA FAZLA GURUR DUYACAKLARI YAŞANABİLİR BİR KENT KILMAK, ÜZERE EĞİRDİR BELEDİYE BAŞKANLIĞINA BAĞIMSIZ ADAY'IM..

            Herkesin, arkadaşlarımın ailemin kaygılarını ben de biliyorum. Eğirdir’li olmamamdan dolayı endişe etmelerini, Eğirdir’lilerin düşüncelerini de anlıyorum. Önceliğim Türk vatandaşlığımdır. Öncelikle Adaylığım bu çerçevede. Sonrasında edindiğim bilgi ve tecrübelerimi projeler haline getirip Eğirdir’de öncelik kısa ve uzun vade'de yapılabilecekleri anlatıp Eğirdir halkı bu görevi bana verdiklerinde hızla hayata geçirip gerekirse bir hamal gibi çalışmak olacaktır. Ülke değerlerimizden olan ancak son yıllarda unuttuğumuz İMECE çalışmalarının modern hali olan Eğirdir’li muhtarlarımız başta olmak üzere Eğirdir halkının temsil ettiği çevrelerden BİR KENT KONSEYİ kurmak ilk yapacağım iş olacaktır... Eğirdir'liler ile birlikte daha kaliteli, gelir kaynakları sürdürülebilir bir ekonomi, beraberinde Eğirdir’in gelenekleri ve kaynakları çerçevesinde Eğirdir dokusunu koruyarak neşeli bir eğirdir yaratmak olacaktır.”

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap