Haberin Tarihi:
13.1.2014 10:02:00
- Okunma Sayısı:3021
defa okundu.
Yönetim iradesinin hukuk kurallarına tabi olması düşüncesinin uygulanması için insanoğlu tarihsel süreçte çok bedeller ödemiştir.
OTORİTER VE DEMOKRATİK YÖNETİM
Adem KAYAN
CHP Eğirdir Belediye Başkan Adayı
Yönetim
iradesinin hukuk kurallarına tabi olması düşüncesinin uygulanması için
insanoğlu tarihsel süreçte çok bedeller ödemiştir.
Siyasi
iktidarın güç despotizmini önlemek ve çoğunluk karşısında azınlık haklarını
korumak için hukuksal eşitliğin devlet yaşamında egemen olması için hukuk
devleti ilkesi kabul edilmiştir.
Siyasi
iktidarın yargısal denetimi; keyfiliğin yandaşlığın önlenmesi için güvence
olarak görülmüştür.
Otoriter
yönetimlerde; yargı ayak bağıdır. Yönetim her şeydir. İktidar mutlak
yetkilidir.
Demokratik
yönetimlerde ise; yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrı ellerde olması ve
birbirinden kalın çizgilerle ayrılması esası benimsenmiştir. Yetki kullanımında
kişi iradesi değil, hukuk kuralları asıldır.
Türkiye’de;
adalet, hukuk beklentileri karşılıyor mu, demokrasi sağlıklı işliyor mu?
Türkiye’de;
hukuk yargı, adalet, yasalar artık insicamını kaybetmiş durumda. Kişilere
konumlara göre değişen değiştirilen yasalar, farklı uygulamalar, toplumdaki
adalete olan güven duygusunu sarsıyor. Soğukkanlı olunması gereken bu ortamda
hukukçulara büyük görev düşmektedir.
Suç
dosyalı, yani yargılanması gereken milletvekillerinin oluşturduğu TBMM nelerle
uğraşıyor! Suçlular meclisi; ülkenin kanunlarını yapıyor, ülkeyi yönetiyor.
Yargılama
ve kanunlar konusunda çaba gösteren elbette var. Bazıları hukuksuzluklarını
gözardı ederek zaman zaman hukuk, demokrasi, özgürlük savunucusu kesiliyorlar.
Öylesine
ki; siyasiler tarafından, ölçüsüz hakarete varan ithamlarda bulunuluyor.
Hukuku
belirleyen Siyaset Kurumu’dur.
Demokratik
hukuk devletlerinde; siyasetin, hukuku yapma yetkisi de elbette sınırsız
değildir. Yargısal denetim ve kuvvetler ayrılığı ilkesi de bunu gösterir.
Siyaset,
yürürlükteki hukuk değiştirilmedikçe ona uymak zorundadır. Mahkeme kararlarının
yasama ve yürütmeyi bağlaması bu nedenledir. Yasama organı, evrensel hukuk
kuralları ve demokratik hukuk devletiyle uyumlu biçimde hukuku değiştirebilir.
Bu
açıdan; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları, bağlayıcı kararlardır.
Türkiye;
Hukuk devleti olma yolunda önemli aşamalar geçirmiştir.
Ancak
siyasiler; hukukun üstünlüğü yerine
siyasetin üstünlüğünde ısrar ediyor.
Siyasi
iktidarlar; Yargısal denetime tahammül edemiyor.
Çağdaş
demokrasilerde yargısal denetimden şikayet eden yokken, demokrasi bilincinin
oluşmadığı ülkelerde yargı, ayak bağı olarak görülür.
Adalet
adına adaleti katleden yargı ise felaketlerin büyüğüdür.
Siyasi
iktidarın emrinde yandaş kayırmacılığına dayalı yargı anlayışı toplumsal
yıkımdır.
Günün
Sözü: Mutlak iktidar elinde adalet, adalet değildir.