DEVA Partisi İlçe Başkanı Saadet Yaman :
" EĞİRDİR GÖLÜ'NÜN SORUNLARI BELLİ, ÇÖZÜMLERİ DE BELLİDİR."
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Eğirdir Şube Başkanı Saadet Yaman, mevsim şartlarının kurak geçmesiyle beraber çevremizde tüm illerde içme suyunun tasarruflu kullanılması konusunda önlemler alınmaya başlandığını hatırlatarak "Örneğin Burdur ili kısıtlı kullanım önlemlerini konuşmaya başlamışken, Eğirdir belediyemizin ileriye dönük önlem alıp olası olumsuz durumlara karşı eylem planı var mı, hazırlık yapılmış mıdır? Belediye Başkanı Veli Gök, Eğirdir Gölü ile alakalı detaylı bilimsel araştırma hazırlatıp, incelemiş midir?" diye sordu.
DEVA Partisi Eğirdir Şube Başkanı Saadet Yaman, Eğirdir Gölü sorunları ilgili tespit ve çözüm önerilerini yaptığı yazılı açıklama ile duyurdu. Yaman, yaptığı yazılı açıklamada "Eğirdir Gölü Sorunları belli, çözümleri de bellidir. Bunların süratle hayata geçirilmesi yerine, yeni çözüm arayışlarına girilmesi gereksiz bir zaman kaybıdır. DEMOKRASİ ve ATILIM Partimiz adına hazırladığımız tespit ve çözüm önerilerini Kamuoyuna Saygılarımızla sunuyoruz." dedi.
DEVA Partisi Eğirdir Şube Başkanı Saadet Yaman "EĞİRDİR GÖLÜ SU KAYBI VE KİRLENME İLE İLGİLİ TESPİTLER" konulu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yedi renkli göl olarak da bilinen Eğirdir Gölümüz, Türkiye'nin ikinci en büyük tatlı su gölüdür. Doğal içme suyu havzası olmasının yanı sıra biyolojik çeşitlilik değerleri bakımından uluslararası öneme sahip bir sulak alandır. Avrupa'da 514, Türkiye'de ise 454 farklı kuş türü bulunurken, Türkiye'de bulunan kuş türlerinin 225'i Eğirdir Gölü ve çevresinde barındırmaktadır. Eğirdir Gölü ev sahipliği yaptığı kuş türlerinin yanısıra balıkçılık, tarım (özellikle elma üretimi), içme suyu temini gibi kullanım değerleri ile çevresine hayat vermektedir. Göldeki balık çeşitlerinden kerevit ve sudak türlerinin neredeyse tamamı yurtdışına ihraç edilmektedir. Bununla birlikte bölgedeki elma üretimi Türkiye'nin toplam üretiminin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturmaktadır. Devlet Su İşleri 18. Bölge Müdürlüğü tarafından 2020 yılı aralık ayında yapılan ölçümde su kodu 915.55 olarak açıklanmıştır. Bu rakam son 60 yılın en düşük seviyesidir. 6 Eylül 2021 tarihinde yapılan ölçüm ile su seviyesinin 915.16 metre olduğu tespit edilmiştir. Göldeki yaşamın sürdürülebilmesi için su kodunun 918 metre olarak korunması gerekmektedir.
1-Eğirdir gölümüz stratejik öneme sahip içme suyu kaynağıdır. Halen Isparta ilimize de içme suyu kaynağı olan gölün, savaşta ve kıtlıkta içme suyu kaynağı olarak kullanılması öngörülmektedir. Eğirdir gölümüzün suyunun her türlü biyolojik ve kimyasal kirlenmeden korunması gerekmektedir.
2- Eğirdir gölündeki drenaj kanalları ve erozyon ile başta tarım atıkları olmak üzere, göle karışan atıklardan azot, fosfor, alüminyum, arsenik gibi ağır metallerin su canlılarında bulunduğu tespit edilmiştir.
3- Eğirdir gölünün çevresindeki yaşamda ekonomi ve ekolojinin uyum içinde olması halinde sürdürülebilir bir yaşam sağlanacağı hususu açıktır. Eğirdir gölümüzde ekonomik ayak izi maalesef ekolojik ayak izinden fazladır. Bu durum bütün dünyada olduğu gibi Eğridir gölümüzde de kirlenmeye küresel bazda da Isınmaya neden olmaktadır.
Yaşadığımız ve içme suyumuzu temin ettiğimiz Eğirdir Gölümüzün çevresinde tarım atıklarının denetlenmesi ve göl çevresinde iyi tarımın yapılması gerekmektedir.
Üreticilerimizin bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi ile son yıllarda depoda kalan satılmayan üretim girdilerine uygun fiyatlandırılmayan elma ve diğer ürünlerin güvence altına alınması, değerinin artması sağlanmalıdır. Bölgemizde üretilen elma ürününün resmi araştırmalara göre t'ü ihraç edilirken son yıllarda bu oran %4 oranlarında tespit edilmiştir. Gıda güvenliği ve güvencesinin sağlandığı üretim ile elmacılarımız hem üretim girdilerini karşılayabilmeli hem de ürünlerine uygun fiyatlandırma ile Pazar bulabilmelidir. Göl çevresinde üretim yapan çiftçilerimizin modern tarım vasıtası ile daha çok gelir elde etmesi ile tarımda enerji ve gübre maliyetleri azalacaktır. Bu şekilde kazanan üreticimiz, çevremiz,ekonomimiz, ilimiz ve ülkemiz olacaktır.
4- Göl çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin arıtma tesisleri daha işlevsel hale getirilmeli, yenilenmeli denetlenmelidir. Göle doğrudan kanalizasyon deşarjının önlenmesi için Gelendost gibi yerleşim yerlerimizin modern tekniğe uygun arıtma tesisine kavuşması, arıtma tesisi bulunan Yalvaç, Eğirdir ilçesi gibi ilçelerimizin arıtma tesislerinin de yenilenmesi ve günün teknolojik koşullarına uygun hale gelmesi sağlanmalıdır. Göl çevresinde bulunan küçük yerleşim yerlerinin drenaj kanalları ile ilgili kapsamlı bir araştırma ve planlama yapılmalıdır.
5-Eğirdir Gölünü besleyen su kaynakları üzerine yapılan göletler gölün kurumasına neden olduğu gibi yöredeki iklim değişikliğine neden olarak aynı zamanda göletlerin de susuz kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle Gölet projelerinin devamı olarak kapalı devre yağmurlama ve sulama sistemlerinin gerektiğinde kamusal desteklerle hızla yapılması ve yaygınlaşması sağlanmalıdır. Kamu kurumları ile işbirliği içerisinde göl çevresinin ağaçlandırma projeleri tamamlanmalı ve erozyonla toprak kaybının önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
6- Göl ve temiz su kaynakları ile ilgili çıkarılan yasaların mutlak suretle uygulanması sağlanarak göl çevresinde yeni üretim sistemleri geliştirilmek sureti ile modernizasyon sağlanmalı, balıkçılarımızın mağduriyetleri giderilmelidir. Göl dibi çamurunun temizliği yapılmalı, gölün ekolojik dengesini bozacak nitelikte müdahaleler önlenerek, gölün bitkileri (kamışlık sazlık bitkileri)ve hayvan türleri korunmalıdır.
Yaşadığımız çevrenin korunması bilinci ile yapılan bilimsel çalışmalar dikkatle değerlendirilmelidir. Bu itibarla Eğirdir Gölü çalışmaları ile bölgeye dikkat çeken bilgilerini bizimle paylaşan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr.Erol Kesici'ye çalışmaları için teşekkür ediyoruz."