ŞİİR OKUMAK & TÜRKÜ DİNLEMEK
“ Şiir, sözcüklerle güzel biçimler kurmak sanatıdır… Hangi sözcük, hangi sözcükle yan yana geldiğinde nasıl bir ışık ortaya çıkar? Bunu bilmek gerek...”
Cahit Sıtkı Tarancı
Şiir okumak, güven verir! Türkü dinlemek, dinlendirir!
ŞİİR, en eski edebiyat türüdür. Değişik sanat anlayışlarına bağlı olarak çeşitli tanımları yapılmış, şiirin tanımlanamayacağı da öne sürülmüştür. Yine de genelde, şiirin ritme ve imgeye dayanan, kendine özgü dili ve söyleyiş özelliğiyle estetik etkilenmeler yaratıcı bir söz sanatı olduğunda birleşilmektedir.
Edebî türlerin en eskisi olan şiir, insanlık tarihi boyunca duygu, düşünce ve hayalleri etkili biçimde anlatmanın bir yolu olmuştur. Şiirin edebî tür olarak en önemli özelliği, özel bir anlatım diline sahip olmasıdır. Şiir okumak, güven verir!
Dünden bugüne; aruz vezni, hece vezni ve serbest vezinle yazılmış şiirler vardır. Şiir okumak yetenek işi, şiir dinlemek ilgi ve sabır işidir.
Birlik Şiiri
“İnsanlar pek çok şeyi öğrenmişler;
Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi,
Fakat çok basit bir şeyi öğrenememişler:
Kardeş gibi yaşamayı…”
Martin Luther King
Aynı yer doğumluyduk
Birlikte aldık aynı havayı
Birlikte soluk soluk
Birlikte tattık acıyı da çileyi de
Aynı güneşte ısındık
Aynı ay ışığında oynaştık
Kardeşim seninle.
Bayram geldi kucaklaştık
Ölü başında ağlaştık birlikte
Birlikte üzümünü yedik aynı bağın
Tarlasında birlikte hasat yaptık
Çilekeş Anadolu`nun.
Sıladan ayrıldığımız oldu birlikte
Hıçkırıklar düğüm oldu boğazımızda
Gün oldu yine buluştuk sılada
Düşmanlar dost oldu yanımızda.
Aynı iklimin yağmuru ıslattı bizi
Gün oldu doğanın esintisiyle kuruduk
Aynı yazın sıcağı kavurdu benzimizi
Kış geldi aynı tezekle ısındık.
Derdi de sevinci de
İçtik aynı tastan
Birlikte eğlendik şenliklerde
Aynı mendille kurulandık yastan.
Okul sıralarından birlikte uçtuk yurda
Yaşamın güçlüklerini aştık birlikte.
Birlikteliğimizde birer birer sarıldık
Sevgi, saygı ve hoşgörüye.
Adaleti elden bırakmadık birlikte
Birlikte koştuk amaca
Hep bir ağızdan haykırdık:
‘İleriii... Hep ileriye! `.
Ancak birlik olunca yaşanır
En mutlu günler bile
Birlikte çözülür sorunlar
Birlikte kalkınır tüm ülke
Sevgi de saygı da birlikte…
Sevgi, dostluğa gel etti
Olumsuzluklara karşın
Yüreklerde sele serpe
Hoşgörü, sevgiyi üretti
Kardeşlik meyvesi yakın
Dünden bugüne sağduyu
Öteledi kini, uzlaştı barışla.
Acı da kin de var hayatımızda
Ama barış, ama barış bambaşka…
Muhsin DURUCAN
TÜRKÜ, kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenen, hece ölçüsüyle yazılan ve zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir. Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur. Türkülerdeki dörtlüklere (üçlük veya ikilik de olabilir) ‘bent’ adı verilir. Türkü dinlemek, dinlendirir!
Cahit Öztelli’nin değerlendirmesine göre türkü: “Halkın iç dünyasını yaşatan, beşikten mezara kadar bütün yaşayışını içine alan en dikkate değer edebî ürünler türkülerdir. Genel olarak türkü adını taşıyan manzumelerde değişmez bir ölçü ve şekil yoktur. Yalnız saz şairleri tarafından sanat düşüncesiyle meydana getirilen türkülerde belli ve değişmez bir şekil vardır. Uzun bir geleneğe bağlı olan bu türkülerde kavuştak (nakarat) bulunması şarttır. Birinci dörtlüklerin 2. ve 4. mısraları ile sonraki dörtlüklerin 4. mısraları hep aynıdır.”
Başlıca duygusal türkülerimizin adları: Pencereden kar geliyor, İşte gidiyorum çeşmi siyahım, Şu Metris’in önü, Neredesin sen, Kirpiğin kaşına değdiği zaman, Değme felek, Erisin dağların karı erisin, Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez, Yürüyorum dikenlerin üstünde, Kalbime yazdım adını, Huzurum kalmadı fani dünyada, Gözlerin doğuyor gecelerime, Gece uyutmuyor sevdalar beni, Seni seven öldü haberin var mı…
Neredesin sen
Şu garip hâlımdan bilen şiveli nazlım
Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Datlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Neredesin sen?
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerimi anlayıp göğnümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Neredesin sen?
Sinamda gizli yaramı kimse bilmiyo'
Heçbir tabip yarama melham olmuyo'
Boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyo'
Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Neredesin sen?
Datlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
Göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen?
Neredesin sen?
Neredesin sen?
Neredesin sen?
Neşet ERTAŞ