ESÜF?nin 35. Yaşının; Gerçek, Traji- komik hikayesi!... (3)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,ESÜF?nin  35. Yaşının; Gerçek, Traji- komik  hikayesi!... (3)
Haberin Tarihi: 22.7.2016 10:36:00 - Okunma Sayısı:1231 defa okundu.

ESÜF’nin  35. Yaşının; Gerçek, Traji- komik  hikayesi!... (3)

 

35. YAŞ, VEFA’DA; VEFALI OLMALI!...

 

Vefa;  sevgiyi, ilgiyi, saygıyı sürdürme bağıdır. Vefa; yapılan iyiliklerin unutulmaması, gönüllerde, toplum huzurunda karşılık bulması, devam ettirilmesidir. Vefa; teşekkür etme yoluyla ifade edilen minnet-şükran göstergesi ve gördükçe alınan derstir-destektir. Toplumlarda bunun bir uygulaması ve karşılığı, kişilerin isimlerinin uygun olduğunda çalıştıkları yerdeki bir bölüme, okula, caddeye vb.  verilmesidir.  Bu isimlerin verildiği yere uyması, kentin kimliğini yüceltmesi, toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından benimsenmesi amaçlanır. İsim; adeta verilen yere-zihinlere  “oturmalı” hak edilir bulunmalıdır. İsimlerin  siyasi güç gereği, “akraba-dost ilişkileriyle” verilmemesi, ileride bu isimlerin başka isimlerle değiştirilmemesine ve vicdanların sızlatmamasına neden olacaktır. Olmuştur da!

            EĞİRDİR SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ

            YERLEŞKESİ (KAMPÜSÜ)….!!!!

            Kuruluşunun 35. yaşını kutladığımız! Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nin yasaya göre yeri, Eğirdir’dir,  Binası, yerleşkesi de belediyece Eğirdir Su Ürünleri için verilen Köprübaşı’ndaki yerdir. Burası yıllardır, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Yerleşkesi (Kampüsü) olarak bilinir ve Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi  tabelası da  hala kapsında, duvarında aslıdır. Bu dediklerim yanlışsa Eğirdir’de Su Ürünleri Fakültesi yoksa; kaldırın ESÜF tabelalarını. Neden kaldırmıyorsunuz…? Kaldıramıyorsanız…Yerin sahibini görmezlikten gelip adını değiştirmeyin. Konuksunuz!

            Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nin Eğirdir’den yasal olarak gitmesi söz konusu değilken, binası da, Eğirdir’e yeni açılan Yüksek Okul ve MYO da verilmiş değildir. ESÜF’ün tekrar geri gelmesi durumunda yeri bellidir. ESÜF yokmuşçasına yerleşkesi, bir ara Eğirdir Turizm ve Otelcilik Okulu Yerleşkesi olarak anıldı, daha sonra da  resmen, Prof…  Yerleşkesi adı verildi.

            Kişilere, yaptıkları işlere saygımız sonsuz elbette, isimleri de,  “uygun” yerlere vefa borcu olarak verilebilir. Ama vefa da vefalı, anlamlı olmalıdır. İsimler verildiği yerle, adla uygunluk gösterebileceği gibi, “kişinin ve yakınındakilerin “ değil kentlinin gönlünden de “onay” almalıdır… 35 yıl önce yüksek öğrenim çalışmalarına öncülük edenlere, okulun fakülte olmasında ve ismini duyurmasında emek harcayanlara vefasızlık olmuyor mu?  Kişi isimleri  “sorunlara neden oluyorsa”, ki olmakta, o zaman  buraya  “SDÜ EĞİRDİR YERLEŞKESİ” denilmesi daha uygun olmaz mıydı… Bir de bu yönden bakınız.

            NEYE GÖRE İSİM VERİLİR? NİÇİN VERİLİR?

            NASIL KABUL EDİLİR? 

            İsim verilmesi konusuna;  Eğirdir’de ve ülkemizde olduğu gibi; Kim önerir? Kim karar verir? Buraya kaç defa gelmiştir? O mu kurmuştur? Kent için ne emeği geçmiştir? Yeri, onun mudur? Ne faydası olmuştur?  Neyin mücadelesi- uğraşı verilmiştir? Burayla ilgisi ne?  Buraya değil …verilmesi daha uygun olunmaz mıydı?  Doğduğu yerdeki sokağa caddeye verilseydi?  Nasıl kabul edilir? Yarın başka “biri” gelince değiştirir?   vb.  tepki sorularına neden olur! Doğaldır da, olaya başka anlamlar yüklenmemeli, hassasiyetlere özen gösterilmelidir. Eğirdir’de geçtiğimiz yıllarda yaşanan örnekler se bu türdendir….

            *Her kente, kentin adıyla bilinen, anılan, simgesi olan Lise’si  vardır.  EĞİRDİR LİSESİ gibi… “Nereden mezun oldun?” “- Eğirdir Lisesi’nden” şimdi Eğirdir’de öyle bir Lise yok... Adı değiştirildi; ne oldu; Adı Prof….  ki bu hem şehrimizin adı başka bir okula da verilmişken…

            *Yine bir isim silme–değiştirme; Eğirdir’de Kemik Verem Hastanesinin kurucularından, Eğirdirlinin çok sevdiği ve değer verdiği Op. Dr. Sn. Orhan ASLANOĞLU örneği… Ailesi ve Eğirdirliler tarafından üzüntüyle karşılanmıştır… Tüm bu örnekler, aynı dönemlerde de aynı yetkililerce değiştirilmiştir. Kentliler tarafından bu davranış benimsenmemiştir…!

            Vefa, bir borç, bir minnet, bir kutsal duygudur, kimlikleri yüceltmeli, kentlinin gönüllerinde yer bulmalı-kalmalı; vefa duygusu, isme de, yere de, vefa’ya da vefalı olmalı!

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap