BOĞAZOVA'YI BEKLEYEN ÖLÜM!..

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BOĞAZOVA'YI BEKLEYEN ÖLÜM!..
Haberin Tarihi: 25.9.2014 09:12:00 - Okunma Sayısı:3751 defa okundu.

Karacaören I ve II Baraj Gölleri Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı, hem ilimizin hem de ilçemizin sanayisine, turizmine, kırsal gelişimine, tarım ve hayvancılık ile mera kullanımına ve madenciliğe kısıtlama ve engellemeler getiriyor.

BOĞAZOVA’YI BEKLEYEN ÖLÜM!..

 

            Eğirdir Belediyesi Basın Bürosu, Eğirdir Gölü ve Eğirdir Boğazova Havzası’nı da içine alan “Antalya ili İçme Suyu kapsamında Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından geliştirilen Karacaören Gölet Barajları Projesi” ile ilgili Eğirdir ilçesinde yapılan toplantıları “Eğirdir Sorunları” değerlendirmesi ile yakın takibe almıştır.

            Isparta Ticaret Sanayi Odası ve üyesi hemşehrimiz Mustafa Hobanoğlu’nun girişimi sonucu, Eğirdir Kaymakamlığı ve Eğirdir Belediyesi işbirliği ile “Bölgemiz Sorunları” başlığı altında 15.9.2014 Pazartesi günü Kervansaray düğün salonunda; 18.9.2014 Perşembe günü de Eğirdir Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kılıç’ın  Belediye Eski Düğün Salonu’nda hazırladığı birer toplantı yapıldı.

            Toplantıya Eğirdir Kaymakamı Dr. Yalçın Yılmaz; Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Ali Galip Bilgili; Isparta Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Osman Şahlan, Mustafa Hobanoğlu; Süleyman Demirel Üniversitesi Tarım İşletmeciliği Anabilim Dalı Prof. Dr. Bahri Karlı; Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengöl; Ak Parti İlçe Başkanı Veli Gök; İlçe Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kılıç; Soğuk Hava deposu sahipleri; Oda Başkanları; kooperatif yöneticileri ve dernek temsilcileri katıldı.   

            Toplantıda, Tubitak MAM (Marmara Araştırma Merkezi) tarafından yapılan projede yer alan Karacaören I ve II Baraj Gölleri Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı’nın Isparta ili sanayisine, turizmine, kırsal gelişimine, tarım ve hayvancılık ile mera kullanımına ve madenciliğe kısıtlama ve engellemeler getirmesi konuları tartışıldı.

            Karacaören I ve II Baraj Gölleri Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı, hem ilimizin hem de ilçemizin sanayisine, turizmine, kırsal gelişimine, tarım ve hayvancılık ile mera kullanımına ve madenciliğe kısıtlama ve engellemeler getiriyor.

            Antalya'nın içme ve kullanma suyu için tahsis edilen Karacaören I ve Karacaören II Baraj Gölleri'nin Havza Koruma ve Özel Hüküm Planı Projesi kapsamında hazırlanan harita askıya çıkarıldı. Plan bu haliyle geçerse Isparta'nın gelişimine her açıdan kilit vuruluyor. Madencilik, tarım ve hayvancılık, su ürünleri, turizm ve sanayiye ve yerleşim alanlarının açılmasına kısıtlamalar ve yasaklar getiriliyor. Eğirdir’de ekonominin büyük bir kısmını oluşturan elmacılığın ise organik olarak yapılması öngörülüyor.  En önemlisi gölet kenarında herhangi bir yol yapımına ve iskâna izin verilmiyor. Bu da hem Isparta hem de Eğirdir açısından son derce önemli. Eğer planda tadilatlar yapılmazsa Isparta her açıdan mağdur olacak.

            Bu anlamda işin en önemli tarafı Eğirdir Boğazova havzasının Antalya’ya kadar olan ayağında kimyasal ilaçlamadan vazgeçilerek ilaçsız tarım olan organik tarıma geçişin yaşanması olayıdır. Çünkü Antalya’nın sonraki yıllarda içme suyunda sıkıntı çekeceği ve sıkıntının da giderilmesi için Karacaören 1 ve 2 baraj göletlerinden Antalya’nın içme suyunun sağlaması düşünülmektedir. Sözü edilen göletlerin ise ana kaynağını Eğirdir Gölü ve Boğazova havzası suları sağlamaktadır. Bilindiği gibi bu havzada ise tarım, kimyasal destekli ilaçlarla yapılmakta olup su ve toprak ilaç yönünden ilaç katkılı durumdadır. Dolayısıyla Antalya’nın temiz içme suyunun oluşması için de kimyasal destekli ilaçlamadan vazgeçilip Boğazova havzasının organik yani ilaçsız tarıma geçmesi istenmektedir. Bu nedenle Eğirdir çevresi ve özellikle Boğazova’da yapılan elmacılık büyük bir tehlike ile burun buruna geliyor. 1954’ten bu tarafa Kılkırdoğlu Mustafa Kurtay ve Halil Üstün’nün başlattıkları elma üretimi şimdiye değin tarım ilaçları ile süregelmiştir. Doğa koşullarına ve parazitlerine son derece duyarlı olan elma, yetiştirilmesi çok zor bir üründür. Bu da ancak ilaçlama ile mümkündür.

            Marmara Araştırma Merkezinin projesine göre ise bu bölgede yetiştirilen tarım ürünleri ve meyvecilik, ziraî ilaçtan uzaklaşıp hiç ilaç kullanmadan üretime geçsin şeklindedir. Ayrıca böyle bir uygulama için ayrılan süre de üç yıl. Üç yıl organik üretim yapıldıktan sonra toprak bilirkişililer tarafından analiz edilecek ve eğer topraktaki ziraî ilaç kalıntıları temizlenmemişse organik tarıma devam edilemeyecek. Nereye kadar? Toprak analizi temiz çıkana kadar!.. Kaç yıl?  Belli değil!..

            Katılımcıların görüşlerine göre tam bu noktada Boğazova’nın ölüm fermanı imzalanmış oluyor. Çünkü organik tarım çok zor bir tarım olayı olup bu yöreye ekonomik hayat veren elmanın sonu demektir. Katılımcılar, “dünyanın hiçbir yerinde organik elma yetiştirilmemektedir” demektedirler. Doğaya karşı ve parazitlere karşı son derece hassas olan elma, en basitinden karaleke ile mücadele edemeyeceğinden üç veya dört yıl sonra kurumaya başlayacağı ileri sürüldü. “Bu da elmanın yani Boğazova’nın sonu demektir; elmadan evini geçindirip hayat standartlarına ayak uydurmaya çalışan yüzlerce ocağın sönmesi demektir. Bir Antalya için Isparta ve havalisinde yaşayan 400.000 insanın açlığa terk edilmesi demektir. Bu, Antalya’da yaşayanlar için Ispartalıların feda edilmesi anlamına geliyor demektir.” dendi.

            Bu konuda Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengöl’ün söyledikleri olayın aydınlanması bakımından çarpıcı cümlelerle dolu:

            “Sayın Kaymakamım ve değerli arkadaşlarım, konu hiç de görüldüğü gibi basit değildir. Konu sadece Antalya’nın içme suyu da değildir. Konu bana göre Isparta’nın özellikle üretme ve Türk ekonomisine katkıda bulunan Boğazova’nın haritadan silinmesi olayıdır. Zaten Boğazova haritadan silinir ve kendine özgü elma üretimini yapamazsa bu, Eğirdirlilerin de ölüme terk edilmesi demektir. İmzalanan ferman aslında Eğirdir’in ölüm fermanıdır. Antalya’nın içme suyu bir tek Eğirdir Gölü ve Boğaz Ova havzasından gidecek suya mı kaldı? Neden ille de bu yöre? Manavgat Şelalesi’nin suyu niye Akdeniz’e akıyor? Antalya Şelalesi’nin Akdeniz’e dökülen suyu neden kontrol altında değil? Niye Karacaören Baraj Göletleri öne çıkarılarak Boğazova ölüme terk ediliyor. Oturmuşlar İstanbul’da ve Ankara’da masa başında karar veriliyor… Belki de dış güçler böyle istiyor!.. Artık aleyhimize ne varsa altından hangi menfaatler, rantlar çıkacak diye bakıyoruz?!.. Eğirdir’de Türkiye’de bulunan birkaç taneden biri olan MARİM(Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü) var. Bu projeyi hazırlayanlar Eğirdir MARİM’den görüş almışlar mı? Öyle sanıyorum ki Eğirdir’deki MARİM’den, böyle bir kuruluştan haberleri bile yoktur.”

            Başkan Ömer Şengöl’ün söylediği bu sözlerin doğruluğu bir sonraki toplantıda, 18.9.2014 Perşembe günü açıklığa kavuşuyor. MARİM Müdürü İsa Eren, kendilerinden bir görüş alınmadığını ancak böyle bir projeden haberleri olup Isparta Valiliği’ne bir rapor sunduklarını dile getiriyor ve ilave ediyor:

            “Değerli katılımcılar, Eğirdir’de organik tarıma üç yılda geçmek bilimsel olarak mümkün değildir. En az yirmi, yirmi beş yıla ihtiyaç var. Projede organik tarıma geçişte üreticilerin tarımsal ve sosyal  haklarından hiç söz edilmemiş. Vatandaş organik üretime geçinceye değin ne yiyecek ne içecek? Bunun yanında organik malın pazarlaması da çok zordur. Şimdi bir liraya aldığınız domatesi organik tarıma geçince belki üç liraya alacaksınız. Bu bölge bu işi kaldıramaz. Hatay’ın Samandağı’nda organik tarıma geçiş yapıldı. Devlet desteği sözü verildi. Fakat organik tarım ürünü pahalı olunca destekten vazgeçildi ve ora halkı şimdi perişanları oynuyor. Yarın da bizim olacağımız bu. Bu yüzden bu proje, üreticiler ve onlara bağlı yan kuruluşların ve  Boğaz Ova açısından dikkatle takip etmesi gereken bir projedir.”

            Konudan tüm kuruluşların rahatsız olduğu görüldü.. Eğirdir Gölü’nü ve Doğasını Koruma Derneği Başkanı Hüseyin Kartal da kendine özgü konuşması ile düşüncelerini paylaştı:

“Değerli hazurun, konuya aşırı derecede ehemmiyet vermeliyiz. Eğirdir Gölü’nü evimiz gibi düşünüp temiz tutmalıyız. Daha önce AKP ve MHP tarafından geliştirilen Kuşak Projesine sahiplenip MAM’ın hazırladığı bu projeye karşı çıkmalıyız. Birlik içinde olmamız kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Antalya’ya dört bir taraftan su akıyor. Neden Boğazova havzası öne çıkıyor? Bu projenin Eğirdir’i bitirme projesi olduğu ortadır. Gölümüze ve çevremize sahip çıkmalıyız. Şuna inanın Isparta, Antalya’dan daha fazla vergi veren bir ildir. Aslında bizim projelerden daha fazla yararlanmamız gerekirken idam fermanımız hazırlanıyor.” dedi.

            Katılımcıların değerlendirdiği çarpıcı yanlardan bir diğeri de olayın sadece tarım yönü ile kalmayıp her alanda kısıtlamalara gidildiği şeklindeydi. Turizm açısından her sene yeni arayışlar giren ve bu alanda çalışmalarından bir şey yitirmeyen Eğirdir Belediye Başkanlığı ve sivil kuruluşlar kendilerine de büyük darbelerin indirileceği bilincinden yola çıkarak böyle bir projenin hayata geçirilmemesi için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını vurguladılar. Çünkü proje hayat geçirilirse tek bir turizm tesisi yapılması mümkün değil. Bırakın turizm tesisini ev yapmak için bile akla gelmedik yerlerden izin almak zorunluluğu var.

            Anlatıcılara ve projeye göre kısıtlama bununla da kalmıyor. Hayvancılık yapacaksanız ahırda besicilik tarzında yapacaksınız. 0tlaklara hayvan çıkarmak bile yasaklanacak. Isparta mermer sanayisi ortadan kalkıyor.

            Dahası da var; ileriki tarihlerde gölde yüzmek bile yasaklanacak!..

            Bütün bunlar niye? Sadece Antalya temiz su içsin diye!..

            Açıkça söylenmese de vatandaş böyle bir projeye imza atan AKP’ye kızgın demeyelim ama kırgın. Katılımcılar, Eğirdir bölge halkı adına, Isparta’nın Antalya’ya feda edilmesi anlamındaki bu projeye anlam veremediklerini belirttiler.

            Bu Bağlamda Isparta Ticaret Sanayi odasının öncülüğünde toplantının açılış konuşmasını yapan Osman Şahlan Bey, “Bu proje bu haliyle geçerse ileriki yıllarda Isparta’yı büyük sorunlar bekliyor. Özellikle Eğirdir Gölü çevresi ve Boğaz Ova üreticileri açlıkla baş başa kalabilir. Çünkü organik tarım bu topraklar için en az on beş yılı alır. Bu zaman içinde yöre halkı ne yiyip ne içecek? Elmacılık ölür. Buna bağlı olarak da elma kuruluşları, özellikle soğuk hava depoları kapılarına kilit vurmak zorunda kalır.” şeklinde olabilecekleri bir panorama çizgisi halinde ifade etti.

            Toplantıya katılan ve konuyu yakından takip ettiğini belirten Eğirdir AKP İlçe Başkanı Veli Gök ise konuya başka bir açıdan bakarak tarafların olaya olumsuz açıdan bakmalarını pek doğru bulmadığını ve bazı görüşlere de katıldığını ifade ederek şunları söyledi:

            “Sayın arkadaşlar, bugün itibariyle dünyada içme suyu sıkıntısı başlamış bulunmaktadır. Kuşkusuz başımızdakiler halkının içme suyu konusunda sıkıntı çekmemeleri için gerekli tedbirleri alacaktır. İçme sularının korunması bir zorunluluktur. Genelde olduğu gibi bu tür toplantılar altı doldurulmadan siyasî söylemlerle geçiştiriliyor. Teknik rakamlarla görüşmemizin doğru olacağını düşünüyorum. Sayın hocalarımı dinledim. Acaba hocalarım şimdiye kadar Karacaören projesi konusunda teknik bir harita çalışması yapmışlar mıdır? Kimse merak etmesin bu projeyi gündeme getirenler işin artı ve eksisini de düşünmüşlerdir. Bu yüzden acımasız olmayalım!.. Konuyu ileri sürenler mutlaka parasal toloreyi de düşünmüşlerdir. Kuşkusuz devlet tarımdan ve sosyal yönden kaybedilecekleri karşılayacak güçtedir. Ancak ben organik çalışmaların yapılmasını istiyorum. Bu konuda her yönden teknik bilgiler hazırlansın ve bir rapor haline getirilsin. O raporla nelerin yapılıp yapılamayacağını görelim ve ona göre hareket edelim.”

            Eğirdir Belediye        Basın Bürosunun takip edip kaleme aldığı toplantılarda ortaya çıkan ortak noktanın halk bilinçlenmesi ve halkın aydınlatılması şeklinde olduğu vurgulandı. İşin asıl çözümünün halkta fakat bürokrasi işlemlerinin de konu ile ilgili kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri ile üreticilerin işbirliğine bağlı olduğu ileri sürüldü. Toplantıya katılanların ayrı ayrı konuşmalarının ortak noktası kamu bilincinin oluşturulması yönünde birleşti.

            Konu ile teknik bilgileri içeren dosyaların hazırlanarak Eğirdir Kaymakamlığı aracılığıyla valiliğe ulaştırılması ve konunun valilik nezdinde geniş çapta ele alınması istenerek toplantıya son verildi.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap