ATIL TARIM ARAZİSİ VE MERA HALİNE GELEN GÖL AYNASI
Zeki TARHAN - ANKARA
Bugün medyaya düşen haberlerde; “…Atıl durumdaki tarım arazisi olup kullanılmayan taşınmazını kiralamak veya satmak isteyen taşınmaz sahiplerinin, bu yılın sonuna kadar Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüklerine müracaat etmeleri…” şeklinde haberler vardı.
***
Biz yazar / çizer takımı, eğer derin analiz yapma, arka planda ne var ne yok? diye sorgulama yeteneğine sahipsek ve de rasyonel irdeleme çizgisinde yürüyebiliyorsak, hatta; şeytanın avukatlığını üstlenme becerisi gösterebiliyorsak, bu olaya şu açılardan da bakabilmeliyiz:
Eğirdir Göl Havzasında yaşayan herkesin, çıplak gözle somut bir şekilde gözlemlediği gibi, bilhassa gölümüzün kuzey kısmında (Hoyran bölümü) göl aynasının neredeyse yaklaşık 2/3’ ü karasallaşmış, yer yer mera’ya dönüşerek kara ekosistemine evrilmiştir…
***
İster gerçek kişi, ister tüzel kişi olsun, hatta gölde kıyısı olan yerel yönetimler osun, bu alanlarda herhangi bir tasarrufta bulunabilirler mi? Örneğin; Gelendost Yerel yönetimi karasallaşan alanlarda, Güneş Enerjisi sistemini kurabilir mi? Kurarsa ne olur? Aynı şekilde gerçek ya da tüzel kişiler bu alanlarda, yani kara ekosistemine dönüşmüş alanlarda tarımsal faaliyet gösterebilir mi?
…Evet, son tahlilde bu alanlar Hazineye aittir. Ama vatandaş, ekip biçmeye başlar ve ; ”…Ben bu atıl araziyi tarıma kazandırıyorum” derse ve Ecrimisil devreye girerse, devletin tavrı ne olur?
***
Siz siz olun, bazen şeytanın avukatlığını yapmanın da kamu yararı olabileceğini düşünün…