ÇOK SEVDİĞİM KADIN
Zordur
Gidenin ardından ayrılık;
Anlatılamayacak kadar
Zordur.
Ağıt yakmak,
Şiir yazmak,
Yazı yazmak,
Zordur.
Yaş dolar gözlerine,
Gerisinde kalan kordur!
*
"Her ölüm, erken ölümdür.” Cemal Süreya
"Ölüm, asude bir bahar ülkesidir, her rinde!" Yahya Kemal

Tekirdağ’da Eğitim müfettişi olduğum günlerde çok sevdiğim Ninemin (babaannem)17 Ekim 1991 tarihinde rahmetli olduğunu öğrendim! Gidemedim… Nedenini bir türlü bilemedim. Rahmetli Babamın: “Anne, iyi değilsin. Muhsin’i çağıralım mı? ” Sorusuna: “Yeri çok uzak, gelmesin. Hakkımı helal ediyorum! ” Sözcükleriyle verdiği yanıtını çok anlamlı ve içten buluyorum!
Ninem Gülizar Durucan, neden çok sevdiğim kadın… Anımsadıklarımı sıralamak ya da anlatmak istiyorum:
• Annem Şahizer çok rahatsızdı! Kalp hastalığı ve nefes darlığı vardı. Böyle olduğu halde üç çocuğu olmuştu. Onu son kez Kırşehir Devlet Hastanesi balkonunda görüştük. Dermansız durumdaydı. Hemşirelerin koluna görmesiyle: “Nine selamı söyle, sizlere iyi baksın!” Dedi ve götürdüler! 5.02.1960 tarihinde rahmetli olduğunun acısı kara bulut gibi çöktü! Evimize öğretmenlerim teselliye geldi.
Ninem, bizimle ilgilendi, bana ve iki kız kardeşime kol kanat oldu ve büyüttü. (Babam Hüseyin, Annemin ölümünden beş yıl sonra evlendi ve beş çocuğu daha oldu!) Babamda 02.4.1995 tarihinde rahmetli oldu! Tepki midir, nedir, benim bir cevizim ve iki ceviz içim var…
• Hacıbektaş Ortaokulunda okurken rahatsızlandım ve hastaneye yattım. Ninem duymuş, duramamış… Aşağıbarak köyümüzden şafak sökerken yola koyulmuş, saat 8.00 sıralarında hastane bahçesinden: “Muhsin, Muhsinnn!” seslerini duydum. İndim ki Ninem… Odama çıktık ve sevgiyi-özlemi paylaştık.
• Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulunda öğrenciyken babamın gönderdiği harçlık azalmıştı. Canım ninem,gizlice buğday satarak beni harçlıksız ve boynu bükük bırakmadı.
• Eskiden öğretimde planlama vardı. Mezuniyetimizden kısa süre sonra Ağrı iline atamam yapıldı. Gittim ve göreve başladım. Merkeze 12 km, kan davalı, yoksullaşmış bir köydü! Dönüp geldiğimde anlattıklarımdan Ninem olumsuz etkilendi! “Ben de seninle gideceğim.” dedi. Nitekim öyle yaptık. Rahmetli olan kız kardeşimle üçümüz o köye gittik. İnsanlar, bize çok uzak duruyorlardı. Öğrencim Salih Baydar, ilgi gösterdi.
• Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü sözlü sınavına çağrıldım. Orada 12 gün kaldım. 1966 yıllarında telefon olmadığından iletişim kuramadık. Çukururalan (Heliksan) köyüne dönüşte okula yaklaşırken beni gören Ninem, kollarını açarak sarıldı ve ağladı! İkinci yılımda onları götürmedim.
• 1968’lerde Isparta’ya askere geldim. Eğitimler sonunda Okuma-Yazma Okulunda öğretmen olarak kaldım. Evlenme olayım oldu, Orduevi bahçesindeki düğünüme Ninem, Babam ve iki kız kardeşim geldiler. Eşim Sebahat ile salona geldiğimiz sırada Ninem yanımıza geldi ve sarıldı! Gözyaşlarını tutamadı!
• Kırşehir Savcılı Meryemkaşı köyüne öğretmen olarak atandım. Orada da ziyaretimize geldi. Barla’daki görev yerime de geldi. Ondan sonraki yıllarda köyümüze biz geldik.
• Şunu da unutmadan yazayım. Bir tarla kavgasında Ninemin eşi Mehmet dedemi arkadan yaklaşan birisi öldürmüş. İki küçük çocukla 22 yaşında dul kalan Ninem, bir daha evlenmemiştir.
• Halk müziğini çok severdi. Özellikle acıklı türküleri birlikte dinlerdik. Kimi zaman gözlerinden süzülen yaşları tutamazdı!
• Güzel davranışlı ve özverili kadını unutamıyorum. Kimi zaman yazdığım ağıtsı şiirimi ve buradaki yansıttığım anıları okuyarak ağlıyorum ve rahatlamaya çalışıyorum! Toprağın bol, yerin cennet olsun Nineliğim! Çok sevdiğim kadın…
En Çok Ninemi Sevdim
— Ağıtsı şiir —
Tam on bir yaşımda öksüz kalınca
Anam oldu, canım oldu Gülizar,
Güneş solup karabulut sarınca
Babaannem, kucak açtı Gülizar.
Yaşam şerit şerit gözümde söndü
Anamdı, ninemdi direğim çöktü.
Garip köy çocuğu kente gelince
Yorgan kaydı, gönül çöktü, can nice
Anam! Anam! Sesim gidip gelince
Duyup geldi, sevip öptü Gülizar.
Gönül gücüm, ışığımdı o söndü
Anamdı, ninemdi direğim çöktü.
Üç güldük, koklayıp okşayan odur
Elimizden tutup dayanak olur
Yürek sevgisi sapasağlam durur
Gözüydüm, sakınırdı Gülizar.
Ağrı’daydım, üşüyordum, dünümdü
Anamdı, ninemdi direğim çöktü.
Anısı yürekte çörekli kor kor
Dayanmak kolay mı, gerçekten çok zor
Gözlerim sel oldu, ellerim mosmor
Geride yılların dimdik Gülizar.
Düşündükçe usum duruyor şimdi
Hem anamdı, hem canımdı, ninemdi.
Gülüm oldu, Gülizar’dan ad aldım
Işığımdı kaydı, yıldızsız kaldım
Sarsıldı evrenim, bozuldu bağım
Son solukta beni korur Gülizar.
Üç idik, çok olduk hep paralandı
Bizimle yâd elde hep yaralandı.
Ölümünü duydum on yedi ekim
Sarsıldı benliğim, titredi beynim
Geçmiş, şerit şerit gözümde benim
Acın ile perişanım Gülizar.
Toprağın bol, yerin cennet dileğim
Evrenimden çekip gittin direğim.
Yaşın doksan dörttü, yüreğin kırk dört
Yine üşüyorum, gel üstümü ört
Eridi, yok oldu gönlümdeki yurt
Boğazımda düğüm oldun Gülizar
.
Beni mutlu görmek isterdi gönlün
‘Muhsin’im! ’mi oldu, yine son sözün...
Muhsin DURUCAN