KALİTE VE BİZİM KUŞAK

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,KALİTE VE BİZİM KUŞAK
Haberin Tarihi: 13.6.2025 11:00:40 - Okunma Sayısı:188 defa okundu.

Muhsin Durucan yazdı…

KALİTE VE BİZİM KUŞAK

 

 

Kalite, tesadüf değil, akıllı bir çabanın sonucudur."

John Ruskin

Okul, genç beyinlere insanlığa saygıyı, yurda ve ulusa sevgiyi, bağımsızlık şerefini öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman, onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir.

M. Kemal ATATÜRK

Kalite, sürekli gelişim ve yenilik gerektirir.

Kalite, bir işi en başından doğru yapmaktır.

Kalite, uzun vadede güven ve bağlılık yaratır.

Müşteriyi mutlu eden şey, fiyat değil kalitedir.

Kaliteyi ön planda tutmak, başarının anahtarıdır.

Kalitesiz bir işin maliyeti, zamanla daha da artar.

Kalite, her aşamada disiplini ve dikkati gerektirir.

Müşteri her zaman kaliteyi anımsar, fiyatı unutur.

Bir ürünün veya hizmetin değeri, kalitesiyle ölçülür.

Kalite, yalnızca bir standart değil, bir yaşam biçimidir.

Gerçek kalite, ayrıntılara gösterilen özenle ortaya çıkar.

ksek kalite, sadık müşteriler ve güçlü bir marka demektir.

Kaliteli işler, sadece maddi kazanç değil, itibar da kazandırır.

Kalitesiz bir iş, zaman kaybı ve büyük maliyetler anlamına gelir.

Kalite, işin sadece doğru yapılması değil, mükemmel yapılmasıdır.

Kaliteli bir iş yapmak, her zaman bir fark yaratmanın en iyi yoludur.

Kalite, yalnızca ürünün değil, hizmetin de en yüksek düzeyde olmasıdır.

Gerçek kalite, yalnızca işin sonunda değil, her aşamada kendini gösterir.

Kalite, yalnızca sağlanan malzemenin değil, gösterilen çabanın sonucudur.

Bir işin kalitesi, sadece ilk izlenimle değil, uzun vadeli memnuniyetle ölçülür.

 

 

 

Sürekli "65 yaş üstündekiler" diyorsunuz ya… Lütfen dikkatle okuyunuz!

 

Biz, ilkokulda yurt bilgisi, lisede mantık sosyoloji, felsefe, okuyan; ilk ve ortaokul ile liseyi karne notu kaç olursa olsun bitirme sınavına girerek bitirmiş bir kuşağız.

 

Onun için biz, kim 500 milyar ister programında 15 bin lirayı hiç joker kullanmadan % 90 kazanabilen kuşağız.

 

Biz, her dönem 3 yazılı 1 sözlü sınava katlan kuşağız. Biz, kopya çeken ama kopya hazırlarken öğrenen bir kuşağız.

 

Biz, anasını-babasını bakımevine terk etmeyen; yakınının, dostum dediğinin cenazesine "tatildeyim" diye gelmeyen kuşak değiliz.

 

Biz, kişilikli olması için her şeyden sorumlu tutulan, kendine güvenen, sevgiyi saygıyı özveriyi, dostluğu, vefa duygusunu, yerine göre başkalarının yasamı için kendi yaşam tarzından özveride bulunan kuşağız.

.

Biz, arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden,yaşam anlayışını buna göre tasarım yapan, psikologlarla, pedagoglarla şekillendirilen değil;psikolojik sorunlarını aile ve mahalle ilişkileri içindeparasız çözen, anasına-babasına ailesine egosundan özveride bulunup maddi-manevi kol kanat geren kuşağız.

 

Biz, bugün kırk yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan, onlarla birliktelikten zevk alan, öğretmeninin elini öpmek için yarışan kuşağız.

 

Semt çocukluğunu, mahalle terbiyesini büyüklere saygıyı görmüş, kabadayı dediğimiz mahallenin bilekli ve yürekli delikanlısının bizi soyan, taciz eden değil, bizi koruyan kollayan bir ağabey olarak bilen bir kuşağız.

 

Misketi, çemberi, uçurtmayı. Birdirbiri, topacı, uzuneşeği, kukalı saklambacı, üçtaşı, gazoz kapağı, sigara kâğıdı ile ceviz oyunu, kovalamacayı, ip atlamayı, sek seki, üçgen (şeytan uçurtması) uçurtmayı, çivili futbolu, 9.taşı, yakan topu oyun olarak bilen; futbolu, voleybolu, basketi, yüzmeyi tüm olanaksızlıklara karşın spor olarak yapan bir kuşağız.

 

Dışarıda yemek yemenin çok nadir olduğu, ağız şapırdatmanın ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı, çay bardağındaki şekerin kaşıkla karıştırılırken çıkan sesin yüksek olmasının ayıp olduğunu bilen bir kuşağız.

 

Damak tadı güzelim Türk mutfağına göre, anne ellerine göre ayarlanmış insanlarız.

 

Ebeveynlerimizin öğretmenimize eti sizin kemiği benim diye teslim ettiği, öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikâyet edemediğimiz, öyle bir durumda babamızdan da azar işiteceğimizi bilen bir kuşağız.

 

Şimdilerde görüp, duyduğumuz öğretmenin çocuğa bir siteminde; anne-baba, dayı, hala, enişte, bacanak, hep birlikte okul basıp sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasıl bozarsın” diye öğretmen döven, bu kuşakla uzaktan yakından bir ilişkimiz yok bizim

 

Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğu bir kuşağın çocuklarıyız.

 

Siz, bizim kuşağı küçümsemeyiniz. Çünkü biz, öyle yetiştirildik ki; maskemizi de takar, mesafemizi de korur, kalabalıklara girmez, hem kendimizi hem sizleri koruruz!

 

Lütfen bizim kuşağa benzemeye çalışınız!

 

Çünkü biz, bin yıllık Türk gelenek göreneklerinin süzgecinden geçebilen son temsilcileriz!

 

 

 

Her sözcüğüne yürekten katılırım.

 

Alıntıdır.

(Hasan Demirtaş’ın yazısı üzerinde çalışma yapıldı.)

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap