FISTIĞIN ÇEVRESİ
…VE GERÇEKLERLE YÜZLEŞME…
Zeki TARHAN –ANKARA
BÖLÜM : 2
İsviçre göllerinden daha güzel bir gölümüz vardı bizim. Bu söylem, DEMİREL’ indi ve övünerek söylerdi. Dünya Suyu’ nu yöneten, Dünya Su Konseyi Başkanlığı yapmış, değerli bilim insanımız / hemşerimiz Prof. Dr. Doğan ALTINBİLEK’in ağzından da bizzat dinlerdim Eğirdir gölü ve İsviçre göllerinin karşılaştırılmasını… Doğan hocamız, İsviçre göllerinin çok temiz oluşuna bilhassa dikkat çekerdi…
***
Yakın zamana dek, “Tarımsal Sulamada Kısıtlı Sulama Programları” yayınlanırdı. Fıstığın çevresinde ise; Eğirdir / Gelendost / Yalvaç / Hoyran / Atabey ve Senirkent Sulama Birliklerinin yayınladıkları kısıtlı sulama programlarıyla, sorumluluk alanlarında yapılacak sulamalarda sorumluluklarının ve idari tasarruflarının ne şekilde uygulanacağı ve program dışına çıkıldığı takdirde, birtakım müeyyidelerin devreye sokulacağı gibi hususlar yer alıyordu…
Önceleri, Sulama Birlikleri DSİ bünyesinde faaliyet gösteriyordu… Bir zaman geldi, şu dendi: “…DSİ bundan böyle SU ÇAVUŞLUĞU YAPMAYACAK” Ve Sulama Birlikleri, bu düşünceden hareketle, DSİ bünyesinden ayrılarak özerk bir yapıya geçmiş oluyordu… Uzun bir süre böyle geçti… Günümüzde ise; Sulama Birlikleri yeniden DSİ bünyesine alındı ve başlarına da DSİ’ den birer şube müdürü atandı.
***
Tarımsal Sulama önemliydi… Fıstığın çevresi ise, göle sıfır elma ağaçlarıyla donatılmıştı…”ÜRÜN DESENİ” diye, Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Sulama literatürümüze giren bu kavramı da neredeyse dilimize pelesenk etmiştik…”ÜRÜN DESENİNİ DEĞİŞTİRMELİYİZ!!!” diye de haykırmaya başlamıştık…ELMA, çok su tüketen bir bitkiydi. Neredeyse, “gölümüzün katili” diyecek noktaya gelmiştik!!! Kısıtlı Su programlarının uygulandığı süreçlerde bile; vahşi kapitalizmin vahşi sulamasını yapıyor, Damla Sulama sistemiyle eş zamanlı olarak, elma bahçelerimizi suluyorduk!!!
Basınçlı Sulama Sistemleri içerisinde, en verimli ve de en kârlı olan DAMLA SULAMA SİSTEMİ’ ni bile, proje hataları ve uygulamadaki “VAHŞİ SULAMA MANTIĞI” ile sulama yapıldığı için, umulan optimum fayda ne yazık ki yaratılamıyordu!!!
***
Fıstık; artık beslenemiyordu!!! Gölden pompajla sulama yapamaz hale gelmiştik… Eğirdir Gölü Özel Hükümlerinden “minimum su kotu” nu da kaldırmıştık!!! Bu kotu belirleyen merkezi otorite (=SYGM), nasıl koyduysa, öyle de kaldırmıştı. Yüzey sularından umut kesilmişti… Kala kala YER ALTI suyu kalmıştı!!! Sayısını bilmediğimiz / bilemediğimiz DERİN SONDAJ KUYULARI ile gölümüzün altından YER ALTI SULARI’nı çekiyorduk!!!
Fıstığı çevreleyen ovalarda, bölge bölge değişen su yetersizliği gözlemlenirken, DEMİREL’ in deyişiyle; “Ülkemizde Bahçeciliği en iyi bilen BOĞAZOVA ÇİFTÇİSİDİR” dediği BOĞAZOVA’ da yaşanan su yetersizliği, yadsınamaz bir durumdaydı…Ve mutlaka bir çözüm bulunmalıydı!!!
***
Kırsalda; SU sıkıntısı, Tankerlerle / Tonluklarla aşılabilecek miydi?!!! Pompajla su basmak, nereye kadardı?!!! Dağlarda kar yoktu!!! Yağışlı döneme ne zaman geçecektik?!!! İnsan eliyle yapılanlar da sınırlı kalıyordu!!! Fıstığın çevresindeki Dereler / Çaylar da kurumuş, Fıstık beslenemez hale gelmişti… Dereler akmıyordu!!!
914.00 metrenin altında pompajlar, zaten çalışmıyordu!!! DSİ’ den Tesislere su vermek de olanaksızdı… En mağdur olan BOĞZOVA /Eğirdir – Yalvaç ve Gelendost idi…
…Ve Abdullah SİNAN’ın Boğazova kırsalında çiftçilerle yaptığı Röportajlar, Tarım Ekonomisi derslerinde; “ÖRNEK OLAY” olarak anlatılacak, Limnoloji tarihine de geçecekti…
DEVAM EDECEK…