CUMHURİYET ERDEMDİR
“Cumhuriyeti kuranlar onu korumaya da muktedir olmalıdır.” “Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”
“Cumhuriyet, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
““Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
M.K. ATATÜRK
29 Ekim 1923 tarihinde Ulu Önder Atatürk tarafından Cumhuriyet Bayramı ilan edildi. Bugün Cumhuriyetimiz 102 yaşında bastı. Her yıl olduğu gibi bu yılda 29 Ekimde de ulus egemenliğinin bilinciyle ulusal bayramımızı tüm yurtta birlik ruhuyla coşkuyla kutluyoruz!
Atatürk’ün; ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetin yüzyıllık savaşım öyküsünde karamsarlığa yer olmamalıdır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkesinde Cumhuriyet değerlerinin ülkemizin geleceği için yaşamsal olduğunu, günümüz tablosuna bakıp bir kez daha içselleştirmek gereken bir dönemdeyiz.
Neden Atatürk ilkeleri izindeki Cumhuriyete sahip çıkmalıyız? O’nun ışığında akıl ve bilimin yolu yönümüzü belirliyor. “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi” ve “Egemenlik kayıtsız, şartsız ulusundur.”
Tüm bu nedenlerle yeni kuşağa cumhuriyeti koruma ve kollama görevi düşmektedir. Ne mutlu bu kutsal görevin bilincinde olan Atatürk Gençliğine!
Ey Türk gençliği!
-Günümüz Türkçesiyle-
Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini, sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve bağımsızlığının tek ve eşsiz temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek, yurt içi ve dışında kötü niyetli kimseler olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için içinde bulunacağın durumun koşul ve şartlarını düşünmeyeceksin. Bu koşul ve şartlar, çok uygunsuz ve elverişsiz bir şekilde ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine zarar vermek isteyen düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile değerli vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi gerçek anlamda ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu durumdan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin yönetiminde olanlar, umursamazlık, sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu yöneticiler, kişisel çıkarlarını düşmanların siyasi amaçlarıyla birleştirmiş olabilirler. Millet, yoksulluk içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin çocuğu! İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır. İhtiyacın olan gücü, damarlarındaki soylu kanda bulabilirsin.
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927
Türk Gençliğinin Ata' ya Cevabı
Ey Büyük Ata!
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.
Ey Türk'ün büyük Ata’sı!
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.
Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.
Cumhuriyetten söz ederken şiirsiz olur mu? İşte Cumhuriyetin ne olduğunu açıklayan özgün bir şiir:
CUMHURİYET NEDİR?
Genleriyle oynanmış Osmanlı artıkları.
Haritaya bir baksın, neydi bıraktıkları?
Mondros ve Sevr ile devleti teslim ettiler.
Yenilince de, birlikte defolup gittiler.
Azimle, kanla, akılla sınırlar çizildi.
Tüm dünya Lozan’ ı tapu senedimiz bildi.
Elde kapitülasyonlar, borçlar, imtiyazlar.
Perişan ekonomi ve salgın hastalıklar.
“Cumhuriyete Kanat Geren” yurtseverlerle
Harap ülke, yeniden var edildi el ele.
Eğitimde muhteşem seferberlik başladı.
İlke ve devrimlerle çağdaşlık amaçlandı.
Sporda, sanatta gençler en büyük umuttu.
Dil ve tarihte devlet, bilimsel yolu tuttu.
Egemenlik ulusun, fakat bağnazlık kötü.
Demokratik olgunluk, laiklikle mümkündü.
Irk, din, mezhep gibi konular bireysel kimlik.
Yurttaşlık bilinci ile önlenir ikilik.
Toplumsal yaşamda kadınlarımız hep öncü.
Çiftçimiz kendimize yetmenin temel gücü.
Tasarruf, denk bütçe ve planlı kalkınmayla.
Üreten, büyüyen bir ülke yoğun çabayla.
Deniz ve demir yollarıyla ucuz ulaşım.
Gelecek göklerdedir, uçaklar yerli yapım.
Güçlü ordu ile yurtta ve dünyada barış.
Bölgesel dayanışmada ve dostlukta yarış.
Montrö, Kabotaj Hakkı ve Hatay hakkımızdı.
Atatürk on beş yılda, muhteşem destan yazdı.
İnkâr edeceklere kesin cevaptır Nutuk.
İnsanlığın matemiyle yapıldı son yolculuk.
Gençliğe Hitabe, vasiyet ve kehanettir.
Cumhuriyet, kültürdür, uygarlıktır, fazilettir.
Reşit Çağın
21 Ekim 2018 Foça
(*) Kum Saati şiir kitabımdan.