ÇOCUKLARIMIZ
Z kuşağı çocukları döneminin ebeveynlerinin en büyük düşünce ve tedirginlikleri “Çocuklarımızı acaba nasıl daha iyi büyütebiliriz, geleceklerini nasıl sağlıklı, düzenli geçirmelerini sağlayabiliriz” kaygısı oldu.
Bazı ebeveynler durumu o kadar abarttılar ki!
Sanki ellerinde sihirli değnek var.
Kısa süre içeresinde mucize değişim beklentileri içerisine girdiler.
Aslında çocuk yetiştirmenin uzun bir süreç olduğunu, sabır ve emek istediğini bazen unutabiliyoruz.
Günümüzde bazı aileler çocukları için kendi yaşamlarını unutup, yaşam tarzlarını değiştirip, tüm enerjilerini çocuklarına vermekteler.
Örnek vermek istersek;
Arabamıza binerken çocuğumuzu özel çocuk koltuğuna oturtup emniyet kemerini takıyoruz. Ama kendimiz emniyet kemerini takmayı ihmal edebiliyoruz.
Allah korusun bu durumda hareket halinde iken trafik kazası yapsak biz hayattan kopunca çocuğumuza nasıl yardımcı olacağız!
Ebeveynler mutlu ve huzurlu olmaz ise çocuklarına ne verebilir?
Aslında çocuğumuzun nasıl yetişmesini istiyorsak öyle davranmaya çalışmalıyız.
Anne-baba evde kitap okur, ders konuları üzerinde münazara yaparsa çocuk da ister istemez çoğu zaman ayak uyduracaktır.
Yoksa günümüzde ben dâhil çoğu ailenin yaptığı gibi elimizde telefon, karşımızda aşklı – meşkli diziler seyrederken çocuklarımıza “git odanda ders çalış” demek ne derece mantıklı dersiniz?
Çocuklarımız derslerinden iyi not aldığı zaman “Aferin sana her zaman böyle güzel not al” dediğimiz gibi,
“Sen çabala kötü not alsan da biz yanındayız. Önemli olan çaba harcaman!” diyerek sevgi mesajını veremiyoruz. (istisnalar hariç)
Aslında çocuklarımıza sen yeter ki dürüst ol!
Saygılı ol!
“Kötü not alsan da bir sonraki sınav da iyi alabilirsin.” desek “Seni her halinle seviyoruz ve kabul ediyoruz” diyebilsek.
Belki de daha güzel nesiller yetiştirebiliriz.
Saygılarımla.
19.12.2025 Havva MUTLUCAN