OKUTAN'DAN AÇIKLAMA...
Isparta Milletvekili Nuri Okutan, 29
Mart 2017 Çarşamba günü Isparta'da bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda 12 Nisan'da Isparta'da
yapmak istedikleri mitinge izin verilmediğini dile getiren Okutan,
şunları söyledi:
"12 Nisan'da Ispartada yapmak
istediğimiz mitinge radyo ve televizyonlardan propagandaya ilişkin madde gerekçe
gösterilerek izin verilmemiştir.
Bir başka
deyişle Hollandalı zihniyeti ülkemizi adeta işgal etmiştir.
Ne
diyelim; Türkiyeyi Türkler için Hollanda haline getirenler utansın.
Hükümet
mevcut seçim kanunu 2008 yılında değiştirerek yurt dışında propaganda yasağı
getirdi. Buna rağmen de yurt dışında propagandayı zorlayarak, oradan bir
mağduriyet devşirip, evet oylarını artırma çabasına girişti.
Aslında
yurt dışında Hollandada, Almanyada propaganda yapılamıyorsa, bu durumdan
başta bu hükümet sorumludur.
Batılılar,
Haçlı zihniyeti bize propaganda yaptırmıyor diye iç kamuoyuna yönelik bir
proje yürütüldü, oynanan oyun milletçe görüldü ve milletimiz bunlara itibar
etmedi.
Her şey
milletimizin gözü önünde cereyan ediyor.
İstiyorlar
ki hayır diyenler ağzını açmasın.
İstiyorlar
ki hayır diyenler sokağa dahi çıkmasın.
Demokrasilerde
referandumların ve seçimlerin eşit ve adil bir şekilde cereyan etmesi esastır.
Bunu gözetleyecek ve denetleyecek olan da bağımsız yargıdır. Seçim
kurullarıdır. Öyle görülüyor ki seçim kurulları ülkemizde hakim gücün safında
yer tutmuş ve adaletin terazisi orada da bozulmuştur.
Mesele
bize miting izni verilmemesi değildir. Seçim kurullarına güven meselesidir. Bu
seçim kurullarına güvenerek nasıl referandum ve seçim yapabiliriz meselesidir.
Ülkesini seven demokrasiye inanan herkes şapkasını önüne alıp düşünmelidir.
Aziz milletim.
Çare
sadece sendedir.
Senin
elini kolunu bağlamak isteyenlere izin verecek misin?
Senin
iradene ipotek koymak istiyorlar. Buna izin verecek misin?
İnanıyorum
ki milletimiz iradesine konulmak istenen ipoteği kaldırıp atacaktır.
Değerli Basın Mensupları
Evet
diyenlere bütün meydanlar, salonlar, televizyon kanalları, basın yayın ve
internet ortamları sonuna kadar açılırken, hayır diyenlere neredeyse tüm
kapılar kapatılıyor.
Böyle
referandum, böyle demokrasi, böyle adalet, böyle seçim olur mu?
Bu tür
tavırlar ancak Suriyede, Irakta, Libyada ve nihayet üçüncü dünya ülkelerinde
gösterilecek despotik tavırlardır.
2911 Sayılı
Kanunun 4. Maddesinin d) bendi gereğince Milletvekillerinin halkla yapacağı
toplantılar istisna kapsamındadır. Yani izne tabi değildir. Buna rağmen,
süresinde başvurmamıza rağmen, 12 Nisan 2017 tarihinde Cumhuriyet ve Demokrasi
Meydanında yapacağımız toplantı Merkez İlçe Seçim Kurulu tarafından
reddedilmiştir.
Isparta
Merkez İlçe Seçim Kurulu tarafından ret gerekçesi olarak gösterilen mevzuat
hükümlerinin bizim talebimizle bir ilgisi yoktur.
Talebimiz
en tabii hakkımız olan kuraya girme talebidir. YSKnın 109 sayılı kararında
bağımsızlar sayılmıyor diye talebimizin reddedilmesi, en başta 298 sayılı
Kanuna aykırıdır.
Zira 298
Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 50.
Maddesinin 3. Fıkrası aynen şöyledir: Siyasi
partilerin toplu olarak sözlü propaganda yapmak için müracaatları üzerine,
toplantı, meydan, gün, sıra ve saatlerini ilçe seçim kurulu ad çekme ile
belirtir ve ilgililere tebliğ eder. Bağımsız adaylar için de aynı suretle
haftada bir gün ayrılır.
Bir başka
ret gerekçesi olarak sunulan 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması
Hakkında Kanunun 4. Maddesinin b) bendinin de talebimizle bir ilgisi
bulunmamaktadır. Zira bu bent açık yerlerde yapılan toplantılarla ilgili değil
radyo ve televizyonla yapılacak propagandaların esaslarıyla ilgilidir.
3376
Sayılı Kanunun 4. Maddesinin b) bendi aynen şöyledir: Anayasa değişikliklerinin açıklanması ve tanıtılması amacıyla; özel
kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu
bulunan siyasi partiler ve Cumhurbaşkanı halk oylaması gününden önceki yedinci
günden itibaren, halk oylamasından önceki gün saat 18.00'e kadar radyo ve
televizyonla aşağıdaki esaslara göre propaganda yapabilirler:
Açık
havada düzenleyeceğimiz halkla sohbet toplantısının radyo ve televizyonla
propaganda esaslarını düzenleyen mevzuatla ne alakası vardır Allah aşkına?
Haksız
yere verilen ve haklı itirazlarımıza rağmen Yüksek Seçim Kurulunca da değiştirilmeyen
bu kararı, aziz Ispartalı hemşehrilerimin ve Yüce Türk milletinin şaşmaz
takdirlerine bırakıyorum.
1986
Yılında da Merhum Süleyman Demirelin Ispartada miting yapmasına izin
vermemişlerdi. Hayvan pazarını göstermişlerdi. O da gidip bir başka mekanda otobüsün
üzerinde konuşmuştu.
Biz de 12
Nisanda miting meydanı dışında halkımızla mutlaka buluşuruz. Ağzımıza da kilit
vuracak halleri yok ya. Ağzımıza da kilit vursalar gözlerimizle anlatırız.
Biz
kanunlara ve hukuka saygılıyız, kurallara uyarız, bu manada bir itiş kakışın içinde olmayız ancak
vazifemizi de her halükarda yaparız.
Gelip,
sokaklarda milletimizle el sıkışmamızı ve konuşmamızı da mı engelleyeceksiniz?
Gelip, Karpuz Çeşmesinde su içmemizi de mi
engelleyeceksiniz?
Gelip,
bakışmamızı da mı, kucaklaşmamızı da mı engelleyeceksiniz?
Esas sorun
şuradadır. Biz bu skandal kararları veren seçim kurullarına nasıl güveneceğiz. Kararlarını
ilgili mevzuata değil de dam üstündü saksağan vur beline kazmayı misali
ilgisiz alakasız mevzuata ve hakim güce dayanarak karar verenlerin adil ve
tarafsız bir biçimde yürüteceğine nasıl inanacağız?
Bize eşit
ve adil propagandayı bile yaptırmayanlara nasıl itimat edeceğiz?
Bu
zihniyet nasıl sağlıklı bir seçim yapacak ve bu seçimin sonuçlarına biz nasıl
güveneceğiz?
Verilen
karar ben böyle karar verdim, git derdini Marko Paşaya anlat demektir.
Hukuk
askıya alınmış, demokrasi ayaklar altına alınmış, adaleti tesis edecek yer
kalmamıştır. Bu manada artık tuz kokmuştur.
Bu kadar
kanun tanımaz, vicdan tanımaz, adaletsiz bir anlayışla karşı karşıyayız. Perşembe'nin gelişi artık Çarşambadan bellidir. Nihayetinde bu kurumlar artık
tartışılır hale gelmiştir.
Korku
dağları sarmıştır, hakim zihniyet 16 Nisanda hayır çıkınca millet arkamdan
çekilecek diye korkuyor.
Daha önce
de belirttim bu hükumet 2008 yılında kanun çıkarmış ve yurt dışında propaganda
yasağı getirmiştir. Ama şimdi bakıyoruz ki bu da yetmiyor, yurt içinde de bize
propaganda yasağı getiriyor. Bizim halkla kucaklaşmamızın önünü geçilmek
isteniyor.
Gönülden
gönüle yol vardır ve millet mesajı almıştır. Biz 12 Nisanda Ispartalılarla
kucaklaşacağız.
Biz
inanıyoruz ki çare millettir.
İnanıyoruz
ki 16 Nisanda aziz milletimiz bu gidişata dur diyecektir.
Aziz milletim,
Elimiz
ayağımız bağlansa da,
Sesimiz
kısılsa sözümüz kesilse de
Haramiler
bütün imkanlarıyla yolları kesse de, verdiğin emaneti yere düşürmeyeceğiz.
Güce değil
Hakka itaat edeceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
Biz Türk
milliyetçileri olarak hayır diyoruz.
Ülkücüler
olarak, Ülkücü Tavır, Hayır diyoruz.
Türk
milleti olarak, Niyet Hayır, Akıbet Hayır diyoruz.
Türkiye olarak
hep birlikte; 80 Milyon Kere Hayır diyoruz."