GÖL NASIL KURTULUR? (2)
Adem KAYAN
CHP Belediye Başkan Adayı
Eğirdir
Gölü’nden pompa ile havza dışına su aktarımı yapılması Eğirdir Gölü’nün ömrünü
azaltan ülke ekonomisini zarara uğratan bir olgudur. Bu çarpıklığın en bariz
örneği Eğirdir'de suyun tonunun 2 TL iken Isparta'da 75 kuruş olmasıdır.
Genelde her belediye başkan adayı suyun fiyatını aşağıya çekme vaadinde bulunsa
da maliyet kalemleri yeni başkana bu şansı tanımaz. Dolayısıyla halen 2 TL olan suya zam yapılmaması
başarı olarak gösterilir.
Aslında
merkezi yönetimden (kaymakamlık ve valilik) birileri şunu sorgulamalı...
"Nasıl
oluyor da Eğirdir Gölü’nün suyu ile Isparta Ovası yeşillendirilirken Eğirdir
Gölü havzasında sulama masrafları ile ürün birim maliyetleri giderek
yükseliyor? Bu durumu değiştirmek için
neler yapılabilir? Çünkü Eğirdir
Havzasında başta seracılık olmak üzere yapılacak üretim daha rekabetçi bir
maliyet yaratabilir. Eğer maliyet kilo başına 10 kuruş azaltılabilirse bunun
ekonomiye katkısı sadece 600 bin ton elma üretiminde 60 milyon TL tasarruf
anlamına gelir[1]. "
Sorgulama
bununla da kalmamalı...
"Madem
suyu Eğirdir Havzasından 925 m rakımdan 1050 metreye basıyoruz... Neden kullanılmış suları arıtıp da cazibe ile
Eğirdir Gölü Havzasına sulama suyu olarak iade etmiyoruz?"
Evet...
Isparta'nın kullanılmış suyunu arıtarak Eğirdir Gölü Havzasına tekrar
kazandırmak gölün 2019'a kadar kuruması tehlikesini azaltabilir...
Yukarıdaki
tedbirler çerçevesinden bakıldığında Eğirdir Havzasında sulama birliklerinin ve
sondajların yarattığı maliyetler de ortadan kalkabilir. Yani Eğirdir halkı gözünün önündeki göl
kenarında sanki çöldeki bir kentte yaşıyor gibi yüksek maliyetli su
faturalarından kurtulabilir.
Diğer
taraftan göldeki dip kirliliği konusunda birçok akademisyen önemli bir konuyu
gözden kaçırmaktadırlar. Teşhis için
basit bir deney yapılmasını öneriyorum.
Bahçenizdeki
havuzun veya evinizdeki akvaryumun içindeki durgun suyun bir yıl içerisinde
oluşturduğu yosun kirliliğini ölçünüz.
Sonra bu akvaryum veya havuza yosun yiyen balıklar atınız ve tekrar
ölçüm yapınız.
Göreceksiniz
ki akvaryum veya havuzunuzu temizleyen şey içindeki canlıdır. Eğer ot yiyen değil de et yiyen balıkla deney
yapsaydınız yosun kirliliği devam edecekti...
Demek ki Eğirdir Gölü’ndeki kirliliğin esas nedeni Amerikalı
dostlarımızın göle saldıkları et yiyici balıklardır...
Valiliğin
yapabileceği bu çalışma sonucunda "gelin bu gölü ihaleyle ot yiyen
balıklara açalım... ihale
yapalım..." dense ne kadar kazancımız olabilir? İsterseniz bir firmanın verdiği 3 milyar
doları buradan duyurayım. Yani gölü
temizlemek için yapacağınız masraflar yerine gölden masrafsız bir kazanç elde
edebilmek mümkün olabilir.
Askeri
yasak bölge anlayışı ile gölün iskana kapatılması emlak değerleri olarak
bölgeyi en az 15 milyar dolarlık zarara uğratmıştır. Diğer taraftan bu yasakçı anlayışın turizme
vurduğu darbe de en az bunun kadardır. Yaşları 50 üzerinde olanların gayet iyi
hatırlayacağı gibi 1960 -1970 li yıllarda Eğirdir'e gelen turist sayısı bugünkü
turist sayısından hiç de az değildi. Ayrıca bölge en az yabancı turistler kadar
iç turizm için de cazibe merkezidir.
Yazın Antalya ve Konya plakalı araçların sayısına bakarak bunu kolayca
gözlemlemek mümkündür.
devam edecek...