"KAVAKLARI BEN DİKTİM!"

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,"KAVAKLARI BEN DİKTİM!"
Haberin Tarihi: 18.10.2014 12:23:00 - Okunma Sayısı:1412 defa okundu.

“KAVAKLARI BEN DİKTİM!”

 

            Hangi kavaklardan söz ediyoruz?

            Hızır Bey Camisi’nin (1237) lodos tarafında, arkadaki kavaklardan söz ediyoruz.

            Kaç kavak var orada? Beş kavak… Aslında kaç kavak dikilmiş? Sekiz…

            Ne zaman dikilmiş sekiz kavak? 1950 ile 1952 arasında… Kim dikmiş? Belediye işçilerinden, daha sonra zabıta olan ve “çavuş” namıyla anılan Hasan Çavuş, Hasan ÖZKESER.

            Belediye başkanı kim? Ömer Findos. (Başkanlığı 1950-1953)

            ÖZKESER, şunları anlatıyor:

            “Eskiden,1950’li yıllarda caminin arkası yoğurt pazarıymış. Göl suyu kabardığı veya lodos estiği zaman yoğurt pazarını su basmasın diye duvar bile örülmüş.

            “Köşedeki kavağın altını açalım, duvar çıkmazsa, ben yalancıyım!.. Ben, şimdiki caminin arkasına, halkın dolmuş beklerken oturdukları yere sekiz kavak diktim. Orası eskiden yoğurt pazarıydı. Gölgelik olsun diye diktim. Yetişip kocaman oldulardı. Yoldan tarafta olanlara kamyon çarptı, yıktı. Hatta şoförün biri de öldü. Beş tane kaldılar. Her biri şimdi altmış dört yaşında. O zaman belediyede  işçi idim. Daha sonra zabıta oldum. Askerliğimi Çanakkale’de yaptım: 2. Ordu 1. Kolordu 57. Tümen 37. Alay. Askerliğimi çavuş olarak tamamladığım için hep “Hasan Çavuş” diye anıldım. Eğirdir’de üç dönem arka arkaya belediye başkanlığı yapan Başkan İbrahim Gencay, benim aynı zamanda asker arkadaşımdır.”

            Bedesten’in (1281) önündeki, Atatürk Büstü’nün yanındaki kavakları soruyorum.

            “Onlar benim diktiğim kavaklardan çok öncedir. Onlar Başkan Fevzi Çelik (Başkanlığı 1930-1950) döneminde dikildi.”

            Hasan Çavuş, zamanında namlı bir zabıtalık yapmış. 1926 doğumlu. Çok şeyler anlatıyor eskilerle ilgili. Yazacak olursak, hani derler ya, hayatım roman, işte öyle.

            Eğirdir’n unutulmazlarından biri de Hasan Çavuş’tur.

Başka yok mu? Olmaz mı?

 

            Hangi kavaklardan söz ediyoruz?

            Hızır Bey Camisi’nin (1237) lodos tarafında, arkadaki kavaklardan söz ediyoruz.

            Kaç kavak var orada? Beş kavak… Aslında kaç kavak dikilmiş? Sekiz…

            Ne zaman dikilmiş sekiz kavak? 1950 ile 1952 arasında… Kim dikmiş? Belediye işçilerinden, daha sonra zabıta olan ve “çavuş” namıyla anılan Hasan Çavuş, Hasan ÖZKESER.

            Belediye başkanı kim? Ömer Findos. (Başkanlığı 1950-1953)

            ÖZKESER, şunları anlatıyor:

            “Eskiden,1950’li yıllarda caminin arkası yoğurt pazarıymış. Göl suyu kabardığı veya lodos estiği zaman yoğurt pazarını su basmasın diye duvar bile örülmüş.

            “Köşedeki kavağın altını açalım, duvar çıkmazsa, ben yalancıyım!.. Ben, şimdiki caminin arkasına, halkın dolmuş beklerken oturdukları yere sekiz kavak diktim. Orası eskiden yoğurt pazarıydı. Gölgelik olsun diye diktim. Yetişip kocaman oldulardı. Yoldan tarafta olanlara kamyon çarptı, yıktı. Hatta şoförün biri de öldü. Beş tane kaldılar. Her biri şimdi altmış dört yaşında. O zaman belediyede  işçi idim. Daha sonra zabıta oldum. Askerliğimi Çanakkale’de yaptım: 2. Ordu 1. Kolordu 57. Tümen 37. Alay. Askerliğimi çavuş olarak tamamladığım için hep “Hasan Çavuş” diye anıldım. Eğirdir’de üç dönem arka arkaya belediye başkanlığı yapan Başkan İbrahim Gencay, benim aynı zamanda asker arkadaşımdır.”

            Bedesten’in (1281) önündeki, Atatürk Büstü’nün yanındaki kavakları soruyorum.

            “Onlar benim diktiğim kavaklardan çok öncedir. Onlar Başkan Fevzi Çelik (Başkanlığı 1930-1950) döneminde dikildi.”

            Hasan Çavuş, zamanında namlı bir zabıtalık yapmış. 1926 doğumlu. Çok şeyler anlatıyor eskilerle ilgili. Yazacak olursak, hani derler ya, hayatım roman, işte öyle.

            Eğirdir’n unutulmazlarından biri de Hasan Çavuş’tur.

Başka yok mu? Olmaz mı?

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap