“EĞİRDİR’E DAİR” KİTABIN KRİTİĞİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,“EĞİRDİR’E DAİR” KİTABIN KRİTİĞİ
Haberin Tarihi: 21.1.2022 14:46:11 - Okunma Sayısı:3922 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı

“EĞİRDİR’E DAİR” KİTABIN KRİTİĞİ

                         Zeki TARHAN – ANKARA

                                                  BİRİNCİ BÖLÜM

           Başta, kitabın editörleri Hakan KİRİŞ ve Tuna KÖKLÜ hocalarımız olmak üzere, 12 bölümde yer alan yazıların yazarlarına, sergiledikleri akademik ve de bilimsel bakış açıları ile yaptıkları değerlendirmelere, bu güzel eseri bizlere kazandırdıkları için teşekkür ediyoruz…

            222 sayfalık eser; 194’den 222’nci sayfaya dek “KAYNAKÇA VE NOTLAR” dan oluşuyor… Kaynakça ve notları okuyunca, ne denli bir emek ve özveri ile bu eserin meydana getirildiğini hemen anlıyorsunuz…

                                                         ***

          Eseri okuma fırsatı bulanların, sanırım ilk dikkatini çekecek olanın, Eğirdir’i anlatan simgesel renkli resimlerin ön ve arka kapağını süslerken, kitap içeriğindeki resimlerin siyah – beyaz oluşu. Bunun, pek de o kadar önemli olmadığını düşünüyorum. Çünkü diyorum; Friedrich SARRE, eseri “KÜÇÜKASYA SEYAHATİ”ni 1895 yazında dünya insanına kazandırırken, eserini süsleyen / zenginleştiren resimler de siyah – beyazdı. Ama kıymetinden hiçbir şey kaybetmemişti.

      …Ve şu anda kritiğini yaptığımız “EĞİRDİR’ E DAİR”  kitabın kaynakçasında, bu eserin kaynak olarak yer alması bile,”EĞİRDİR’E DAİR” kitabın önemini bizlere anımsatmaktadır…

                                                       ***

          Bu yazımızın şu anda okumakta olduğunuz birinci bölümünde, kitapla ilgili ilk izlenimimizi ve genel bir değerlendirmemizi yapacağız… 12 bölümün yazarlarına ve işlediği konulara baktığımızda; her iki kardeş Üniversitemizin akademik kadrolarında yer alan Araştırma Görevlisi ve Dr. Öğretim üyesi bilim insanlarımızın araştırmalarına ağırlık verildiğini görüyoruz… Bu yaklaşımın; kitap editörleri Hakan KİRİŞ ve Tuna KÖKLÜ hocalarımızın motivasyonlarının, üniversite üst yönetiminin genel kabulü ile taktir kazandığını da vurgulamakta yarar var.

                                                      ***

            Prof. Dr. Hüseyin GÜL, Doç. Dr. Hakan KİRİŞ ve Öğr. Gör. Tuna KÖKLÜ’nün yazarlığını yaptığı “FOTOĞRAFLARLA EĞİRDİR” adlı birinci bölümü; 222 sayfalı eserin adeta bir özeti. Başka bir anlatımla; Üniversitede okutulan bir ders kitabının, ( teşbihte hata olmaz ) “…….GİRİŞ” kitabı gibi. Örneğin; BOĞAZOVA ve onun bir parçası olan Bağlar Mahallesinin Kır – Kentsel yerleşim bağlamında irdelenirken, Eğirdir’in düalist yapısının çok güzel dile getirildiğini görüyoruz… Aynı şekilde; eski yapıların turizm ve konut amaçlı olarak kullanımının sağlanmasıyla, kentin kültürel ve tarihsel dokusunun sürdürülebilirliğinin sağlanmasının yanında, SAKİN ŞEHİR statüsünün kriterlerinin de hayata geçirilmesinin sağlanabileceği vurgusu önemlidir.

             Eğirdir Dağ ve Komando Okulu ile Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi; “…kendi alanlarında Eğirdir adıyla özdeşleşmiştir.” Saptaması doğru bir teşhistir. Sağlık ve Asker Turizmi bağlamında; Eğirdir’in gönüllü turizm elçileri, Kafkaslarda, Balkanlarda, Ortadoğu da ve Türkiye’nin her köşesinden Eğirdir’i tanıtmışlardır… O gönüllü turizm elçileri, Eğirdir’i bir “Turizm Cenneti ve Komando Mabedi” olarak tanıtmışlardır… Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi de Eğirdir adıyla özdeşleşmişti. Ama ne yazık ki, Eğirdir’in bu Fakültesi, Gölden ve Sudan uzaklaştırılarak tecrit edilmiş,yani; EĞİRDİR adıyla  özdeşliği ortadan kaldırılmıştır!!!

                Sakin Şehir statüsündeki Eğirdir, Bisiklete yabancı değildir. Yıllardır ulusal / uluslar arası Eğirdir Triathlon yarışları gerçekleştirilmiştir. En zor spor dalı olarak da nitelendirilebilecek olan bu etkinliklerde; sporcular eş zamanlı olarak hem yüzüyor, hem koşuyor, hem bisikletle yarışıyorlar…  Yerel Yönetici ŞENGÖL zamanında yapımı başlayan Eğirdir Bisiklet Yolları, ne yazık ki günümüz yerel yönetiminde devam ettirilememiştir.

                        Eğirdir Gölündeki karasallaşma olgusu ve Gölün giderek yok olma sürecine de dikkat çekilirken, Su Ürünleri Dengesinin bozuluşundaki etobur / otobur oransallığına da  vurgu yapılmasını ve ayrıca, “Eğirdir Gölü’ nün de dikkatle korunması gerekliliğinin” altının çizilmesini önemli buluyoruz… 

                      “Eğirdir Demiryolu’nun Isparta hattından daha eski olduğu, bu yönüyle Demiryolu’nun Eğirdir’e ulaşmasının kentin tarihi öneminin bir göstergesi  olarak okumak gerektiği” saptaması, doğru bir tespittir. Ama ne yazık ki, bu hat atıl vaziyette bırakılmıştır. Ne Merkezi otorite ve ne de Isparta / Eğirdir Yerel yönetimleri, Isparta / Eğirdir Demiryolu hattını yenileme  ve kullanımına açma gibi bir niyetlerinin de olmadığı anlaşılmaktadır!!!

                     “Eğirdir, doğal / tarihi ve kültürel güzellikleri ile ilgi çeken bir yerleşim yeri olmaya devam etmektedir. Ancak, ilçenin sahip olduğu konumu koruması için, özellikle Turizm, Balıkçılık ve Elmacılık gibi alanlarda yeni stratejilere ihtiyacı vardır. Eğirdir kentini anlatırken, öne çıkarılabilecek en önemli nokta, belki de TURİZM dir.”

                      …Evet, gerçekçi ve de doğru bir bakış. Zaten Türkiye 2023 Turizm Strateji Belgesinde de Göller Bölgesi, EKO TURİZM bölgesi olarak yer alıyor. Dünya Turizm Merkezi olan Antalya Megapolünde yer alan EĞİRDİR ve ISPARTA, Antalya’nın arka bahçesidir. Eğirdir Gölü, Antalya Ovasını sulamaktadır!!! Ve Eğirdir’i “KONGRE TURİZMİ” kurtaracaktır. Isparta; bir ÜNİVERSİTE ŞEHRİDİR!!! (nokta)

                                                            ***

                     DEVAM EDECEK…                                      

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap