OTOBİYOGRAFİ -12-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,OTOBİYOGRAFİ -12-
Haberin Tarihi: 16.7.2015 09:41:00 - Okunma Sayısı:1349 defa okundu.

SEYAHATÜ’L KÜBRA’NIN BASILIŞININ 100. YILDÖNÜMÜ

            Yıl 2007. Ne Karçınzade Süleyman Şükrü Bey kaldı bu dünyada, ne de yaptığı seyahatler, çektiği eziyetler, duyduğu acılar ve benliğini yakan vatan hasreti. Hepsi de vaktiyle yaşandı, zamanın akışı içinde, onunla birlikte kaybolup gittiler.

            Fakat kaybolmayan tek varlık, bugün elimizde bulunan, gözümüzle gördüğümüz, sayfalarını açıp okuduğumuz ve onun maceralarını onunla birlikte bugün de hayalimizde yaşattıran, ruhumuzda hissettiren SEYAHATÜ’L KÜBRÂ adını verdiği kitabı kaldı.

            Basılışının 100. Yılındayız. “3 October 1907 – 9 Ramazanü’l mübarek 1325 Çarşamba günü” yazısını bitirerek kitabına son noktayı koyup matbaaya verdiği tarih…

3 Ekim 1907 - 3 Ekim 2007 = 100 yıl.

            Sayahatü’l Kübra Nedir?

            Bu tarihe kadar, Eğirdir’de doğup, yetişip de Eğirdir’i anlatan hiçbir yazar çıkmamıştır. Eğirdir’li Hacı Kemal çıkmış, Câmiü-n Nezâir’i yazmış, Eğirdir kelimesi yok. Eğirdirli Şeyh Mehmed Çelebi çıkmış, Hızırnâme adı verilen bir Divân yaratmış, şiirlerle dinî konuları işlemiş, Eğirdir’den esami yok. Eğirdir’li Yusufü’l Felekâbâdî çıkmış, ahlâkî hükümler içeren bir kitap yaratmış, Eğirdir’li olduğunu başka birisi kitabına sonralardan not olarak düşmüş, Eğirdir’den hiç haber yok. Diğerleri de öyle.

            Eğirdir’den Karçınzade Süleyman Şükrü Bey çıkmış, Seyahatü’l Kübrâ’yı yazmış, tepeden tırnağa Eğirdir hakkında bize bilgiler aktarmış. Seyahatü’l Kübrâ işte budur.

            Eğirdir’e bir zamanlar “Küçük Mısır” dendiğini ondan öğrendik. Esnafın peştamal kuşatma töreni gibi en asil ve köklü adetini, en ince teferruatına kadar, içinde bulunarak, yaşayarak o bize anlattı. Boğazova’nın tasvirini bir okuyunuz. Bir değil, tekrar tekrar okuyunuz. En içli bir şairin karihasından çıkmış dizeler değerindeki ifadelerin uyandırdığı hislerle; o zamanın Boğazovası’nı, renkleriyle , kokularıyla, havasıyla yine o bize yaşattı. Eğirdir’linin bir zamanlar göl suyunu değil, gölden çıkan kaynak sularını kullandığını, anlattığı enteresan bir olayla o bize öğretti.. (Seyahatü’l Kübrâ Çeviri. Shf 61, 62).

            Saymakla bitmez, hazinedir! Okumaktan başka çare yoktur. İşte bu kitabın 100. Yılını kutluyoruz. Eğirdir’de her evin bir köşesini biblo gibi süsleyecek, Eğirdir’li olmanın gururunu yaşatacak, gönlünde güller açtıracak kitaptır Seyahatü’l Kübrâ. Ne mutlu.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap