TARIM VE ORMAN BAKANIMIZ
SAYIN YUMAKLI’YA AÇIK MEKTUP
Zeki TARHAN – ANKARA
(3)
Sayın Bakanım;
Açık mektubumun bu üçüncü ve son bölümünde; Eğirdir Gölümüzdeki Düdenlerden / Düdenlere bakış açımızdan, Su Ürünlerimizden ve bizlerden söz edeceğim…
Yıllar önce, DSİ Genel Müdürlüğünde, Eğirdir Gölü'ndeki düdenlerle ilgili olarak, Kurumun yer altı sularına bakan biriminde, söyleşiler ve araştırmalar yapmıştım. DSİ’de; Düdenlerin kapatılıp kapatılmaması konusunda, beyin fırtınalarının yapıldığını ve son tahlilde Düdenlerin kapatılmaması gerektiğini, DSİ tarihini okuyanlar mutlaka bilirler.
Ama şu hususu da belirtmekte yarar var; Eğirdir Gölü’nden Isparta’nın içme suyuna verilen su kadar, kapatılan Düdenler de vardı. Bu olgu ise; istisnai bir durumdu. Düdenleri, bir yerden kapatırsanız, başka bir yerden çıkacaktı.
…Ve EĞİRDİR GÖLÜ Havzası; Karstik bir yapıya sahipti, Hidrojeolojik yapısı ve Hidrolik dengesinin sağlanması böyle mümkün oluyordu…
***
Sayın Bakanım;
Bugünlere gelirsek; Göl insanlarımızın Düdenler konusunda kafası oldukça karışık. Elbette ki, toplumsal kesimlerin her biri Hidro jeolog / Hidro biyolog yada Limnolog değiller. Zaten, somut bir şekilde görüldüğü gibi, Gölümüzün HOYRAN bölümünde / Barla kıyılarında görülen su kaçakları, bazı Jeoloji ve Hidrojeoloji disiplinindeki bilim insanlarımız, Bu Düdenlerin kapatılmaması gerektiği üzerinde antakt kalmışlardır. Kimi bilim insanlarımız da; yaşanan bu olguyu; “ÇAMUR OTURMASI” olarak değerlendiriyor…
***
Sayın Bakanım;
Su Ürünlerimiz; ne zaman ki Rüyalarını Türkçe gören bir Alman Bilim adamı olan Ord. Prof. Dr. CURT KOSSWIG ve arkadaşları tarafından Gölümüze; yerel halkın Dişli Balık/ Canavar Balık / Yamyam Balık diye atlandırdığı “TATLI SU LEVREĞİ” aşılandı. O aşılamadan sonra, bütün gölde hızla çoğalarak yoğun bir popülasyonla karşılaştık… 13 çeşit yerli balığımız kısa sürede yok oldu… Sudak; Avrupa’nın damak tadıydı, kılçıksız zengin protein kaynağıydı. Ama bizim Kavinnemiz bir efsaneydi ve fakir / Fukaranın hayvansal protein kaynağıydı…
Gölümüzde; Su ürünleri bağlamında, etobur / otobur dengesini kuramamıştık ne yazık ki!!! Ve böylece, su ürünlerinde de dengeyi kuramamıştık. Zaman zaman, toplu balık ölümleriyle de karşılaşıyorduk…
***
Sayın Bakanım;
Eğirdir’de bir “AKIN” gazetemiz var. Son Eğirdir ziyaretinizde, gazetenin Sahibi Abdullah SİNAN’la tanışmış ve O’nun size takdim ettiği EĞİRDİR GÖLÜ ile ilgili, AKIN’ın dijital arşivinden derlenmiş 200 sayfalık RAPOR, gazetemizin size bir armağanıdır.
Sayın SİNAN; eğer abartma sayılmazsa, “EĞİRDİR GÖLÜ ile yatıp, EĞİRDİR GÖLÜ ile kalkan” bir Eğirdir sevdalısıdır / bir Göl insanıdır… Eğirdir Gölü aşığıdır!!!
Eğirdir Su Ürünleri Fakültesinin, Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanan SUDAK BALIKLARI’nın PESTİSİT ZEHİRLENMESİ ile nasıl öldüklerini gözlemlemiştir… Lisans tezine lojistik destek sağlayarak, Limnoloji tarihimize geçmiş ve bilime katkısı ile de Akademik camiamızda kaynak kişi olarak anılmaktadır… Ve SİNAN; Ve Sinan, bugün torunlarına balık tutmayı öğretmenin yanı sıra onlara doğa sevgisini aşılamaktadır.
___ SON __