80’Lİ YILLARDAN 2000’Lİ YILLARA
ELMANIN SEYİR DEFTERİ…
Zeki TARHAN – ANKARA
BÖLÜM : 27
AĞIR SIKINTI VE BUHRANLAR OLABİLİR
KURTAY- “2000 yılında; elmacılığımızın devletçe tahdit sistemi uygulanmadığı, elma ihracatının sağlam esaslara bağlanmadığı, bugün çok yaygın halde dikim ve üretimin sürdürüldüğü yurdumuzda, tıpkı yumurta istihsalinde olduğu gibi, ağır sıkıntı ve buhranlarla karşılaşacağı şüphesizdir.”
TAHDİT ŞARTTIR!!!
TARHAN – “Yani, sayın başbakan ÖZAL gibi düşünmüyorsunuz?”
KURTAY – Evet…Yukarıda belirttiğim gibi, ÜLKE ÇAPINDA ELMA İSTİHSAL BÖLGELERİNİN TESBİT VE TAHDİDİ ŞARTTIR!!! ARTAN İSTİHSAL; YURT ÇAPINDA İSTİHKAKIN ÇOK FEVKİNDE OLDUĞUNDAN,YERLİ TÜKETİMİN YETERSİZ BULUNMASI SEBEBİYLE, BU KONUYA EĞİLMEK BAŞTA GELEN GÖREVDİR!!!
***
ELMA GİTTİ KİRAZ GELDİ
KURTAY – “ idraki içinde olan Uluborlu’ lu müstahsil hemşerilerimiz, ELMA BAHÇELERİNİ SÖKEREK APOLYON (=Napolyon) KİRAZI DENİLEN TÜRÜN İSTİHSALİNE BAŞLAMIŞLARDIR!!! BUNUN SEBEBİ; ELMA İSTİHSALİNİN, BİLHASSA İLAÇLAMA YÖNÜNDEN AĞIR MASRAFLAR İCAB ETTİRMESİDİR!!! İHRACATTA VE SATIŞTA, AĞIR SIKINTILARA MARUZ KALINMASIDIR!!! Bütün bu sebeplerden dolayı, ELMACILIĞIMIZIN AĞIR BUHRANLARLA KARŞI KARŞIYA GELECEĞİ KANISINDAYIM!!! YALVAÇ’ LI ELMA MÜSTAHSİLİ HEMŞERİLERİMİZİN DE ARMUT İSTİHSALİNE YÖNELMESİ DE, DİKKAT ÇEKİCİ BİR DURUMDUR!!!”
TARHAN – “EĞİRDİR ELMACILIĞININ DÜNÜ – BUGÜNÜ – YARINI” konulu Açık Oturumumuz, burada sona ermiş bulunuyor. Bu Açık Oturumumuza katılan sayın tartışmacılarımız Mustafa KURTAY’la, Halil ÜSTÜN ve Özhan YİĞİTBAŞI’ya teşekkür ediyoruz…
***
ISPARTA’ YA ELMACILIĞI GETİREN HALİL ÜSTÜN’ ÜN
OĞLU YUSUF ÜSTÜN’ DEN TARHAN’A MEKTUP
“Sevgili Zeki TARHAN
Konu, çok uzun ve önemli. Size ekte rahmetli Halil ÜSTÜN’ün, 1991 yılında 15 sayfalık binlerce bastırıp dağıttığı broşürden, ilk üç sayfayı gönderiyorum. O günden bugüne problemler artarak büyüdü ve halen teşhis / tedavi konusunda, çok fazla adım atıldığı söylenemez.
Bu broşür yazıldığı ve Halil ÜSTÜN tekrar eli kolu sıvadığı tarihte, ben Amerika’da idim. İki yıl sonra da bir telgraf aldım: “25 Eylülde gelmezsen, 26 Eylülde cenazeme gel” diye yazmış. Döndüm ve beraber bir yıl çalışma imkanım oldu, Rabbine yürüdü. O günden beri de tarım konusunda çalışmaktayım.
Önsözünde, çok önemli bir cümle var; “Elmanın çapını bir santim büyütürsek, rengini kızartırsak ve soğukhavada 200 gün muhafaza edersek, yöremiz arzın meyve ambarı olacaktır.” Bu aslında, her şeyi açıklar mahiyette. Ancak, bu hedefe ulaşabilmek için de, bilgi gerek ve bu bilginin üreticiye aktarılması gerek. “Eğirdir’de elma çok ve problem var” diyoruz. Soru: Eğirdir’ de elma var mı?” Bence problem burada başlıyor. 20 defa ilaç atılan, dengesiz beslenme ile büyütülmüş elmaya, elma diyemeyiz ve Pazar da bulamayız!!! Ve bu elma; soğukhava da, uzun müddet depolamaya da müsait değildir. Kepekli elmayı, hangi tüketici para verip alır?!!!
Eğer, üretim şeklini değiştirir, tüketiciye Nisan ayında bile suyu akan elmayı sunabilirsek, bu hem elma tüketimini, hem ihracatı artırır, neticede maliyet düşer, fiyat artar. Maliyet niye düşer? Erken Uyarı sistemlerini kullanarak, gelişigüzel değil, zamanında ve en uygun ilaçlama ile ilaç maliyeti düşer ve buna bağlı kurtlu / karalekeli vs. elma olmayacağından ürün artar.
Toprak – Yaprak Analizlerine bağlı, zamanında yapılacak gübreleme ile de; albenili, besin değeri yüksek ve tüketici beğenisini kazanmış elmayı, Mayıs / Hazirana kadar sunarsak, biz Pazar aramayız; Pazar bizi arar, bulur, alır, öder! Dallar yere yatar, bizler ayağa kalkarız. Tek ihtiyaç duyulan konu; milli bir görüş ile bilgiyi kullanarak işlerimizi götürmek, bilgimiz yoksa da bilgi sahibini bulup bilgiye hürmettir.
Kısa zamanda da, konu ile ilgili detaylı çalışmalardan sizi haberdar edeceğimi belirtir, saygılar sunarım.”
Yusuf A. ÜSTÜN
ÜSTÜN TARIM