Sancak Isparta’sında Bir Çaresizlik Hikâyesi

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Sancak Isparta’sında Bir Çaresizlik Hikâyesi
Haberin Tarihi: 22.12.2025 11:52:03 - Okunma Sayısı:40 defa okundu.

Bayram Aygün yazdı...

Sancak Isparta’sında Bir Çaresizlik Hikâyesi

 

Saygıdeğer okuyucular, her gün üzerinde yürüdüğünüz Isparta Mimar Sinan caddesinde nice tarihi sahnelere şahit oldu.

1887’lerin Isparta’sındaSadettin Bey adında bir (Paşa) Mutasarrıf Vali vardı. Ispartalı bir berbere benzerliğinden dolayı adını Isparta halkı: ‘Çipil Mahmut’ adını taktılar.İsyanlar, hak, adalet arayışları zaman zaman düzelse de; hiç eksilmedi. Ta ki Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün Yeni Türkiye Cumhuriyeti’mizi kurduğu günlere kadar.

Kısa özet vereceğim makalemde: Sancak Isparta’sındahem yerli hem muhacir halkın 1887’li yıllardaki çaresizliğinin onur mücadelesinin yankısını özetlemeye çalıştım.

Ispartalıların misafir ettikleri Çerkeş muhacirlerinin isyanı da, kışın ortasında açlık ve yoklukla boğuşan insanların sesini duyurma çabasının acı bir hatırasıdır. 1887’li yıllar Isparta ve bölgesinde eşkıyalık hareketleri yaşanıyordu.

Kafkaslarda iç savaş, karışıklıktan dolayı 300 dolayında Çerkez ailesi Isparta, Dinar, Burdur ve çevre köy kasabalara sığınmışlardı.

 1887’li günlerde,günlerin kargaşası içinde ekmek uğruna direnen muhacirlerin sesini duyar gibiyiz. Padişah II. Abdülhamid Çerkez göçmenlerin bir kısmını bölgemize gönderilmesi emrini vermişti. Geldikleri bölgeden psikolojileri bozulmuş bir biçimde Sancak Isparta’sı mutasarrıf valiliğinden çok şey istiyorlardı. Sancak Isparta bölgesinde zaten fakirlik, açlık, çok sayda eşkıyaların önünü alamayan devlet sorumluları çaresizdi. Bu yetmezken bir de salgın hastalıklar hüküm sürmekte idi.

Kadın-erkek Çerkez göçmenlerden yüz elli kadarı Sancak Isparta’sında valilik, bitişiği belediye önünde, şimdiki Ulucami bölgesinde bir isyankâr yürüyüş düzenlerler.

Çerkeş muhacirlerinin Sancak Isparta’sı meydanındaki isyanı, yalnızca bir tarihsel olay değil, toplumsal hafızamızda adalet, dayanışma, insanca yaşama hakkının ne denli kıymetli olduğunu hatırlatan bir ibret vesikası olur. Çünkü yerli saygıdeğer Isparta halkının da bir türlü kavuşmadıkları aynı istekleri vardı.

Sancak Isparta’sında Gayrimüslim Rum ve Acem Ermenileri o zamanın şartlarına göre lüks içinde yaşamlarında devam ediyorlardı. Aynı şekilde saltanat idaresinden de yüz bulan çok sayıda şeyh adı verilen dini cemaat mensubu da ayrıcalıklıydı. Tekkelerinde lüks bir yaşam sürüyorlardı. Sade Müslim Sancak Isparta halkından insanlarımız zorunlu savaş cephemsidelerken yaşlı ve çaresiz aileleri yokluk, kıtlık içinde hayatta kalabilme savaşı veriyordu.

                                                                         ***

Günlük, konuşulan Tarih Yazarı Böcüzade Süleyman Sami’nin orijinal Osmanlıca tarihi satırları okurken, o günlerin kargaşası içinde ekmek uğruna direnen Çerkez muhacirlerin çaresizlikleri ortadaydı. Hem devlet görevlilerinin, tekke mensuplarının, bölge ağalarının, kanunsuz yaşayan eşkıyaların baskılarıyla çok yönlü kıskaca alınan halk ve muhacirler seslerini duyuramadılar. Ta ki isyan bayrağını çektikleri ana kadar!

Bu yetmezken Mutasarrıf Vali Sadettin Bey’in (Çipil Mahmut’un) yeni küçük, büyük baş hayvanlara konan ağır vergilerden dolayı çıkan gerginlikleri sonunda köylülerle devlet arasında yeni davaların ardı arkası kesilmiyordu.

Sancak Isparta’sının Mutasarrıf valisi valilik konutundan (Hareminden) çıkamıyordu. Her gün halkın isyan ve sokak yürüyüşleri,  haykırışları ile bu defa bir gün köylülerin bir gün Çerkez göçmenlerin haykırışları Isparta sokaklarını çınlatıyor, adalet arayışı sürüp gidiyordu.

                                                         ***

Belediye başkanının parasızlık nedeniyle yevmiyeleri ödeyememesi üzerine, muhacirlerin kış ortasında Konya’ya gönderilmesi düşünüldü.. Bu karar, zor şartlarda yaşayan muhacirler için bir darbe oldu. Topluca hükümet konağına giderek gönderilmemelerini istediler.

Ancak Mutasarrıf  (Paşa) Vali, muhacirlerin kendisine saldırmaya geldiklerini sanarak bağırıp çağırmaya başladı. Güvenlik güçlerinin silahla müdahalesi üzerine dil bilmeyen Çerkezler jandarmalara hücum ederek silahlarını aldılar. Olay kısa sürede büyüdü. Yaralananlar oldu!

Valilik kâtibiNaip TahmasRemzi Efendi Arapça hitap ederek durumu yatıştırmaya çalıştı.

Sancak Isparta’sı savcı yardımcısı Sadık Şehabettin Bey ve ceza reisi ise paniğe kapılarak telgrafhaneye sığındılar. Posta dağıtıcısı Hurşit Ağa’nın tercümanlığıyla muhacirler ikna edilmeye çalışıldı. Aynı zamanda Burdur Mutasarrıfından yardım istendi.

                                                                   ***

Isparta Rumlarından varlıklı Yasef Yordan efendiden borç para bulundu. Muhacirlere dağıtıldı. Böylece olaylar yatıştı, kapanan dükkânlar açıldı, halkın heyecanı geçti.

Bu olayların ardından Mutasarrıf Paşa Vali Sadettin Bey görevden alındı. Yerine Babanzade Mustafa Zihni Paşa atandı. Vali Sadettin Bey, “Çipil Mahmut” lakabı halkın kafasında kaldı. Onun döneminde yaşanan deprem bile halkın hafızasında bu isimle anılırdı..

Aynı yıllarda bölgede eşkıyalık hareketleri de görülmekteydi. Örkenezli Osman Efe’nin Yalvaç ve çevresindeki faaliyetleri, köylülerin ağır cezalara çarptırılmasına yol açtı.

Açlık, yoksulluk, iletişim eksikliği, küçük bir isteği büyük bir isyana dönüştürmüştür. Bugün bu olay, yalnızca bir tarihsel vaka değil; insanca yaşama hakkının, adaletin, toplumsal dayanışmanın ne denli kıymetli olduğunu hatırlatan bir ibret vesikasıdır.

Çaresizlikten doğan isyanların tarihi hatırası, bugün bize devletimize bağlılığın ve birlik içinde yaşamanın kıymetini hatırlatıyor.

1887’li yılların günlerinde yokluk ve çaresizliği, bugün bize bir ders bırakıyor: Devletimizin varlığı, milletimizin birliği,  cumhuriyetimizin sarsılmaz temelleri, Büyük Atatürk’ün ilkeleri her türlü zorluğa karşı en büyük güvencemizdir. Tarih boyunca çekilen acılar, bugün bizlere devletimize daha sıkı sarılmayı ve ortak geleceğimizi korumayı öğretiyor.

Araştırma: Bayram AYGÜN:2025-Isparta

 

 

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap