16:14:50 TÜRBEDEN PARA ÇALAN HIRSIZLAR YAKALANDI 15:17:25 ADD, ÇOCUK BAYRAMINI KÖY OKULUNDA KUTLADI 14:49:38 MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ EROL, KOLTUĞUNU ÖĞRENCİLERE DEVRETTİ… 13:10:58 ÇOCUK BAYRAMI EĞİRDİR’DE BÜYÜK COŞKUYLA KUTLANDI 12:24:48 Kaymakam Adem Çelik, Makam Koltuğunu Çocuklara Devretti 12:11:36 Eğirdir Köylere Hizmet Götürme Birliğinin Meclis Toplantısı Gerçekleştirildi 11:09:12 Isparta TÜBİTAK Bölge Yarışmasına Ev Sahipliği Yapıyor 11:04:51 Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Yapıldı 11:00:10 Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi İmzalandı 10:55:48 ITSO Heyeti Bilgilendirme Seminerine Katıldı 10:48:28 Vali Baruş, İl Genel Meclisi Üyeleriyle Bir Araya Geldi 10:43:58 Başkanlık Koltuğuna Küçük Ahmet Selim Oturdu 10:36:25 Eğirdir1923 Spor Kulübü Başkanı Mahmut Sağlam'ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Mesajı 17:52:01 Mehmet Demirel’den 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Kutlama Mesajı 16:51:47 Isparta Valisi Aydın Baruş'un 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Mesajı 16:15:43 Esnaf Odası Başkanı Murat Yalkın'ın 23 Nisan Kutlama Mesajı 16:12:25 Eğirdir Belediye Başkanı Mustafa Özer’in 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Mesajı 15:53:00 EMİNE ERDOĞAN BAKA SERGİSİNİ ZİYARET ETTİ 14:31:16 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN… 12:26:37 Başkan Mustafa Özer’e Gelen Kutlama Çiçekleri Mahkum Ailelerine Bağışlandı

MÜJGAN (15)

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,MÜJGAN (15)
Haberin Tarihi: 22.11.2017 10:20:00 - Okunma Sayısı:1482 defa okundu.

MÜJGAN

Eğirdir’de Bir Aşk Hikayesi

(15)

                Müjgan’ın elini Şemsettin’e verdi, onları gelin odasına kadar götürüp kapıyı açtı:

                “Haydi, hayırlı uğurlu olsun” deyip kapıyı kapattı.

                Diğerlerine de:

                “Haydi bakalım, yolcu yolunda gerek, herkes evine.”

                Güllüşah da aynı fikirdeydi. Hayatından, becerdiklerinden memnun, mutlu, o da odasına çekildi.

                İkinci defa yalnızdı Müjgan Şemsettin’le.

                Kocası sigarasını yakarken o da bir şeyler yapmış olmak için baklava tepsisine yaklaştı, elinde bir tabakla. Tabağa birkaç dilim koydu, Şemsettin’e uzattı.

                Şemsettin:

                “Sen belki bilmezsin ama, ben tatlı sevmem Müjgan, haydi sen ye onlardan; benim sevdiğim de burada.”

                Dolaplardan birinden daha önce Kıymet yengeyle gönderip saklattığı kırmızı şarap şişesiyle kristal bir bardak çıkardı.

                Müjgan tatlıyı, özellikle baklavayı çok sevmesine rağmen:

                “Öyleyse ben de yemem” dedi.

                Ne yapacağını bilmediğinden, olduğu gibi yatağın üstüne oturdu.

                Artık bundan sonrasının nasıl ve ne olacağını bilemezdi. İçinden:

                “Benden bu kadar” dedi.

                Şemsettin şarabını yudumlarken gömleğinin düğmelerini çözmeye başlamıştı bile.

                Yavaş yavaş Müjgan’a yaklaştı. Çok dikkatli ve duyarlıydı.

                Sanki dünyanın en normal işini yapıyormuş gibi soymaya başladı Müjgan’ı. Müjgan her dokunuşta ürktü, ne yapacağını nasıl hareket edeceğini, kendisini bu gece nelerin beklediğini bilmemekteydi.

                Sonunda kendisini kocasının ellerine bırakmaya karar verdi.

                Müjgan birdenbire çırılçıplak kaldığının farkına vardı. Bu gece için hazırlanmış, yatağın ayak ucunda serili duran geceliğine uzandı eli. Şemsettin yakaladı o eli.:

                “Bırak onu, ihtiyacın olmayacak ona bu gece…” dedi.

                Şöminede kalın odun alevleri şarkılar söylerken, kendini tecrübeli ellere bıraktı Müjgan.

Her şeye hazırdı yürekten vermeye ve daha güzeli verileni almaya.

                Tanımadığı dünyalarda tanımadığı zevkler keşfetti bu eller altında. Bulutlarda uçtu, kanatlandı bilmediği derinliklerde, paylaştı kendini Şemsettin’le.

                Biri verdi, diğeri aldı, diğeri verdi, öbürü aldı.

                Alışverişlerin en doğalı, en katkısızı, en  temizi gerçekleşti bu iki vücutta, bu iki kalpte.

                Şemsettin’in her dokunuşunda kendisine verileni hiç şaşırmadan aldı, kabul etti, zevkle. Her koklayışında daha bir açılıp büyüdü Müjgan çiçekler gibi.

                Ne o Şemsettin’e doydu, ne de Şemsettin onun tecrübesiz, taze vücudunu kendisine candan verişine.

                Emeksiz aldı Şemsettin. Aşkın buyruklarına gönüllü boyun eğmiş, her aldığında derinden cevap veren Müjgan, sevişmenin sessiz derinliğine dalıp dalıp çıktı her seferinde daha temiz, daha pak…

                Şehvetin dalgalarında bir gökte, bir yerde, zamansız… mekansız…

                Şemsettin’in coşkusu yönlendirdi onu, yangına doğru götürdü onu, kor olup kül olana dek.

                Çetin bir ceviz kıracağını sanmıştı Şemsettin bu gece, oysa büyük bir teslimiyetle vermişti kendini ona Müjgan.

                Bu alışveriş güneş doğana kadar sürdü.

                Nihayet Şemsettin yataktan kalkıp banyoya gitti. Müjgan’da kalktı, sabahlığını giyip vücudunun sıcaklığını duya duya pencereye yaklaştı. Doğmakta olan güneşle göl kızıl ve turuncu bir renk cümbüşüne bürünmüş, nazlı nazlı dalgalanmaktaydı.

                Mutluluğunu düşündü.

                Şemsettin banyodan yanına gelip arkasından sarıldı.

                “Sıra sende, çabuk ol da biraz uyuyalım kahvaltıya kadar, yoksa Güllüşah’ı kızdırırız.”

Müjgan çabucak duşunu aldı, çırılçıplak kocasının koynuna koştu. Ama artık Şemsettin de yorgundu, uykuyu hak etmişti. Birbirlerine sarılıp ilk beraber uykularına daldılar.

devam edecek

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap