Vatandaş Zamlarınızla Ağlıyor; İlk Sandık da Sizin Felaketiniz Olacak

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Vatandaş Zamlarınızla Ağlıyor; İlk Sandık da Sizin Felaketiniz Olacak
Haberin Tarihi: 6.1.2022 14:39:07 - Okunma Sayısı:2084 defa okundu.

“Emeklisine Yarım Asgari Ücret Veren Başka Bir Ülke Var Mı?”

İyi Partili Aylin Cesur’dan “Gözlerin Gözlerime Değince Felaketim Olurdu, Ağlardım” Dizeleriyle, Gözlerinin İçinde Ne Görüyorum Göndermesi

Vatandaş Zamlarınızla Ağlıyor; İlk Sandık da Sizin Felaketiniz Olacak

Gözlerinize Bakınca “Biz Bu İşi Beceremedik” Diyemese De Mahçup Olmuş Bakışlar Arıyoruz

“Ekonomimiz Oluk Oluk Kanıyor”

“Çalışanların Yüzde Elliden Fazlası Asgari Ücret Almak Zorunda”

“Emeklisine Yarım Asgari Ücret Veren Başka Bir Ülke Var Mı?”

 

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, ekonomide yaşanan sorunlar üzerine yaptığı konuşmada iktidar partileri milletvekillerine zor anlar yaşattı. “Ekonomi oluk oluk kanıyor” dedi ve gözlerinizin içine bakarak soruyorum diyerek sorularını sıraladı. 

Konuşmasına Atilla İlhan’ın “gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım” dizeleri ile başlayan Cesur, Başkan Nebati’nin gözlerimin içinde ne görüyorsun sorusuna gönderme yaptı ve millet gözlerinizde gördüğü zamlarınızla ağlıyor, bu da ilk sandıkta sizin felaketiniz olacak” dedi. 

Gerçek enflasyonun yüzde 80’leri aştığını, ancak TÜİK’in kasıtlı olarak enflasyonu yüzde %36 seviyesinde düşük açıkladığını belirten Cesur, iktidarı memur ve emekliden hak ettikleri enflasyon farkı zamlarını kaçırmakla eleştirdi.

Yeni yılla birlikte yüzde 125’i bulan elektrik ve doğalgaz zamlarının 2022 yılı için açıklanan maaş zamlarının hesaplanmasında dikkate alınmadığını söyleyen Cesur, işletmelere ve sanayiciye yapılan elektrik ve doğalgaz zamlarının yeni zamları tetikleyeceğini söyledi ve ekledi: “Maaş zamları, maaşlar verilmeden eridi denilen durum işte tam da budur.” dedi.

2002’de en düşük emekli maaşının asgari ücretten daha yüksek olduğuna dikkat çeken Aylin Cesur, “Bugün krizden çökmüş 2002 Türkiye’sindeki aynı oran korunmuş olsaydı, en düşük emekli maaşı 6000 lira olacaktı.” diyerek emeklilere yaşatılan geçim sıkıntısını anlattı. Bu zamlar doğurgan zamlar dedi. 

“Ekonominin kuralları bellidir. Her hamleniz bir yıkıma sebep oluyor. O yıkımı engellemek için başka bir alışılmadık politika benimsiyorsunuz ve onun da başka bir yıkımı oluyor.” diyen Cesur sorularını bir bir sıraladı:

“Var mı politikanız? Verimlilik artacak mı mesela? Katma değerli üretim artacak mı? İthalat kalemlerimizi azaltacak ve iç yatırımı teşvik edecek ne politikanız var? Piyasa istikrarı nasıl sağlanacak, ondan haber verin milletin gözüne bakarak verin. 

Millete hayal satmayın artık, hakkınız yok buna. Yönünüz belli değil. Hedefler net değil. Nereye varılmaya çalışıldığı belli değil.”

İYİ PARTİ ISPARTA MİLLETVEKİLİ DR. AYLİN CESUR’UN ASGARİ ÜCRET, EMEKLİ MAAŞLARI VE ENFLASYON ÜZERİNE TBMM GENEL KURUL KONUŞMASININ METNİ

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Yeni yıldaki bu ilk konuşmamda olumlu şeyler bulup söylemeyi çok arzu ettim, aradım, bulamadım maalesef, o zaman bir hoşluk olsun dedim. Atilla İlhan’ın iki dizesi ile seslenmeye karar verdim; 

“gözlerin gözlerime değince

felaketim olurdu ağlardım” 

Atilla İlhan’ın felaketi olan o gözlerde ne vardı bilmiyorum ama bu seneye Türkiye, zam yağmurlarıyla girerken bir gece ansızın, milletimiz ağlıyor ve o zamları bunca sıkıntı çeken milletin tepesine gönderenlerin ilk sandık felaketi olacak benden söylemesi..

 

Siz romantik söylemlerle gündem oluştururken kendinizce, milyonlarca vatandaşımız aylarca sürecek bir yoksulluk fırtınası ile boğuşuyor.

Gözlerinize bakınca ne arıyoruz biliyor musunuz? “Yoksulluğu bu ülkeye biz getirdik, yapamadık bu işi biz” diyemese demahcup olmuş bakışlar arıyoruz.

“Orta sınıfı yok ettik ve ekonomiyi öyle bir hale getirdik ki, bugün çalışanların %50’den fazlası en düşük ücret olan asgari ücreti almak zorunda” diyemeyen gözler görüyoruz.

Avrupa’da çalışanların %10’u asgari ücretli.

Bizde, TÜİK’e göre bile üretici enflasyonu %79,9. Yani yılın başında bir malı üretmek için 100 lira harcaması gerekirken, 2021 sonunda 180 lira harcaması gerekiyor. Buna asgari ücret zamları henüz yansımadı.

Buna, yılbaşı sürprizi sanayide tüketilen doğal gaza %50 zam yansımadı. 

Sanayi ve ticarethanelerdeki elektriğe %130’u bulan zam  yansımadı.

Şunu demek istiyorum, 2022’de daha büyük pahalılık geliyor.

Bu neden diğer pahalılıklardan farklı? Çünki, piyasa istikrarı kaybedildi ve her yeni zam dalgası, yeni zam doğuruyor.

Sonuç; enflasyon kalıcıdır artık ve kronikleşmiştir.

Hani, maaş zamları, emeklinin eline geçmeden eridi diyoruz ya, işte bu yüzden eriyor.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon %36, ENAG’ınenflasyonu %83.

TÜİK, aylarca enflasyonu düşük açıkladı ki, memura, emekliye verilecek enflasyon farkı düşük verilsin.

İnsaf yahu, insaf. Emeklisine yarım asgari ücret veren başka bir ülke var mı? 

Soru şu; gözünüzün içine bakarak soruyorum;

“Yılbaşında yapılan zamlar; neden memur ve emekli maaş zamları, asgari ücret zamları açıklanmadan önce yapılmadı”

Vatandaşın elektriğine %125’e varan zam, Doğalgazına %25 zam, vergilere %36 zam ne demek?

Ve neden maaş zammı hesaplanırken, bu zamlar dikkate alınmadı?

Maaş zamlarını açıkladığınız gibi, bu fiyat zamlarını da çıkıp milletin gözünün içine bakarak açıklayın..

Hani “maaş zamları, maaşlar verilmeden eridi” deniyor ya; yalan arkadaş, bendiyorum ki “vatandaşın maaşına zam falan verilmedi”

Memura emekliye korka korkaveriyorsunuz, bu cebinden alıp buna koyuyorsunuz. 

Ve gittikçe, memurumuz, emeklimiz, onca yıl boyunca prim ödeyen ve emeklilikte huzur arayacak emektar vatandaşlarımız daha da yoksullaşıyor.

Bakın ne diyorum?

-2002’de en düşük işçi emekli aylığı 257 liraydı, asgari ücret 184 liraydı.

Tam 20 yıl sonra, en düşük emekli aylığı 2500 lira, asgari ücret 4253 lira.

2002’nin Türkiye’sinde yaşasaydı bugünkü emekliler, ellerine en az 6000 lira geçecekti!

-Her gün yüzde 5 fakirleştiğimiz günler yaşadık.

-Önce yüksek kur, düşük faiz dediniz. 3 hafta sürmedi bu.

-Sonra dolara endeksli faiz verip, rezerv satıp kuru bir miktar düşürdünüz.

Bu son zamlarla görüyoruz ki, o da bir çare olmamış.

-Ekonomi oluk oluk kanıyor çünkü, böyle geçici çözümler çare değil.

-Türkiye’nin bir ekonomi savaşında olduğu doğru ama bu savaş ekonomi bilimi ile.  

Ekonomi bilimi ile savaşamazsınız. Ekonominin kuralları bellidir.

Her hamleniz bir yıkıma sebep oluyor.

O yıkımı engellemek için başka bir alışılmadık politika benimsiyorsunuz ve onun da başka bir yıkımı oluyor.

Şimdi sabır diyorsunuz ama, sabırla olacak bir şey değil bu.

Bu vatandaş da yıllarca sabretmeye mecbur değil.

2018’de verin yetkiyi, düzelecek dediniz düzelmedi.

2020’de Mart, Şubat’tan iyi olacak dediniz olmadı.

2021’de Temmuz’da ekonomi uçacaktı, uçmadı. 

E daha ne kadar sabredilecek? Ya da şöyle söyleyeyim, vatandaş size ve ekonomi bilmezliğinize daha ne kadar tahammül edecek?

-Peki sabırla olmaz da neyle olur?

Planla, bilimle, doğru bir mali yönetimle olur.

Var mı politikanız?

Verimlilik artacak mı mesela? 

Katma değerli üretim artacak mı? 

İthalat kalemlerimizi azaltacak ve iç yatırımı teşvik edecek ne politikanız var? 

Piyasa istikrarı nasıl sağlanacak, ondan haber verin milletin gözüne bakarak.

Millete hayal satmayın artık, hakkınız yokbuna.

-Yönünüz belli değil. 

-Hedefler net değil. 

-Nereye varılmaya çalışıldığı belli değil. 

-Dolambaçlı yollara, arka kapı işlerine gerek yok. Bilimin söylediği belli.

-Bıktı millet karanlık yolda yön bulmaya çalışmaktan. Ampül sönmüş, aydınlatmıyor ve normal yaşamak istiyor vatandaş.

Sayenizde herkes ekonomi bilimci oldu. 13 yaşındaki çocuktan, çarşı esnafımıza herkes ekonomi düşünüyor, ekonomi konuşuyor.

Ne olacak sonu kötü olacak diyince“üzülürüz” diyorsunuz ya hani, yamalı çözümlerinizle sizinle güven iklimi olmadığı için sonuç sizi üzecek o belli. 

Milletimize gelince; zamlar yağmıyor dolu yağıyor artık tepesine evet; 

“Dolu kırar geçirir ama yağmur kiraz çiçekleri açtırır” diyorum. 

Acı ve kederle dört yanı kuşatılmış Sevgili milletimize ve ampülün artık aydınlatamadığı ülkemizdeki umutsuz herkese ozan Karakoç’un dediği gibi sesleniyorum; 

Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak;bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır. Güneşli günler yakındır, sabah olacak, günağaracak ve İYİ’leşeceğiz.

 

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap