Eğirdir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki Yerini Kanıtlayan Belgeler

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Eğirdir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki Yerini Kanıtlayan Belgeler
Haberin Tarihi: 24.11.2025 11:31:54 - Okunma Sayısı:82 defa okundu.

Çetin Meydan yazdı

Eğirdir’in Kurtuluş Savaşı’ndaki

Yerini Kanıtlayan Belgeler

-7-


Ankara Genelkurmay Arşivi’nden 1921-1922 yılları arasında bölgemizde yapılan savaş hazırlıklarına ait planlamaları içeren belgeleri bize sunmaktadır.
Bu çalışmada sadece on altı(16) ayrı belgede Eğirdir’in isminin geçtiği belgeler ele alınmış ve sunulmuştur.


Öğr. Gör. Çetin MEYDAN
Eğirdir MYO

BELGE NO. 32 (1-17)


9, 10, 11/2/38’de
Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Reîsi Fevzî Paşa Hazretlerinin 3. Kolordu, 1, 2’nci Ordu ve Cebhe Kumandanlarına Müzâkerât-ı Şifâhiyyesi

Üçüncü Kolordu:
1- Mevâzı’:
a- (Köylü-Örencik-Uyuztepe-Akköprü-Karakaya Derbendi-Yaverviran- Aktaş-Körhasan-Belpınar-Kadıköy-Bağlıca-Beyköy garbı) mevziinde;
İkinci Ordu sağ cenâhı Bayat Çayı gerisine alınmak sûretiyle Üçüncü Kolordu ile irtibât peydâ edebilir. Yalnız hâkim olan Bozçal Tepesi’ni terk etmek lâzım gelir. Maa-mâ-fîh Bozçal’ın bu hatdan mesâfesi (8:10) kilometreden uzakdır ve cebhe de Porsuk’dan i’tibâren 90 kilometre imtidâdındadır. 41 ve 1’inci Fırkalar bulunulan hatdaki muhârebeye yetişemezler.
b- Kadıkuyusu’ndan Bağlıca’ya giden 41. Fırka mevzii müdâfaaya ziyâdesiyle sâlihdir. Fakat şimâlden ihâtaya ma’rûz olduğundan sağ cenâhı geri kırılmış ve Bayat Çayı’na kadar olan sâha da taşlık ve kayalık olduğundan siperler duvar hâlinde yapılmışdır.
c- Vaysal gerisindeki mevzi’ müdâfaaya gayet sâlihdir. Fakat Aziziye ve Bolvadin’in terki lâzım geldiği gibi Bolvadin şimâl-i şarkîsinden Türkmen köyüne kadar olan sâhada birkaç patika mevcûd ve bunların hâricinde hareket gayr-i mümkündür.
d- Her dürlü ihtimâlâta karşı gelmesi sebebiyle (Vaysal-Bayat Çayı) gerisindeki hattın en iyi bir hatt olduğu anlaşılmışdır.
2- Kolordunun Harekâtı:
a- Kolordu, bugünki vaz’iyyetde olursa bir düşman taarruzunda el-yevm bulunulan hatda müdâfaa edemez.
b- Kolordu, bugünki dağınıklık içinde hiçbir yerde muhârebe edemez. Kolorduya daha mahdûd mıntıka ve vazîfe verilmelidir. Bunun için de ya Sakarya cenûbunu başka kıt’aya vererek kolordu toplanmalı ve-yâhûd Sakarya şimâlini başkasına vererek cenûbuyla İkinci Ordu arası kolorduya verilmelidir.
c- Seyidgazi’ye istinâden 3:4 fırka ile cenûb-i şarkîye doğru ilerileyecek düşmana karşı Belpınar ve daha geride bulunan Ablak mevzileri pek yakın ve ileride olduğundan ve Aziziye gerisinde alınacak bir mevziin de gerisinde mânevra sâhası olmadığından her ikisi arasında Burhanlar’dan geçen (Batık) mevzii intihâb edilmişdir. Bu mevziin sağ cenâhı müstenid olduğu gibi ihâtaya karşı da kırılabilir. Müdâfaaya da sâlihdir ve hattın gerisinde yol vaz’iyyeti mânevrayı mümkün kıldığı gibi Çandır ve Fettahoğlu Köprüsü’nde arâzînin vaz’iyyetinden de bil-istifâde Serköprü mevzii yapılabilir.
ç- Kolordu daha bir fırka ile takviye edilirse Porsuk ile Sakarya cenûb kolu arası muhâfaza edebilir.
d- Kolorduya Porsuk ile Sakarya arasının müdâfaası verilirse 4500 tüfenkli üç fırka ile düşmanın 3:4 fırkasına karşı müdâfaası mümkündür ve bu hâlde 61. Piyâde Âlâyı, 33. Süvâri Âlâyı Porsuk şimâlinde, dîger üç fırka Porsuk ile Sakarya cenûb kolu arasında kalır.
e- Kolordu, tarz-ı müdâfaada mevziin 3:4 nokta-i istinâdına birer âlây tahsîs etdikden sonra mütebâkî kuvvetleri ihtiyâtda tutarak mukabil taarruzla netîceyi almak esâsını muhâfaza edecekdir.
f- Düşman fazla top ve ceb-hâne getirdiği ve dört fırka ile taarruz etdiği hâlde dahi takviye edilen üç fırka ile Sakarya’nın cenûb kolu şimâlindeki sâhanın müdâfaası kuvvetle me’mûl ve mümkündür.
g- 61’inci Fırkanın hâlen bulunduğu mevzide kuvvetli tutulunursa Belpınar mevzii gayet iyi bir mevzidir. Aksi hâlde mezkûr mevzii ileri mevzi’ olarak tutmakdan başka çâre yokdur.
ğ- Düşmanın Porsuk cenûbundan ve Sakarya’nın cenûb kolunun tarafeyninden cem’an beş fırka ile ilerilemesine karşı en müsâid tarz-ı hareket 61. Fırkayı tedrîcen Sakarya’nın cenûb koluna almakdır. Yalnız bu hareket (3) günde olabilecekdir.
ı- Kolordu, Sakarya ile 2. Ordu arasında kabûl edilecek olursa ilerideki iki hattı ileri mevzi’ olarak işgal ve müdâfaa-i kat’iyyeyi (Ablak) hattında kabûl etmek lüzûmu hâsıl olacakdır. Fakat bu hattın sol cenâhında kayalık bir mıntıka vardır ki ileriye çıkmışdır ve sûret-i mahsûsada tahkîmi lâzımdır. Aynı zamânda bu hattın sol cenâhını Bozçal üzerinden Bayat Deresi gerisine rabt etmek kabil değildir. Yalnız bu çıkıntının gerisinde ikinci bir hattın intihâbı belki mümkündür.
İkinci Ordu:
Fevzî Paşa- Düşman taarruzu nerelerden bekleniyor?
Şevkî Paşa- Bugünki düşman vaz’iyyetinde düşmanın taarruz istikameti belli ve muayyen değildir. Bu mevsimde düşman bir taarruza karâr verirse her hâlde daha evvel vaz’-ül-ceyşini tebdîl eder. Netîce-i kat’iyyeli muhârebeye girişeceğini ümîd etmiyoruz. Fakat mevsim müsâid gider ve böyle devâm ederse mart evâsıtından sonra böyle bir muhârebeye girişebilir.
Düşman kabiliyyetini olduğu gibi kabûl ederek esâs taarruzu İkinci Ordu ile Üçüncü Kolordu arasından tevcîh edeceğini ve bu esnâda menâtık-ı sâirede asgarî kuvvet terk edeceğini ümîd ediyoruz.
Bu sâyede düşman ordumuzu cenûba atarak Ankara istikametini tamâmiyle açmak ister.
Mâdem ki düşmanın Akarçay’ın şimâlinden ciddî bir taarruzunu bekliyoruz. Buna nazaran Garb Cebhesi de vaz’-ül-ceyşini tebdîl etmelidir.
Bunun için İkinci Ordunun (Keşir Dağı(?)-Emir Dağı) hatt-ı bâlâsı cenûbundaki kısmını Birinci Orduya vermek ve emrine beş piyâde fırkası terk ederek mütebâkî kıtaâtı 2. Ordu emrinde mezkûr hattın şimâlinde kullanacak vechle ta’biye etmekdir. (Bavurdu-Hüsrevpaşa Hanı-Çifteler-Çandır-Piribeyli) mıntıkasında toplamak.
Bunun için de iâşe mes’elesini hall etmek lâzımdır. Buna çâre bulamazsak cebhe sağ cenâhı Emir Dağı’nın hatt-ı bâlâsını ta’kîben şarka kırmağı düşünüyorsa da ordu bu fikri kabûl etmemekdedir. Zîrâ kendimizi torbaya sokarız. Ta’biye nokta-i nazarından da Emir Dağı büyük kıtaâtın sevk ve idâresine müsâid değildir. Bir tarafdan dîger tarafa giden belli başlı yollar yokdur.
Bu vaz’-ül-ceyşi aldıkdan sonra bir düşman taarruzuna ma’rûz kalırsak bu muhârebeyi o ândaki tarafeyn vaz’iyyetine göre tedâfü’i ve taarruzu kabûl edeceğiz.
Fevzî Paşa- Buna nazaran tahkîmâtınız var mıdır?
Şevkî Paşa- Henüz yokdur. Esâsen bu mıntıkada arâzî düzlük ve ovalıkdır. Maa-mâ-fîh böyle hatlar keşfine çalışmakdayız. Kezâ düşman taarruz etmeyib de bir taarruza geçmek istersek bunu da kolay olmak ve adem-i muvaffakıyyet hâlinde fenâ bir vaz’iyyete düşmemek için yine aynı istikametde (Döğer-Gazlıgöl) hattına tevcîh etmek niyetindeyiz.
Fevzî Paşa- Böyle bir hareket için geri hidemâtını nasıl düşünüyorsunuz?
Şevkî Paşa- Bunun için
1- Biçer-Çandır-Bolvadin
2- Polatlı-Çavuşçuköy
3- Aziziye-Çeltik-Karadağ-Tuzlugöl şimâli
4- Bolvadin-Akşehir Gölü şimâli
Fevzî Paşa- Düşmanın Eskişehir Grubuna karşı ne yapacaksınız?
Şevkî Paşa- 11. Fırka ile 61. Fırkayı Sakarya şimâlinde terk, ba’de taarruza me’mûr kıtaâtın iki fırkalı sağ cenâh kolunu bidâyetde Eskişehir Grubuna karşı tarassuda me’mûr etmekdir.
Fevzî Paşa- Ya düşman Akşehir istikametinde taarruza geçerse?
Şevkî Paşa- Düşmanın Akarçay şimâlinden taarruzunu beklemem. Zîrâ ordumuzun pek çabuk te’sîrine ma’rûz kalır. Bunun için Akarçay’ın cenûbundan taarruza geçeceğini kabûl etmek isterim. Bu hâlde de Birinci Ordu cebhesinde şimdi bulunulan ve onun gerisinde daha kuvvetli olan Efesultan hattı, daha gerisinde daha kuvvetli Karakuş Dağı hattı vardır. Ve burada da muvaffak olsa dahi Sultan Dağı şimâl kısmını ayırdığından biz netîceyi daha evvel alırız. Muvaffak olmazsak da kısm-ı küllîmiz kolaylıkla tehlikeden kurtarılabilir.
Fevzî Paşa- Bu hareketin en büyük mahzûru düşmanın müteaddid menzillere bizim yalnız bir menzile mâlikiyyetimizdir.
Düşman emîn menziller üzerinde bizim çekilmemiz hâricindedir. Hâl-bu-ki cenâh tehlikesinden biz daha çok mütehassis olmakdayız. Böyle bir taarruzda düşman bizim sağ cenâhımızdaki tarassud kuvvetine taarruz ederse muvaffak olmasa dahi kıtaâtımızın ma’neviyyeti üzerine te’sîr eder. Bundan başka hareket imkânı üzerine müessis olmak lâzım gelir. Bizi bu vaz’iyyete getiren bi-l-hâssa iâşe vaz’iyyetidir. Bu vaz’iyyet hiç olmazsa Ağustosa kadar devâm eder. Bunun için Ankara istikametinde bir ordunun geçinmesini te’mîn edecek bir menzil te’sîsi olsa olsa %5’dir.
Düşmanın Ankara istikametinde hareketi olsa olsa biraz siyâsî te’sîri hâizdir. Düşman Ankara istikametinde hâl-i hâzırda büyük bir kuvvetle gidemez ve istilâsı da geriden ve yandan gelen birkaç fırka ile tıkanabilir ve düşman da fazla istilâ edemez.
Şevkî Paşa- Düşman şimdi büyük bir istilâya ve Ankara istikametine büyük kuvvet ayırmağa muktedir değildir. Fakat ordumuzu mağlûb etdikden sonra zamânla bu kabiliyyeti kolaylıkla alabilir.
Fevzî Paşa- Adana Fransızlar elinde iken bizim Konya istikametinde atılmamız tehlikeli idi. Fakat şimdi Konya hattı elimizde oldukca o tehlike yokdur. Hâl-bu-ki düşmanın Akşehir Gölü şarkından yapacağı bir ihâtaya karşı her zamân biz kısm-ı küllîmizi karşısına çıkarabiliriz ve böyle bir muhârebede mağlûb da olsak kısm-ı küllîmiz Konya hattını elden çıkarmaz. Sol cenâhdaki kısm-ı cüz’î de Sultan Dağları’nın şimâl ve cenûbundan büyük konaklar kat’ ederek kendisini kurtarabilir. Bundan başka şimdiye kadarki tecâribe nazaran hangi ordu şimendüfer yakınında muhârebe verirse o muvaffak olmak isti’dâdını hâizdir.
Maa-mâ-fîh düşman bu vâsi’ menzille ve çöl harekâtı yaparak muvaffakıyyet kazansa bile bunu bir netîce istihsâline kadar temdîd edebileceğini zann etmem. Bizim taarruzumuza gelince, bunu mümkün mertebe müsâvî şerâit altında cereyân etdirmek için bir şimendüfere istinâd etdirmekliğimiz lâzımdır. Eskişehir istikametinde bir taarruz hâzırlığı esnâsında haber alır ve tel örgüsüyle mücehhez bir cebheye çatmak mecbûriyyetindeyiz. Afyon istikametinde de hattın tarafeyninden bir taarruz yapabiliriz. Fakat bu mıntıkada düşman müstahkem birkaç hatta mâlik olduğundan taarruzdan evvel buna nazaran hâzır olmamız lâzımdır. Bunun için kâfî malzeme ve ceb-hâneyi hâzırlarsak ne a’lâ. Hâzırlayamazsak bu hareketi yapmamak lâzımdır.
Buna mukabil (Denizli-Eğirdir-Akşehir) hattını yevmiyye (600) ton kabiliyyetine iblâğ edebilirsek Alaşehir istikametinde bir taarruz yaparız. Böyle bir taarruzda düşmanın gerisini kat’ edeceğimizden düşman bize ya (Dinar) veya Akşehir istikametinde taarruz etmek mecbûriyyetindedir. Buna nazaran tahkîmât yapmamız lâzımdır. Böyle bir taarruzda muvaffak olamazsak Konya’yı yine tutabiliriz. Düşman da Anadolu’yu istîlâ edemez.
Şevkî Paşa- Edib edemeyeceği bizim düşeceğimiz mağlûbiyyet ve vaz’iyyete tâbidir. Ben Konya’yı tutabileceğimizi zann etmem.


Aslına mutâbıkdır. (İmza)

11/2/38
Birinci Ordu:
Fevzî Paşa- Düşmanın taarruzunu nereden bekliyorsunuz?
İhsân Paşa-
a) Birinci şekildeki gibi. Bu hâlde birkaç fırka ile (Akşehir Gölü-Hoyran Gölü) hattına çekilmeli, mütebâkî kuvvetlerle Akşehir Gölü şarkında tedâfüî bir muhârebe kabûl etmeli ve bunun için de 3. Kolordu şimdiden İkinci Ordu emrine verilmeli. 2. Kolordu bulunduğu mahalde, Süvâri Kolordusu da Ilgın havâlîsinde cebhe ihtiyâtına alınmalı.
b) 2’nci şekildeki gibi. Bu hâlde 2. Ordu, 4. Ko. ve 3. Ko. ile (Emir Dağı-Çoğu-Paşa Dağı) hattını müdâfaa eder. Mütebâkî kuvvetlerle Birinci Ordu Akarçay’ın cenûbundan (Afyon-Hasanbeli) hattına karşı taarruz eder. Çünki burada karşımızda düşman 3:4 fırka bulunduracakdır. Kezâ düşman tahkîmât nokta-i nazarından bu mıntıkada (Deper)’e kadar kuvvetlidir. Garbında zaîfdir. Deper köyünden Sinir köyüne kadar olan mıntıkada taarruzda muvaffak olabiliriz. Haçanbeli ve civârındakileri cenâhlarından sökdürülebilir. Burada gerimizde (3) şose vardır. Bu fâide başka hiçbir yerde yokdur. Dîger bir fâidesi de bu sâhada iâşe menâbii bulabiliriz.
En muhtemel şekli, bu 3’üncü şekli telâkki ediyorum. Bu daha ziyâde istilâ maksadıyla olur. Buna karşı yine cenûbdan mukabil taarruzla (cevâb) vermek lâzımdır. Eğer çok kuvvetini Akarçay cenûbuna geçirmişse bidâyetde müdâfaa edeceğiz. Aksi hâlde bidâyetden i’tibâren mukabil taarruza geçmekdir.
Fevzî Paşa- Biz taarruz etmek istersek ne yapmalıyız?
İhsân Paşa- O hâlde hâzırlandıkdan sonra (Afyon-Balmahmud) hattına taarruz etmek ve bunun için de şimâlde fedâ-kârlık edib çok kuvveti taarruz sâhasında toplamak lâzımdır.
Dumlupınar mıntıkasındaki düşman kolordusu ya Ahur Dağı’nın
şimâlinden yâhûd cenûbdan Sandıklı istikametinde mukabil taarruza geçer.
Sandıklı istikametinde geçerse ayrı ayrı mağlûb edilmek tehlikesine ma’rûzdur. Şimâlinden hareket ederse daha akıllıca hareket eder ve bu hâlde de garba karşı müdâfaada kalarak evvelâ Afyon Grubunu müteâkıben Dumlupınar Grubunu mağlûb etmeğe çalışılır. Süvâri Kolordusu da Ceviz Boğazı’na tevcîh edilir.
İkinci Ordu da karşısındaki düşmanı tesbît ve sağ cenâhıyla taarruz etmek sûretiyle yardım edebilir. Yalnız fazla kuvvetlerini Birinci Orduya vermesi îcâb eder.
Fevzî Paşa- Düşman (Dumlupınar-Afyon hattı) şimâli sırtlarına çekilirse ne yapacağız?
İhsân Paşa- Afyon’u aldıkdan sonra müdâfaada kalırız. Çünki netîce-i kat’iyyeli bir muhârebeyi bugünki kuvvet ve hâzırlıkla yapamayız. Fazla tefevvuk lâzımdır.
Fevzî Paşa- Düşman bulunduğu vaz’iyyeti ve kuvveti muhâfaza eder, biz de fırkalarımızı aşağı yukarı Yunan fırkaları kuvvetine iblâğ eder, merkezden Şark Ordusundan (2) fırka daha getirir ve geri hidemâtımızı otomobillerle te’mîn edebilirsek o zamân ne yapmalıyız?
İhsân Paşa- O zamân mevsim ve menzil müşkilâtı kalkmak şartıyla (Sad) hareketine döneriz ve o zamân Akarçay’ın tarafeyninde bir ordu bulundururuz ve bu ordunun fazla kuvvetini sol cenâhında bulundururuz. Dîger ordu (Çivril) üzerinden Uşak istikametine taarruza geçer.
Fevzî Paşa- Biz (Sad) hareketini yaparken düşman Akşehir istikamet-i umûmiyyesinde taarruza geçerse ne yaparız?
İhsân Paşa- Karşısındaki kuvvet bidâyetde (Paşa Dağı-Hoyran Gölü) hattını müdâfaa eder. Mukavemet edemeyeceğini anlarsa Akşehir hattına çekilir. Bunun için geri hidemâtını (Akşehir-Örkenes-Eğirdir) üzerinden yapmalıdır.
İlk kısmında otomobil işler. Dîger kısmında dekovil ferş edilir. Arâzî buna müsâiddir.
Fevzî Paşa- Tel örgülerimizi nerede te’sîs etmeliyiz?
İhsân Paşa- (Çoğu-Paşa Dağı-Kızılkilise-Hoyran Gölü) hattında.
Fevzî Paşa- Afyon’a cenûbdan yapılacak taarruzu Uşak istikametinde bir taarruz… tevhîd(?) edebilir miyiz?
İhsân Paşa- Mevsim müsâid ve geri hidemâtı te’mîn edilebildiği hâlde Sandıklı Ovası’nda toplayacağımız kuvvetlerle bidâyetde Afyon istikametinde nümâyiş yaparak düşmanı mezkûr mıntıkaya çekdikden sonra, dîger bir kısım kuvvetle Ceviz Boğazı’ndan taarruza geçebiliriz.
Fevzî Paşa- Sarayköy üzerinden bir hareket mümkün müdür?
İhsân Paşa- Geri hidemâtı tanzîm edilirse müdâfaaya tahsîs edilen kuvveti (Akşehir-Hoyran Gölü) hattına ve Haçan civârındaki Karabalık civârına çekmek lâzımdır. Dîger bütün kuvvet Çal’ın garbına hareket eder. Yalnız bunda bu kuvvetler geri hidmeti (Dinar-Denizli) hattına yükletmek lâzımdır ki buna hattın kabiliyyeti yokdur.
Fevzî Paşa- Düşman tahrîbât yaparak (Miln) hattına çekilmeğe karâr verirse …(?) hattını malzemesi ile birlikde ele geçirebilir miyiz?
İhsân Paşa- Düşman çekilirse o vakit bunu yapabiliriz. Fakat bugün
…(?) ve büyük bir meydân muhârebesini intâc eder.


Aslına mutâbıkdır. (İmza)


Garb Cebhesi:
İstihkâm Müfettişi Bey’in takrîri:
Hâlen İkinci Ordu cebhesinin sağ cenâhı kuvvetli ise de açıkdadır ve ön tarafı ormanlıdır. Sol cenâhı da zaîfdir. Kezâ, mevcûd iki hattın da ön hattı müdâfaaya sâlih değildir.
Mevcûd hatt arâzî nokta-i nazarından Manastır Tepesi üzerinden Çaltı(?) üzerinden Bozçal-Bayat Boğazı-Emir Dağı’na istinâd etmelidir.
İsmet Paşa- Bozçal’dan Eski Aligel garbından geçen sırtlardan hatt-ı müdâfaamızın geçmesi için Sakarya şimâlinde kuvvetli bir gruba ihtiyâcımız vardır ve geri hidmeti nokta-i nazarından pek ileridedir. Bundan başka bu kısımda arâzî müdâfaa nokta-i nazarından derinliğine müdâfaaya sâlih değildir. Binâen aleyh bu hattı tutamayız.
Şükrî Bey- Emir Dağı’nın (Çoğu-Bolvadin) şosesiyle (Karabağ- Çaykışla) yolları arasındaki sâhada şimâlden cenûba yol yokdur. Maa-mâ-fîh şimâl eteklerinde arzânî ester ve mekârî yolları vardır. Çaykışla’dan i’tibâren şarka doğru olan kısmın her yerinde şimâlden cenûba araba yolları vardır.
Karâr:
1- (Aşağı Kaşıkara-Kızılkilise-Bey Dağı-Bayat-Emir Dağı pâyeleri- Akgöl) hattını muhârebe-i kat’iyye sâhası olarak hâzırlamak ve (gerisinde) (Hoyran Gölü-Çay-Emir Dağı) hattını ve daha gerisinde (Akdağ-Akşehir Gölü-Bağırsakdere-Ilgın) hattını ihzâr etmek.
2- 3. Kolordu kısm-ı küllîsiyle Sakarya’nın cenûb kolu cenûbunda kalarak geri çekildikçe kısm-ı küllîye iltihâk etdirmek.
3- Polatlı’da toplanacak erzâkın çoğunu Yahşihan’da toplamak.


Aslına mutâbıkdır. (İmza)

3- Muhâvere:
Tahkîm kuvvetimizi nereye sarf etmelidir?
Ârif Bey- 61. Fırka cebhesinde artık bulunulan hattın takviyesinden ziyâde çekileceği istikametlerdeki nikat-ı istinâdiyyenin tahkîmine başlanmalıdır. Kolordu dîger iki fırkasıyla Sakarya cenûbunda ta’yîn edilecek esâs hatt-ı müdâfaayı kuvvetli olarak dîgerlerini hafîf sûretde tahkîme başlar.
Vaysal gerisindeki hattı da cebhe ihtiyâtları tahkîm eder.
61. Fırka bulunulan mıntıkada kalmalı fakat buna mukabil az zamânda takviye olunabilmekliğimiz için başka bir fırka Aziziye havâlîsine getirilmeli daha doğrusu Vaysal hattının tahkîmine me’mûr edilmelidir.
Fevzî Paşa- Şu hâlde bu münâkaşât netîcesinde bir taarruzda kısm-ı küllîmizin sağ cenâhını Sakarya cenûbunda (Akdağ)’a istinâd etdireceğiz. Sol cenâhı Hoyran’a dayanırsa imtidâdı kaç kilometre olur?
Ârif Bey- (140) kilometredir. Fakat bunun (40) kilometreyi mütecâviz kısmı tasarruf edilecekdir.
Fevzî Paşa- Fakat bu aynı zamânda orduyu ikiye ayırdığı için bir mahzûrdur.
Tahkîmât kuvvetimizi ve tel örgülerimizi nereye sarf etmeliyiz?
Ârif Bey- İntihâb edeceğimiz mevzi’ o sûretle olmalıdır ki gerisinde müteselsil hutût-ı müdâfaa bulunabilsin.
(Bayat kolu-Emir Dağı-Hoyran Gölü) hattının müdâfaa-i kat’iyye hattı olarak intihâbı muvâfık olur. Bunun sağ cenâhı gerisinde Akşehir Gölü’nün şimâl-i şarkîsindeki sırtlar ve daha ileride Sakarya’da kendiliğinden bir mâni’ vardır ve bu mâni’ ileride bir muhârebe kabûlünü mümkün kılar.
Fevzî Paşa- Düşman taarruz etmezse ne yapacağız?
Ârif Bey- Geri vesâitimiz ikmâl edilmek şartıyla karşımızdaki düşmana taarruz ederiz. Bunun için de en muvâfık Porsuk’a şimâlinden taarruz etmekdir. Daha şimâlden de akıncılarla ta’cîz ederiz. Porsuk cenûbundaki Onuncu Fırkayı da bir fırka ile tesbît ederiz.
Fevzî Paşa- Düşman şimendüferle takviye ederse ne yapacaksınız?
Ârif Bey- Cenûbdan dîger kıtaâtımız fa’âliyyete geçerek karşısındaki kuvveti tesbît etmelidir.
Fevzî Paşa- Eskişehir ve hattâ Bursa’yı aldık. Netîce-i kat’iyye elde edilebilir mi?
Ârif Bey- Hayır.
Fevzî Paşa- O hâlde netîce-i kat’iyyeyi nasıl almalıyız? Ve bu hareket öyle olsun ki düşmanı siperlerinden çekelim ve muhârebe açık sahrâda cereyân etsin.
Ârif Bey- Ceb-hânemiz hesâbsız atılacak bir râddeye gelinceye kadar hâl-i tedâfüîde kalmağa mecbûruz.
Fevzî Paşa- Sakarya Muhârebesi’ndekinin iki üç misli ceb-hâneye mâlikiz. İkmâl efrâdımız da var. Fakat tel örgüsü ile takviye edilmiş bir cebheye çatacak vesâite mâlik değiliz.
Ârif Bey- Ya Çal veya Bozdağ cenâhından birkaç fırka ile taarruz ederiz. Üzerimize kuvvet celb etdikden sonra Afyon cebhesinde ordu kısm-ı küllîsiyle taarruza geçeriz.
Fevzî Paşa- Bu mümkün değildir ve mahzûrludur. Biz öyle bir hareket yapalım ki her düşmanı tahkîmât hâricinde muhârebeye icbâr edelim. Hem de netîce-i kat’iyyeli olsun ve bizim için de mahzûru az olsun.
Ârif Bey- O hâlde (Sad) hareketini yaparız. Fevzî Paşa- Bakalım mümkün mü?
Çal mıntıkasından (Sad) hareketini yaparken düşman Sandıklı’dan cenûba doğru bir taarruza geçerse o hâlde bizim tahkîm etdiğimiz hatt ne olacakdır.
Ârif Bey- O hâlde hattı garb-i cenûbîye (Çal)’a doğru almalıyız. Fakat o zamân hatt pek uzar.
Fevzî Paşa- Sen ne dersin Şemseddîn Bey?
Şemseddîn Bey- Bence (Sad) hareketine başlamak için asgarî birkaç aya ihtiyâcımız vardır. Bu zamân zarfında düşmanın taarruzuna mukabeleyi düşünmeliyiz ve bunun için ilk evvelâ Emir Dağı-Hoyran Gölü hattını takviye etmemiz lâzımdır. Bunu hâzırladıkdan sonra (Sad) istihzârâtı zamânında ikinci iş olarak Çal’a doğru bir tahkîmât hattı vücûda getiririz. Esâsen bu hattın esâsı hâlen Birinci Ordunun fırkaları tarafından tahkîm edilmişdir. Âtiyen yalnız takviye ve tevsî’ etmek îcâb edecekdir.
Fevzî Paşa- Şu hâlde (Sad) hareketi için üç esâs meydâna çıkar. Birincisi- Her nev’ istihzârât.
İkincisi- Dar bir müdâfaa hattı vücûda getirmek ki bu hatt Emir Dağı- Hoyran Gölü hattıdır.
Üçüncüsü- (Sad) hareketine geçmeden ileride dîger bir hatt (Çal’a doğru) meydâna getirmekdir.
Biz (Sad) hareketinin tahkîmâtını yaparken düşman mezkûr tahkîmâtdaki kıtaâtımıza çarparsa ne yapacağız?
Ârif Bey- (Sad) hâzırlığı yapmamışsak muhârebeyi kabûl etmeyerek (Emir Dağı-Hoyran Gölü) hattına çekilmekliğimiz lâzımdır. Hâzırlığı yapmışsak o zamân bulunduğumuz hatda muhârebeyi kabûl eder ve (Sad) hareketine geçeriz.
Fevzî Paşa- Şu hâlde (Sad) hareketi ne olur? Yalnız evvelce bir kısım kuvvetimiz iyice müstahkem bir mevzide bulunacağı yerde bu def’â bütün kuvvetimiz ihtimâl sahrâ muhârebesi yapacakdır.
Netîce: Esâs hatt-ı müdâfaa olarak (Hoyran Gölü-Emir Dağı-Akdağ) hattı olarak intihâb edecek ve burası bütün kuvvetimizle tahkîm edilecekdir. Yalnız bu hattın sağ cenâhı gerisinde Sakarya mânii olduğu için yalnız mezkûr mıntıkadaki tel örgüleri daha geride bulunan Bayat kolundaki mevzie sarf edilecekdir.
Ârif Bey- Sağ cenâhda 61. Âlây ile Süvâri Âlâyımız vardır. 61. Âlâydan Porsuk cenûbunda istifâde edemeyeceğim. Bunun için 61. Âlâyı Porsuk Vâdîsi’ne almak istiyorum. Yerine Süvâri Âlâyını göndermek istiyorum.
Fevzî Paşa- 61. Âlây bu mıntıkada bulundukça karşısında kuvvet tesbît eder ve Kocaeli Grubunun mezkûr mıntıkaya alınmasını teshîl eder.


Aslınamutâbıkdır. (İmza)


Ek:
BELGE NO. 32

BELGE NO. 32-1

BELGE NO. 32-2

BELGE NO. 32-3

BELGE NO. 32-4

BELGE NO. 32-5

BELGE NO. 32-6

BELGE NO. 32-7

BELGE NO. 32-8

BELGE NO. 32-9

BELGE NO. 32-10

BELGE NO. 32-11
23
BELGE NO. 32-12
24
BELGE NO. 32-13
25
BELGE NO. 32-14

BELGE NO. 32-15

BELGE NO. 32-16

BELGE NO. 32-17


Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, ATASE Yay., Y.64, S.134, Gnkur. Bsm., Ankara, Ocak 2015, s.145-172.


Bu Haberi Paylaş


  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi
  • eğirdir,egirdir haber,akın gazetesi

Yorum Yap