NÜKLEER

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,NÜKLEER
Haberin Tarihi: 30.4.2014 17:41:00 - Okunma Sayısı:1455 defa okundu.

NÜKLEER

 

            Nisan’ın üçüncü haftasında sosyal ağda ve basında Japonlar tarafından hazırlanmış bir video dolaştı. Türkçe olarak hazırlanmıştı. Anlatım bozukluğu olan kısımlara İtalik parantezle düzeltmeler tarafımdan yapıldı. Şimdi bu metne göz atalım.

            “Türk Vatandaşlarına! Merhaba! Ben Japon’um. Ben, Türkler için duyduğumuz endişeyi anlatabilmek için Türkçe öğrendim.

            Japon Başbakanı, Türkiye’ye NÜKLEER santral sattı. Bundan dolayı Japonlar utanç içindeler. Çünkü biz 2 buçuk yıl önce Fukuşima Nükleer Santrali’nde büyük bir kaza yaşadık. Ben, Fukuşima Nükleer Santrali’nden yirmi kilometre içerdeki şehri ziyaret ettim. Kaza yaşamış o şehirler, 2 buçuk yıl geçtiği halde (bu şehirlere el atılamaması yüzünden) hâlâ aynı şekilde duruyordu. Hâlâ daha, kazanın olduğu NÜKLEER santralin içi ne durumda, bilinmiyor. Çok tehlikeli olduğu için kimse (giremiyor ve) kesin bilemiyor ve her gün üç yüz ton RAYOAKTİF kirli su denize akıyor. RADYOAKTİF bulaşan toprak sıyrılıp atılsa bile nereye atılacağı belli değil. NÜKLEER santralde kullanılan malzeme 100 bin yıl takip edilmesi gerekli çok tehlikeli bir malzemedir.

            Eğer ileride bizim sattığımız NÜKLEER santralde bir kaza olursa, gerçekten ne olacak? Düşüncesi bile korkunç. Bir Japon olarak, ne kadar özür dilesek yeterli değil. Ben Türkler için endişeleniyorum. Biz, sizin ve ülkenizin geleceği için endişe diyoruz.

            NÜKLEER santral, büyük bir enerjidir ama aynı zamanda çok büyük bir para (gider) kaynağıdır. Japonya’da bu hakkı kullanma hususunda insanlar yanlış karar vermekte, görüş ayrılıkları olmaktadır. Aynı ülkenin insanları birbirine düşebilir. NÜKLEER santral artık güvenli değil. Japonya geleceği için ekonomisini (nükleer santrale) kurban etmiş bir ülkedir. LÜTFEN, KİMSEYE GÜVENMEYİN! LÜTFEN, BİR NÜKLEER SANTRAL FİKRİNE ALIŞMAYIN.

            Her zaman etrafınızı (doğal çevrenizi) koruyup dikkatli olmak önemlidir. Ben Türkiye’yi otobüs ile gezdim. Çok güzel bir ülke olduğunu gördüm. Gelecekte o güzelliği kaybetmemesini arzu ediyorum.

            Bütün Türklere ve geleceğin çocuklarına, Japonya’dan sevgilerle...” (Kaynak:  http://telgrafhane.org)

            Nükleer tehlikeyi Japonlar ve Ruslar iyi bilirler. Çünkü 1945’te Hiroşima ve Nagazaki kentlerine ABD tarafından atılan iki NÜKLEER BOMBA, Çernobil kazası, Fukuşima kazası onların başına gelen birer yıkımdır.

            2011 yılında Japonya'da meydana gelen Fukuşima Nükleer Santrali kazası, 11 Mart 2011’de meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki T_hoku depremi ve tsunamisi sonrasında meydana geldi. Honşu adası açıklarında meydana gelen bu deprem, Japonya'da büyük bir tsunamiye yol açtı. Tsunami Japonyaya çok büyük zarar verdi. Nükleer enerji santrallerinde arızalar meydana getirdi. 26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil nükleer reaktöründe meydana gelen patlama ve sonucunda yayılan radyoaktif madde Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’da yaşayan 336 bin insanın tahliyesine, 56 kişinin ölümüne, 4 bin doğrudan ilişkili kanser vakasına ve 600 bin kişinin sağlığının ciddi şekilde etkilenmesine sebep olmuştur. Nükleer kalıntıların ürettiği radyoaktif bulut, patlamadan sonra tüm Avrupa başta olmak üzere Türkiye'de özellikle Karadeniz ve Marmara bölgesi üzerine yayılmıştır.  Çernobil'den yaklaşık 1100 km uzaklıktaki İsveç Formsmark Nükleer Reaktörü’nde çalışan 27 kişinin elbiselerinde radyoaktif parçacıklara rastlanmış ve yapılan araştırmada radyoaktif parçacıkların İsveç'ten değil Çernobil'den gelen parçacıklar olduğu tespit edilmiştir. (Kaynak: http://tr.wikipedia.org)

            Mutfak tüpü patlayabilir. Ancak tüp kullanmaktan vazgeçmiyoruz. Ancak…

            Nükleer kazayı mutfak tüpü kazasıyla kıyaslamaya kalkarsak, orada duralım. Ülkemiz zaten etkili deprem kuşağında. Trafik canavarımız var. Tersane ve maden ocağı kazalarımız tuzu biberi. Nükleer enerjiyle boy ölçüşmek isteniyorsa keyfiyet sizin efendiler! Gazanız mübarek olsun!

            Bir de: “Satın alınmış teknolojiyle politik kahramanlık, kahramanlığın göz boyayanıdır. Zaten bu ülkede politik kahramanlıklar, satın alınmış teknolojiyle kazanılagelmemiş midir?”

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap