Gümül-Gün-Göl sineklerinden kurtulmak mümkün mü? -2-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Gümül-Gün-Göl sineklerinden kurtulmak mümkün mü?  -2-
Haberin Tarihi: 18.6.2013 10:48:00 - Okunma Sayısı:2403 defa okundu.

Gümül-Gün-Göl sineklerinden kurtulmak mümkün mü?  -2-

 

            Hocam; bu göl sineklerinden nasıl kurtuluruz? 

   Göl sinekleriyle mücadelede sineğin türünü, yaşamını- biyolojisini bilmek çözümde anahtardır. Sorun gölün bu günkü yapısı ve besin zincirinden kaynaklanmaktadır. Geçtiğimiz yıl, Eğirdir lisesinde öğretmenlik yaptığım dönemlerden öğrencim olan 'Eğirdir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Çevre ve Halk Sağlığı Veteriner İşleri Müdürü sayın Mehmet Küçükköse;  sinek konusunda benimle görüşmelerde bulundu, teşekkür ederim duyarlılığına.  Küçükköse’ye sorunun doğal dengesi bozulan gölden kaynaklandığını ve bu sorunun sadece Eğirdir değil,  öncelikle il bazında ele alınmasının gerektiğini ve ilaçlama yöntemlerinin sadece psikolojik etkisinin vardır ve bu tür kimyasallar tehlikeli olabilmektedir.

Ne bilinmeli ve

ne yapılmalı…

   Göl sineğinin yaşam biyolojisi iyi bilinerek, sineklerle uçarken değil, yumurta-larva döneminde ve kaynağında, başta biyolojik olmak üzere büyüme-çoğalma süreçlerinde “çok farklı yöntemler” uygulanmalıdır. Bu nedenlerle bu işin çok kolay olmadığını, bilimsel yöntemlerle, sabırla ve geniş tabanlı (su kalitesi- balıklandırma-ekolojik döngü-sosyo-ekonomik bakış ve yapı vb)  araştırma ve araştırmacıların yer aldığı projelerin nasıl olacağı- geliştirilmesi ve neler yapılabileceği konusunda görüşlerimizi belirtik. Küçükköse teşekkür ederek,  İl bazında yöneticilere önerilerimizi ileteceğini belirtti. Aradan bir yıl daha geçti bize dönülmedi. Sayın Küçükköse’nin önerilerimiz ve araştırmaları doğrultusunda çalışmalar yaptığını gözlemledik. Çalışmalar belki de yerel yönetimlerin gücü-bakışı ile bu kadar olmakta.

    Unutulmaması Gereken…

            Eğirdir Gölü,  binlerce yıl oluşum süreci geçirdikten sonra,  kendi yaşamını sorunsuz yıldır sürdürerek son yüz yıla kadar gelmiş doğal göldür. Gölde  verimliliği artırmak  ve gölde ekonomik değeri olmayan  türlerinin değerlendirilmesi  amacıyla  gölün yaşamını sağlayan doğal yapısına  yapılan başta balıklandırmayla başlayan doğal döngüyü dönüştürme çalışmaları(sudak-takoz ..balık) çalışmaları ve gölün doğal su akışının regülatörlerle düzenlenmesiyle göl suyunun durağanlaştırılması, göl çevresindeki çok yoğun kurutmalarla  tarım alanlarının açılması ve bu alanlarda salma sulama - kontrolsüz aşırı gübreleme ve  kimyasalların kullanılması ve diğer atıklarında göle bırakılmasıyla gölün biyolojik ve hidrolojik özelliklerinde ve gölün yaşamında  çok ciddi sorunlar oluşmuştur. Bunu hep tekrarlıyoruz çünkü sorunların temel nedeni budur, unutulmamalı ve dersler çıkarılmalıdır. Çözümde anahtar; sorun ne? Nerede? Etkeni tanıma? Hangi yöntem?

  Bilimsel çalışmalar

belgedir…      

      Gelecek nesillere böyle bir göl bırakmak, haksızlık değil mi? Bir şey yok-göl temiz demekle sorun çözümlenmemekte. Bilim insanlarının her bir çalışması belgedir, sunulur, onay görürse yayınlanır. Bilim insanlarının görüşü belgelere dayanır/dayanmalıdır. Bilimle “filim” birbirine karıştırılmamalı, “kendi “bilim” insanları” aranmamalı. Göl yerinde durmakta, Eğirdir Gölü ile ilgili yüzlerce bilimsel çalışma ve sonuçlarına ulaşmak günümüzde artık çok kolay.

            Eğirdir’de turizmin vb. gelişmeler için sadece makyaja değil,  başta sinek olmak üzere gölün kirlilik sorunlarıyla ilgili bilimsel projelerin yapılmasıyla olur. Eğirdir Gölü stratejik önemi olan içme suyu kaynağıdır, göle bakış; “daha çok para nasıl  kazanırız”dan  ziyade su kaynağının nasıl korunacağı ilkesinde olmadır. Bunu önemsersek ve koruma yasalarını uygularsak göl “cennetimiz” olur düşüncesindeyim. Gölün adı Eğirdir. Bu adın taşınması Eğirdir’e büyük sorumluluklar yüklemekteyse de göl, bir havuz, bir baraj değildir, dünya mirasıdır, gölde tüm canlıların hakkı vardır, sorumluluk herkesindir.

devam edecek…

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap